46. Bölüm

2K 106 108
                                    

Alarmın sesi kulaklarımı tırmalarken hemen kalktım. Ama bu alarm saat gece 21:30'a ayarlanmış bir alarm. Saat sekizde yazttığımız için biraz dinlenmiştik ama gece uzun olacaktı.

Şuan minik oğlumun ne kadar üzüldüğünü tahmin edebiliyorum. Kimseye göstermez ama yatağına çekilince ağlamaktan kendini harap eder. Bu gün Araf'ın doğum günüydü ve asla unutamazdım. Doğum gününü ufak bir hayal kırıklığıyla süslemek istedim sadece. Kova burcu zeki oğlum benim.

Gülümseyip Bulut'u omzundan dürttüm. Seninle daha intikamım bitmedi IQ seviyesine basıp bitirdiğim.

- Bulut!

- Hım...?

- Kalk hadi, yeter uyudun. Hadi çabuk hazırlanda gidelim bir an önce. Oğlumu daha fazla üzemem.

- Sen hazırlan.

- Kıyafetim nerede?

- Banyoda olacaktı.

Banyoya girip poşeti aldım. İçinden elbiseyi ve makyaj malzemelerini çıkardım. Çabucak giyindikten sonra makyajımı yapmaya başladım.

Kendimi süzüp notumu verdim. Örmüş olduğum saçlarımı açıp dalgalı kalmasını sağladım.

Gözlerimi devirerek hala yatmakta olan Bulut'a çevirdim.

- Aşağı iniyorum. 5 dakika için giyinmiş ve hazırlanmış bir şekilde gelmezsen, konuşacak bir kafan olmaz sevgilim.

Hızlıca odadan çıktım ve aşağı indim.

Kendime hızlıca kahve yapıp içmeye başladım. 5 dakikanın dolmasına tam 30 saniye kala Bulut mutfakta belirdi.

Tabiikide saydım.

Kupa bardaktaki son yudumlarıda kafama dikip tezgaha bıraktım.

Saçı karışmış ve uyku mahmuru Bulut'a baktım. Nefesimi verip ofladım.

Mutfaktan çıkıp portmantodan beyaz tüylü kürkü alıp omzuma attım.

- Daha hızlı olamaz mısın Bulut?

- Uykum var. Uyur gezer edeceksin beni.

- Olmayan sikimde değil. Bu gün Araf'ın, oğlumun doğum günü. En ufak bir terslik istemiyorum.

- Tamaaam. Anladım.

Arabaya yaklaştım ve ön koltuğa oturdum. Bir süre zonra oda sürücü koltuğuna yerleşti.

Arabayı hızlı ve kestirme yollardan sürerek bizi Nil'in evine daha hızlı ulaştırmıştı.

Nil'in evinde kutlama kararı aldık çünkü planımızı çözecek kadar zeki bir oğlum var. İçten içe gülümsedim. Eh tabi anasına çekmiş napsın. Zaten %60 anneden %40 babadan almıtor muydu zekasını. İşte kesinlikle ben.

Binaya girip asansörü çekerek beklemeye başladık. Asansör gelince girdik. Kapı tekrar açılıncada indik.

Bulut telefonunu alıp Nil'e çağrı bıraktıktı ve kapıda beklemeye başladık. O sırada Bulut'un gözüme takılan halan bağlanmamış kravatı takıldı. Yeminle daha uyanmamış anladım artık.

Yaklaşıp aynı boyda olmamızı sağlayan topuklularımla kravatını bağladım.

Hemen o sıra kapı açıldı sessizce. Hemen içeri girdik. Kürkü portmantoya asıp sessizce mutfağı buldum ve girdim. Hemen son hazırlıkları hallettik. Diğer ekip üyeleride gelince tamamlanmıştı.

Yavaşça Araf'ın olduğu odanın oraya ilerledim. Hıçkırık sesi geliyordu. Ah... Kıyamam ben sana ama.

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Hemen arkasını döndü ve karanlıktaki lacivertleriyle gözlerime baktı. Koşarak ona sarıldım. Ne kadarda özlemiştim şimdiden.

SİYAHIMA BEYAZ OLUR MUSUN? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin