30. Bölüm

1.6K 73 36
                                    

  Hazır oluuun.

6 Yıl Sonra.

Kollarını karnıma dolamış bir minak vardı sanki. Gözlerimi açıp o minağa baktım.

- Miniğim? Uyandın mı bakalım?

Yerinde kıpırdanıp maviş gözlerini açtı. Yanağından öptüm.

- Hayır. Uyanmak istemiyorum.

- Hadi birtanem kalkta kahvaltı yapalım.

Homurdanarak yataktan kalktı. Ona gülerken konuştum.

- Hani anneye sabah öpücüğü?

Yanıma gelip minik kollarını boynuma doladı. Sonra yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.

Bende onu öpüp elinden tuttum.

- Gel bakalım ilk önce elimizi yüzümüzü yıkayalım.

Banyoya girip onu kulozete oturtup elimi yüzümü yıkadım. Oda kendininkini yıkayınca hazırlanıp aşağı indik.

- Eslem abla neler yapmış gel bakalım.

Koşarak mutfağa girdi.

- Kreeeppp. Krep yapmış anne. Hemde çikolatalı.

Mutfağa girip güldüm o haline.

- Tamam annecim gel şimdi biz masaya geçelim. Birazdan Tay Tay amcanla Venda teyzen gelecek.

- Yuppii Tay Tay amca bana söz vermiştiii. Siyak arabayla gezicez biz.

- Öylemii. Benim niye haberim yok acaba küçük bey.

- Ya anne koca adam oldum ben. Kendi kararlarımı verebilirim.

Eğilip yanağına öpücük kondurdum.

- Yerim seni kuzucuk. Hadi gel kahvaltı yapalım.

Kahvaltı masasına oturtup tabağını doldurdum. Mısır gevreğinide önüne bırakıp gülümsedim. O tatlı tatlı kahvaltısını yaparken bende izliyordum. Aklıma doğduğu ilk zamanlar geldi. Şuan ile arada dağlar kadar fark vardı belkide. O benim çocuğumdu.

Geçmiş.

- Götürün şu çocuğu gözümün önünden. Ağlayıp duruyor! Yeter sus! Sus! Kes sesini! Ağlama!

- Alya yeter! Kendine gel! O senin çocuğun! Ona biraz sevgi göster. Daha bebek o! Onun ne suçu var? Ne yaptı bunları hak edecek. Hiç bir şeyden haberi olmayan küçük bir bebek o daha! Eğer böyle yapmaya devam edersen, götürürüm çocuğu babasına. Venda bişey söyle sende şuna kendine gelsin!

- Haklı. Biraz ilgi göstersen bir şey kaybetmezsin.

- Gözleri ona benziyor ve ona baktıkça Bulut'u hatırlıyorum. Yapamıyorum anlasanıza.

- Zorundasın be papatya. O senden bir parça. Sadece biraz ilgiye ihtiyacı var.

- Deneyeceğim.

Şimdi.

O günden sonra ona karşı tavrım, sergilediğim hareketler hepsi değişmişti. Araf Kuzey Derin, benim minik oğlum. Şuan 6 yaşında. O kadar güzel ki. Ona bakmaya kıyamıyorum.

Kendime gelip kahvaltımı yapmaya başladım. İkimizin de kahvaltısı bitince kalktık.

Telefonum çalmaya başlayınca cebimden çıkardım. Tanımadığım bir numaraya aitti. Araf'a bakıp gülümsedim.

- Annem git Eslem ablaya söyleki sana portakal suyuyla kurabiye koysun.

Kafasını sallayıp mutfağa koştu. Telefonu açtım.

SİYAHIMA BEYAZ OLUR MUSUN? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin