Özel Bölüm•°•

1.3K 93 37
                                    

Hepinize benden bir karne hediyesi.Mutlu bir tatil geçirmeniz dileğiyle...

İnsanoğlu dünyaya bir kere gelir.Mutlulukları,acıları,hüzünleri ve pişmanlıkları bir defa yaşar.Sonra birisi çıkar karşısına ve tüm düzeni bozar.İşte benim düzenimi bozan deli de Pars'tı.Klinikte onunla tanıştığım gün yirmi bir yıllık hayatımda yaşadığım en mükemmel andı.O gerektiğinde bana destek oldu,gerektiğinde de dostum olmuştu.

Yemek krizlerimin tuttuğu sıralarda yanımdan bir an olsun ayrılamamıştı.

İşte şimdi artık karı-kocaydık.Neredeyse evleneli dört yıl olmuştu ve ben oğlumuza hamileydim.Evet,yanlış duymadınız.Bebeğimiz...Aslında benim çok önceden hamile kalmam gerekiyordu fakat vücudum ilaçlardan ve kusma nöbetlerimden sonra yavaş yavaş kendisine gelebiliyordu.Bu yüzden biraz geç hamile kalmıştım.Olsun sonuçta o bana Allah'ın verdiği bir hediyeydi.

"Günaydın."dedi ellerini belime dolayarak.Kahvaltı için doğradığım salatalıktan bir parça ağzına attım.Ağzından çıkan kütür kütür sesler kıkırdamamı sağladı.

Aile hayatımdan biraz kopup asıl hikayemden bir parça da size anlatayım.Kilolarım...

Bir zamanlar başımın belası olan kilolarım.Şimdi elli yedi kiloyum.Belim incelmişti ve göbeğimden de kurtulmuştum.Akşamları fitness salonuna gidip düzenli sporlarımı yapıyordum.

Sonuçta bebeğimin de benim de sağlıklı olmamız gerekirdi,değil mi?

"Bugün ultrasona gideceğiz,işten izin alabilir misin?"

"Hakan Bey'e sorarım.Oğlumu görmem gerek,bir zahmet izin versin."dedi ve ellerini karnıma koyarak oğlumuzu sevdi.

Pars bir şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalışıyordu.Ailemizi geçindirmek için canla başla mücadele ediyordu.Ben de evdeydim.Oğlumuza bakacağım için evde kalmam gerekiyordu.

"İlke gelecek bugün.Eve gelirken pasta falan almayı unutma.Ha birde,kapıcı Deniz seni sordu.Aidat makbuzunu verecekmiş."

"Tamam,bebeklerim.İkisini de hallederim ben.Yeterli siz mutlu olun ve sorun çıkarmayın."

İlke...benim minik kardeşim.Hukuk fakültesini kazanmıştı ve İstanbul'un merkezinde kalıyordu.Annem ve babam evlerinde oturuyorlardı.Her zamanki halleri işte.

"Ben çıkıyorum İmge!"diye bağırdı.

"Geliyorum."dedim ve ellerimi havluyla kuruladım.Koridora gittiğimde ayakkabısını giyiniyordu.Aynaya bakıp üstünü düzelttikten sonra bana döndü.

"Çok yakışıklısın,karizmatiksin,sempatiksin.Sen bizim adamımızsın.Hayatımı kurtaran kişisin."

"Sen de benim yeni bağımlılığımsın."dedi ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu.

"Akşam Yakup'un mezarına gideriz."

Bir anlığına yüzüm düşse de gülümsemeye çalıştım.

"Tamam canım,dikkatli ol."

Yakup,Alya,Simay ve Derya Hanım.Yakup'un öldüğünü zaten biliyorsunuz.Alya'nın durumu da çok iyi ve artık sarı renk onun için sadece bir "renk" haline gelmişti.Takıntısından kurtulmuştu.Peki Simay?

Ah çok üzgünüm ama Simay gerçekten kötü bir durumda.Onun da gölge takıntısı geçmişti.Ancak bu sefer de böbrek yetmezliği sorunu ortaya çıkmıştı.

Evet,kızın hayatından hastalık eksik olmuyordu.

Hepimizin hayatına doğan güneş,bir seferlikti.Güneş gidince ardından da karanlık geliyordu.

TedaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin