Efe: Seanstan sonra konuşma fırsatımız olmadıEfe: Nasıl geçti?
İnci: Yanımdan kaçar gibi gitmek yerine yanındayken sorsaydın?
Efe: Acil işim çıkmıştı, İnci
İnci: Çağlayla demi?
İnci: Aynen
İnci: Kim bilir ne kadar acildir
Efe: İnci
İnci: ?
Efe: Çağla benim kardeşim gibidir
İnci: Yakut da kardeşin ama her fırsatta seni çağırmıyor
İnci: Cidden ne bekliyordum acaba?
İnci: Bir an önemli olduğumu sanmıştım
Efe: İnci zaten en önemli olan sensin
Efe: Ama o da arkadaşım
İnci: En önemli olan benim ama Çağla çağırınca yanımdan kaçar gibi gidebiliyorsun
İnci: Ne güzel hayat ya
Efe: Abartıyorsun
Efe: Beni dün sabah aradı, çağırdı
Efe: İhtiyacı olduğunu söyledi
Efe: Ama ben seninle olmak istediğim için akşama kadar erteledim
İnci: Ne büyük incelik :D (17.25)
Efe: Kıskanırken bile tatlısın be (17.30)
İnci: 5 dakikadır çevrimiçisin Efe :D
İnci: Dur tahmin edeyim, Çağla'nın sana hala ihtiyacı var ve bu yüzden onunla konuşuyordun değil mi?
İnci: Demek ki gerçekten önemsediğin insanlar olunca sana ihtiyacı olan insanların yanında olmak için elinden geleni yapıyorsun
İnci: Sanırım bu neden benim son 1 yıldır yalnızlık çektiğimi çok net açıklıyor :)
Efe kişisini engellediniz.
Çatlayacak gibi ağrıyan başımla gözlerimi açtığımda birkaç dakika tavanla bakıştım. En son Efe'yi engelledikten sonra defalarca beni aramış, en sonunda telefonumdan da engellememe sebep olmuştu. Eninde sonunda konuşacağımızı ben de biliyordum ama karşısında bir kez daha ağlamak istemediğim için olabildiğince ertelemeye çalışıyordum.
Efe'yi ne kadar kıskandığım ortadayken bunu hiç ciddiye almıyor olması henüz emin olamadığım sevgisinden şüpheye düşmeme sebep oluyor, beni daha da yıpratıyordu. Yankı ve Efe'yi kimseyle paylaşmaya alışkın olmadığımdan verdiğim tepkiler belki diğerlerine göre fazla olabilirdi ama ben de böyleydim işte, hayatıma olabildiğince az kişiyi alıyor, aldıklarımı da deli gibi sahipleniyordum.
Yeniden dolan gözlerimi kırpıştırıp yerimde doğrulduğumda başıma saplanan ağrıyla birlikte başucumda her zaman duran migren ilacımı alıp içtim. Yerimden kalkıp lavaboya geçtim ve elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama geçtim.
Pekala, bunu hiç beklemiyordum.
"Ne işin var senin burada?"
Yatağımın üstüne oturmuş etrafı inceleyen Efe, sonunda bakışlarını bana çevirdiğinde hızla ayağa kalktı. "Seni görmeye geldim."
Gözlerimi devirip yanından geçtim ve gardrobumun önünde durdum.
"Pijaman güzelmiş." Eğlenerek söylediği sözlerle kızaran yanaklarımı saçlarımı kapatmaya çalışarak sinirle ona döndüm. "Ne istiyorsun?"
"Barışmak?"
"Çocuk değilim, Efe. Küsmedim."
"Beni nasıl kıskandığını biraz da yakından görmek istedim desek?"
"Pislik."
"Aşıksın ama." Çığlık atarak göğsüne vurdum. "Çık odamdan!"
Bana aldırmadan tekrar yatağıma oturduğunda hayretle ona baktım. "Anneme söylerim seni."
"Eski Efe değilim, İnci."
"O devirdiğin gözlerini oyarım! Hem gidip Çağla'yla uğraşsana sen." Ağzımdan çıkan cümleden sonra dilimi ısırsam da olan olmuştu ve karşımdaki şerefsiz bana sırıtarak bakıyordu! "Ben seninle uğraşmak istiyorum ama?"
"Çağla'yla aranızda ne var?"
"Arkadaşlık."
"Nasıl bir arkadaşlık? One night stand gibi mi?" Efe şaşkınca bana baktığında gözlerimi devirdim.
"Tövbe yarabbim."
"Çağla sana farklı bakıyor."
"Kıskanman için yapıyor." Şokla Efe'ye baktığımda omuzlarını silkti. "Kendi aklınca bir işe kalkışmış. Senin bana daha fazla direnmemen için kıskanmanı istemiş. Dün akşam haberim oldu, saçmalamaya başlamıştı çünkü."
"Ben..."
"Aramız bozuk şu sıra. Benim için her ne kadar değerli olsa da herkesten değerli bir kişi var ve o kişiyi üzecek bir yanlış yaptı. Zaman ne gösterir bilmiyorum ama bizi bir daha kıskanmanı gerektirecek bir şey yaşanmayacak, emin ol."
"Biz demesene." Kedi mırıltısı gibi çıkan sesimle gözlerinin parladığına şahit oldum. "Sanırım sinirliyim."
"Bana mı?"
"Senin suçun yok... yine de bilmiyorum. O çağırdı ve gittin." İki adım atıp beni kolları arasına aldığında ben de gülümseyip kollarımı beline sardım. "Kendini başkasıyla karşılaştırma. Sana geç kavuştum ama olası bir tercih yapma durumunda..." Benden ayrılıp dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktığında kollarımı boynuna çıkardım. "Tercihim sen olursun."
"Ben kendimi tercih konusu haline getirtmem." Gülümseyip beni tekrar öptü.
"Seni seviyorum." Boynundaki kollarımı sıklaştırıp parmak ucumda yükseldim ve kafamı boynuna koyup ona iyice sarıldım.
Belki de bana iyi gelecek olan kişi, yaralarımı açan adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf | Texting
Non-FictionTavsiyem okumayın, çünkü cringe. Bilinmeyen Numara: Bende bir fotoğrafın var, Bilinmeyen Numara: Bebeğim bundan daha fazlasına ihtiyacım var.