inciderinkeskinn: Suç bende değil mi?
inciderinkeskinn: Her şeyi ben mahvettim.
inciderinkeskinn: Her şeyi ben bu hale getirdim.
inciderinkeskinn: Eğer bir çözüm olacaksa intihar edeyim
inciderinkeskinn: Ben zaten ölüyüm göremiyor mu kimse?
inciderinkeskinn: Benim duygularım, ruhum, hayallerim önce tüm okulun, sonra da Türkiye'nin gözleri önünde öldürüldü
inciderinkeskinn: Herkes oyunculuğum sayesinde bana hayranken
inciderinkeskinn: O hayran bakışların yerini acıyan bakışlar aldı
inciderinkeskinn: Şimdi kendi sefil hayatına bakmadan bana acıyan herkesin
inciderinkeskinn: Cezasını ben kesiyorum.
inciderinkeskinn: Ben bana attıkları o bakışları hak etmiyorum ama
inciderinkeskinn: Onlar başlarına gelecek her şeyi hak ediyorlar.
İğrenç bir okul gününü daha geride bırakıp evime girdiğimde bir kaç kez anneme seslendim. Genelde bu saatlerde evde olurdu. Salona geçtiğimde annem görüş alanıma girdi.
İçiyordu, her zamanki gibi.
"Ne bağırıyorsun, İnci? Başım çatlıyor zaten." Gözlerimi devirdim. "Hoşbulduk anneciğim." Başını salladı alayla.
"Ah, anladım. Evcilik oynamak istiyorsun. Nasılsın kızım? Bugün birkaç kişinin ağzına sıçabildin mi?" Yüzüme her zamanki abartılı ve sahte gülümsememi yerleştirip karşısındaki koltuğa oturdum. "Arkadaştan falan değil, direkt aileden giriyorum olaya. Yedikleri her boku ailelerinin önünde döküyorum ortalığa." Bu defa o gözlerini devirdi.
"Ne büyük başarı! Efe'yi gördün mü?" Viskisini tekrar dudaklarına götürürken sorduğu soruyla gerildim.
"Birkaç kez gördüm öyle."
"Aynı sınıfta olduğunuzu biliyorum, İnci. Her neyse, nerede ne yaptığın önemli değil. Bir kaç teklif gelmiş, yarın inceleyeceğiz haberin olsun."
"Ben oyunculuk..."
"Konu tartışmaya kapalı. Hazıra dağ dayanmaz, küçük hanım. Para suyunu çektiğinde ne yapacağız?"
Şirince gülümsedim. "Çalışmayı denesen?" Kahkaha atıp ayağa kalktı. Salonun çıkışına yönelmişti ki duraksadı. "Bu arada Derin, Efe'nin yüzüne karşı onu umursamadığını söylemen gerekirse, az önceki gibi gözlerinin dolmamasına özen göster." Güldüğünü duydum.
"Benden bile daha acınası duruyorsun sen."
Kırılmadım. Kırılmadım. Kırılmadım. Kırı...
Dış kapının kapanma sesini duyduğumda yerimden kalkıp yüzüme yine o abartılı gülümsemeyi yerleştirdim ve merdivenlere yönelirken bu defa sesli tekrarlamaya başladım. "Kırılmadım, kırılmadım, kırılmadım..."
***
Çok kırıldın, güzel kızım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf | Texting
No FicciónTavsiyem okumayın, çünkü cringe. Bilinmeyen Numara: Bende bir fotoğrafın var, Bilinmeyen Numara: Bebeğim bundan daha fazlasına ihtiyacım var.