Can sıkıntısı,onun kadar kötü bir duygu yok.Yani bana göre.Hangi insan tam yarım saat boyunca duvara bakar? Tabi ki de bana bunu yaptıran can sıkıntısıydı.Diyetisyen bana diyet listesi verdikten sonra ona uymamı belirtip gitmişti.O gittikten sonra diş doktoru gelip kusmaktan sürekli çürümeye başlayan dişimi düzeltmişti.
Şimdiyse odamda yapacak hiçbir şey olmadığından dolayı sadece oturuyordum.O kadar çok kilo kaybetmiştim ki bu sıralar.Ama daha sonra buradaki tedavim sayesinde verdiğim beş kiloyu geri almıştım.Şimdi yanaklarım hafiften tombullaşmıştı.Bacaklarıma ve kollarıma yağlar gelmeye başlamıştı.
Göz altı çukurlarım zaten iyileşmişlerdi.Sadece kısa bir süre daha tedavi almam gerekiyordu.Çünkü o en son yaptığım kusma hareketim mideme büyük bir zarar vermişti.Düne kadar kendimi hiç ama hiç kilolu hissetmemiştim.Daha doğrusu kilolu olduğumu hiç düşünmemiştim.
Odamdaki tüm ayna,tartı ve bana kilomu anımsatacak ne varsa kaldırmışlardı.Oflayarak ayaklarımı yataktan sarkıttım.İlk başta sendeleyerek ayağa kalkmıştım fakat daha sonra dengemi bulmuştum.
Yavaş adımlarla camın yanına doğru ilerledim.Çiçeğim dışarıya doğru dönmüştü.Yapraklarındaki kuruluğu gördüğümde masamın üstünde duran bir şişe suyu aldım.Kapağını dökmemeye dikkat ederek açtım ve suyu çiçeğin dibine boşalttım.Uzun bir süredir çiçeğimle ilgilenemiyordum.Yavaş adımlarla bu sefer de tuvalete gittim.Minik dolabı açıp içindeki tarağı elime aldım.Ayna bu odada da yoktu.
"Bu ne biçim iş be!" diye söylendim kendi kendime.Sürekli bir can sıkıcılığı.Tarağı da alarak yattığım yatağın üstüne oturdum.
Saçlarımı uçlarından sakince taramaya başladım.Ne olursa olsun ayakta kalmam gerekirdi.Ben zaten kocaman bir kızdım.Yirmi bir yaşımdaydım ve acılar beni olgunlaştırmıştı.
"Girebilir miyim?" Kapı tıklandığında o yöne doğru döndüm.Pars meraklı gözleriyle bana bakıyordu.''Gel.'' dedim.Sanırım onu affedebilirdim.Zaten benim kimim vardı ki? Bir tek Pars.Simay deseniz hastalığı o kadar çok ilerlemişti ki ölüm durumuna gelmişti.Alya'dan hala haber alamıyorduk.Yakup deseniz o da ölmüştü ve huzuru bulmuştu.''Nasılsın?'' diye sordum yüzüne bakmadan.Bir süre hiç sesini çıkarmadan durdu fakat daha sonra bana sımsıkı sarıldı.Kaşlarımı şaşkınlıkla çattım.''Özür dilerim İmge.Yaptıklarım ve dediklerim için özür dilerim.Seni o halde görmek istemezdim.'' Boğazım düğümlendi ve konuşamadım.
Bir şey diyemedim ama sarılışına karşılık verdim.Hem de sımsıkı...Gözyaşlarım onun omzuna akmaya başladığında burnumu çektim.Bu aralar tek bir isteğim vardı: mutlu olmak.Bu imkansızı başarmak ve mutlu olmak istiyordum.
Odamda Pars'la oturup uzun bir süre sohbet ettik daha sonra içeriye Ayşe hemşire girdi ve televizyon izleme saatinin yaklaştığını söyledi.Pars'ın da benimle gelmesini istediğimde beni kırmadı.
Televizyon odasına geldiğimizde her tarafta hastaların olduğunu gördüm.Bize sakinleştirici bir film açmışlardı ve herkese mısır getirmişlerdi.Bana da getirmeleri için beklerken Pars konuştu.Ben yemeyeceğim sen yiyebilirsin.Gözlerimi onun gözleriyle buluşturduğumda gülümsedi.''Fazla kaçırma yalnız.Kızarım.'' Göz kırptı ve yanağıma minik bir öpücük kondurdu.''Sen de ye yoksa rahat edemem.''
''Tamam.'' dedi ve yerinde yayıldı.Elini mısırın paketine daldırdı ve bir avuç mısır aldı.Onu gülerek izlediğimde kahkaha attı.Evet,güzel anlışıyorduk ve beni gerçekten de mutlu ediyordu.Çekinerek mısırdan yemeye başladığımda aklımda tek bir şey vardı.Eğer kusarsam?
Filmin ilk on beşinci dakikasında midem beni şaşırmışttı.Kusmamıştım bu da demek oluyordu ki iyileşiyordum.Ben kendimi iyice filme kaptırdığımda Pars'ın sesini duydum.''Efendim?'' diyerek döndüğümde zorla gülümsedi.''Pars ne oldu?''
Yutkundu ve konuşmak için dudaklarını araladı.Kötü bir şey söyleyecekti.Buna tekrardan hazır mıydım bilmiyordum.Derin bir nefes aldım.''İmge benim son üç günüm kaldı.Üç gün sonra taburcu oluyorum.Yani gidiyorum klinikten.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tedavi
ChickLitHastalıklı bir kız,yıllardır bundan habersiz yaşıyordu.Kilosu gençliğinde onun en büyük sorunu olmuştu ve artık hayatından nefret eder hale gelmişti. ***** Yine yüzüm bembeyaz olmuş bir biçimde tuvaletten çıktım.Elimi dipleri ıslanmış saçlarımın ara...