Söylediklerini sindirmeme izin vermeden dudaklarını dudaklarıma bastırdığında anında ellerimi ensesinde birleştirip ona biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Dudaklarımı aralayıp ona kolaylık sağladığımda ellerini yanaklarım koydu ve o da beni iyice kendine çekti.
Sessiz inlemem kulaklarımıza dolduğunda elini bacaklarıma götürüp beni kucağına aldı ve az önce oturduğumuz koltuğa oturdu. Şimdi ben, okul eteğimin de izin verdiği ölçüde, kucağında ata biner gibi oturuyordum.
Bir anlığına dudaklarımız birbirinden ayrıldığında üstümdeki formayı çıkarıp bir yerlere fırlattı. Ben de aynı şekilde elimi onun formasının eteklerine götürdüğümde sesli bir nefes bırakıp bana yardımcı oldu. Birkaç saniye gözlerime bakıp tekrar dudaklarıma kapandığında ikimiz de seslice inledik.
Birden sağına dönüp beni koltuğa yatırıp kendisi de üstüme uzandığında gerçek dünyaya dönüp kendimi bir anda geri çektim.
"Durmamız gerek." Uyarımı dikkate alarak dudaklarını dudaklarımdan çekip başını boynuma koydu ve biraz soluklandı. Ben de nefesimi düzene koymaya çalışırken üzerimde doğrulup kendini yana attı ve dirseklerini dizlerine yaslayıp yüzünü sıvazladı. "Çok garip."
Kaşlarımı çatıp yerimde doğrulduğumda sadece iç çamaşırımla olduğum için utanmayı sonraya bıraktım. "Garip olan ne?"
"Ben daha önce hiçbir kızla bu kadar ileri gitmedim. Üstelik seninle ilk öpüşmemizin bu kadar ilerlemiş olması..."
"Hah! Suçlu benim yani öyle mi?" Yoğun bakışlarını bana çevirdi. Çok... derin bakıyordu?
"Ben buna suç demezdim... Sadece senin yanındayken başka biriymiş gibi davranıyorum ama bundan hiç rahatsız olmuyorum." Kısık sesle güldü. "Ailem beni böyle görse hastaneye kapatırdı muhtemelen." Hüzünlü bir ifadeyle kurduğu cümleye dayanamayıp ellerini tuttum. "Az önce olanlar... 18 yaşındayız, Yankı. Yaşananlar gayet normaldi. Lütfen büyük bir tepki verip yaşananları anormalize etmeye kalkma. Pişman olmayacağım çünkü. Sonrasında bunları başkasına anlatıp dalga geçsen bile." Son cümlede ellerimi ellerinden, gözlerimi de gözlerinden çekip ayaklandım.
"Birazdan göreceklerine hazır mısın?" Heyecanla sorduğum soruya güldü. "Ders çalışacağız sanıyordum?"
"Ders de çalışırız, daha erken." Elinden tuttuğumda beni zorlamayıp ayağa kalktı ve beni takip etmeye başladı. Merdivenlerin başına geldiğimizde ona döndüm. "Ben söyleyene kadar gözlerini açma tamam mı?"
"Merdivenleri inerken gözlerim kapalı mı olacak?" Başımı olumlu anlamda salladım. "Bana güveniyor musun?"
Hiç düşünmeden kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. "Umarım beklentileri yükselttiğine değer.
Kendimden emin bir şekilde gülümseyerek yüzüne baktım.
"Emin ol beklediğine değecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf | Texting
Non-FictionTavsiyem okumayın, çünkü cringe. Bilinmeyen Numara: Bende bir fotoğrafın var, Bilinmeyen Numara: Bebeğim bundan daha fazlasına ihtiyacım var.