BÖLÜM 20

1.3K 86 6
                                    

Psikoterapimin ikinci haftasıydı ve ben biraz da olsa ilerleme göstermiştim.Yakup tam bir hafta önce altın vuruş yaparak damardan uyuşturucuyu kendi vücuduna şırınga ile göndermişti.Vücudu da daha fazla uyuşturucuyu ve ilacı bir arada kaldıramayacağında dolayı iflas etmişti.Yani kısacası ölmüştü.Pars o günden sonra bizimle daha iyi ilgilenmeye başlamıştı.Gizlice sigara aldığını gördüğümü söylediğimde sadece şaşırmıştı.Ama ben biliyordum her ne kadar sadece şaşırmış gibi görünse de,içinde  bir yerlerde suçluluk duygusu vardı.Ona bir daha böyle bir yapmayacağına dair söz verdirtmiştim.

Alya'ya gelirsek,Yakup'un ölümden en çok etkilenen belki de o olmuştu.Siz Simay'ın daha çok üzüleceğini hatta intihar falan edeceğini sanıyordunuz değil mi? Ama işler öyle ilerlememişti.Alya klinikten kaçmaya çalışmış ama başarılı olamamıştı.Başına ne gelmişti bilmiyorduk ama hemşireler ve güvenlik görevlileri onu bulmaya gittiklerinde yerde baygın ve kan içinde yattığını görmüşlerdi.Zaten hemen bir ambulans çağırtmışlar ve Alya'yı hastaneye sevk etmişler.

Simay mı? Simay,Yakup'un ölümünden birkaç  gün sonra toparlanmıştı fakat hala onun acısını içinde taşıdığına adım gibi emindim.

Peki ben? Bana neler olmuştu? Ben,o günden sonra gerçekten çok üzülmüştüm.Çünkü O'nu tanımış ve arkadaşım gibi benimsemiştim.Terapime devam ediyor ve artık daha fazla yemek yiyebiliyordum.İlaçlar sağ olsun bana bu konuda çok yardımcı olmuşlardı.Antidepresanımın dozunu düşürmüş ve doyurucu ilaçlardan yavaş yavaş çekilmeye başlamıştım.Ama yavaş yavaş,sadece günde bir öpün.Öğle yemeğinde.

''İmge,istersen seni Pars'ın yanına götürebilirim.''diye fısıldadı Ayşe hemşire.Gülümsedim ve olumlu anlamda başımı salladım.Pars ile ağabey-kardeş ilişkimizi fazlasıyla beğeniyordum.Koluna girdim ve benim bulunduğum bloktan çıktık.Rehabilitasyon bölümüne geldiğimizde yüzümü sıkıntıyla buruşturdum.Yakup'un o öldüğü anı hiç unutamıyordum.Belki krizi tutmuştu ve hemen altın şat yapmıştı ya da gerçekten ve gerçekten bir şeye üzülmüştü.Bunu bilemezdik.

''İmge!'' Omzumu tutan kişiye arkamı dönüp baktığımda Derya Hanım'ı gördüm.''Bugün kadın doğum doktoru,dişçi ve diyetisyen gelecek.Tedavine kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor.Özellikle de bugün.'' Sıkıntıyla dudak büzdüm.Bari Pars'ı görseydim.''Peki ne zaman?''

''Hemen hemen bir saat sonra.'' Madem bir saat sonra e daha ne beni meşgul ediyorsuyn kadın?!

''Bari gidip Pars'ı görseydim,zaten vaktimiz varmış.'' Sıkıntıyla ensesini kaşıdı.''Of,peki tamam ama fazla gecikme seni ofisimde bekliyor olacağım.''

Anlayışlı başımı salladım ve Pars'ın kapısını tıklattım.İlk tıklattığımda kapıyı kimse açmamıştı fakat ikinci kez tıkladığımda karşıma saçı başı dağılmış bir insan gördüm.Gözlerinin altı işimiş,saçları dağılmış ve yerinde duramıyor gibiydi.Kimseye görünmeden içeri girdim ve kapıyı ardına kadar kapadım.

''Pars,iyi misin?'' Yatağa oturup kalkıyor ve sanki bir kriz geçiriyordu.

''İmge,yardımına ihtiyacım var!''

TedaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin