36. Bölüm

1.3K 81 29
                                    

Mirza'dan

- Mirza? Bayıldı.

- Görüyorum İrem!

- Hastaneye gidelim. Ya-yani bir şey ol-olmuştur. Hadi kalk.

- İrem otur oturduğun yerde. Bizi ilgilendirmez! Kendisi gelmeseydi olmazdı böyle bişey!

- Mirza? Ablan o senin.

Dişimi sıktım. Sertçe İrem'e baktım.

- Sakın! Sakın ola bir daha o kelimeyi ağzına alma!

Yere baktım. Burnundan kan akmaya devam eden değersiz bir insan. İnsan olduğunu sorgulatması gereken psikopat düşünceli bir insan.

Odadan çıkıp mutfağa girdim. Bir bardak su içtim sakinleşmeye çalışarak.

Sırtımı mermere dayadım. Tavana baktım elimde bardakla. Ne diye gelirsin şimdi. Tekrar hayatımın içine etmek için mi? Buna izin vermeyeceğim. Altı yıldır kendimi yeni yeni düzene sokmuşken şimdi olmaz.

Bardağı bırakıp odaya geri döndüm.

İrem Alyayı yatağıma yatırmış başında bekliyordu. Benim yatağıma! Bir katili!

Hızla oraya gidip İrem'i kolundan çektim.

- Ne yapıyorsun?! Katil lan o! Katil! Onun ne yaptıklarını bilsen bir metre yaklaşamassın! Bir insanı tuhundan ayıran canını alan bir varlık! Bu bir kişi ilede sınırlı kalmıyor tabi. Şuana kadar yüzlerce kişi öldürmüştür belkide. Dünyanın onun etrafında döndüğünü sanıyor. Ona yaklaşmayacaksın. Tek kelime etmeyeceksin! Şimdi çık odadan!

İrem gözleri dolu dolu odadan çıktı.

Yatağın köşesine oturup dirseklerimi dizime sabitleyip elimi kafamın arasına aldım.

İzin vermeyeceğim. Hayatımı mahf edemeyeceksin.

Ayağa kalkıp yanına gittim. Elimi omzuna götüreceğim sırada gözüme o anlar tekrar yaşamışımcasına bir film gibi geçti gözlerimin önünden. yumruğumu sıktım. Derin bir nefes alıp sertçe sarstım omzundan.

Gözlerini yavaşça açtı. Gözlerindeki o acımasızlık şuan bir üzüntü tabakasıyla kaplanmıştı. Elini burnuna götürdüğün de elini kan buladı. Bana baktı.

- Peçete var mı?

komidindeki peçeteyi uzattım.

- Şimdi siktir git!

Gözlerime baktı.

- Yapma... Kalbimi parçalıyorsun.

- Bak Alya! Ağır konuşmak istemiyorum. Kalbini kırmaktan falan da değil seni düşündüğüm hissine kapılma! Daha fazla seninle aynı havayı solumak istemediğimden! Şimdi defol.

Ayağa kalktı. Gözleri dolu dolu bana baktı. Umrumda bile değilsin. Artık yaptığin hareketler bile yapmacık geliyor.

Elindeki peçeteyi son kez burnuna tutup avucunun içinde tuttu.

Bana doğru bir adım attı, attığı adımla bende bir adım geri attım. Yüzüne baktım. Bir zamanlar çok sevdiğim tek sırdaşım şimdileri değersiz bir eşyadan farksız olana.

- Sakın! Yaklaşma bile.

Yanaklarından kendini daha fazla tutamayıp bir goz yaşı aktı.

- Bir kez... Sadece bir kez sana sarılsam? Sonra defolup gideceğim.

- Hayır!

- Ne olur? Yalvarırım sana...

- Çabuk. Sonra gideceksin.

SİYAHIMA BEYAZ OLUR MUSUN? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin