Yakut: Yankı
Yakut: İnci'yle konuştunuz mu?
Yakut: Çağla adına ben özür dilerim
Yakut: Söz konusu Efe olduğunda biraz hırçınlaşabiliyor
Yankı çevrimiçi...
Yankı yazıyor...
Yankı: Yani cidden
Yankı: Ağzımı bozmamak için zor duruyorum
Yankı: İnci zaten Efe'yi tam anlamıyla affetmiş değildi
Yankı: Biliyorsun değil mi?
Yakut: Bana niye kızıyorsun ki şimdi?
Yankı: Sevgilim sana kızmıyorum
Yankı: Çağla'nın derdi ne?
Yakut: Anladın işte
Yakut: Bana söyletme
Yankı: Bana Efe hepinizi anlatıyordu Efe
Yankı: Çağla'dan bahsederken ablası gibi gördüğünü söylediğine eminim
Yankı: Efe böyle düşünürken Çağla Efe'yi mi seviyor?
Yakut: Bak ne diyeceğim?
Yakut: Bu olaylar cidden beni sıktı artık
Yakut: Hafta sonu baş başa bir şeyler yapalım mı?
Yankı: Çok iyi olur aslında
Yankı: Biraz sıyrılmış oluruz şu kargaşadan
Yankı: Ben ayarlayayım bir şeyler
Yakut: Annenle durumlar nasıl?
Yankı: Yani
Yankı: Annem işte
Yankı: Ona ne kadar bağlı olduğumu ve saygı duyduğumu biliyor
Yankı: Ama bi yanda da sen varsın
Yankı: Bak sana da böyle bağlıyım
Yankı: Allahım de inanırım
Yankı: Çünkü seni seviyorum
Yakut: Yankı
Yankı: Güzelim
Yakut: Seni çok seviyorum
Yakut: Ve hatırlat
Yankı: Neyi?
Yakut: Sabah ilk işim seni öpmek olacak :)
***
Ebru: Çocuklar
Ebru: Biz Umut'la ayrıldık
Efe: Ne??
Yakut: Nasıl ya?
Ebru: Yanıma gelir misiniz?
Ebru: İkinize de çok ihtiyacım var
Ebru: Lütfen.
Ebru çevrimdışı...
***
"Ne oldu kızım size durup dururken?" Ebru kızarmış gözleri ve burnuyla yatağın üstünde otururken boş gözlerini benden çekti. "Durup dururken değil aslında ama... siz o kadar meşguldünüz ki hiçbir şey anlatamadım size."
"Kızdırıyorsun ama beni." Başından beri tepkisizce köşede dikilen Efe ilk kez konuşmuştu. "Biz ne zaman kendi derdimize dalıp seni unuttuk?" Ebru sesli bir şekilde burnunu çekip tekrar sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Efe de ben de bu haline dayanamayıp anında yanına çöktük ve kollarımızı ona sardık.
Ebru'yu böyle görmeye gerçekten dayanamıyordum.
"Ben onu hala çok seviyorum." Hıçkırıkları arasından kurduğu cümleyle Efe'yle gözlerimiz kesişti. "Ne olur bana yardım edin." Bu defa Efe ve benim de gözlerim doldu ve yatağın üstünde öylece Ebru'ya katılıp ağlamaya başladık sessizce. "Kuzum ne olduğunu anlatmıyorsun ki."
"Yakut ben onsuz ne yapacağım?"
"Şşş... Toparlan, elini yüzünü yıka ve her şeyi baştan anlat. Hadi canım. Bulacağız bir çözüm."
Uysal bir şekilde kollarımızdan sıyrıldı ve odasındaki banyoya geçti. "Sen nasıl oldun?" diye sordum Efe'ye alttan bir bakış atarak.
Omuzlarını kaldırıp indirdi. "Aynı." Bu sırada Ebru tekrar odaya gelmiş oturma masasının sandalyesine oturmuştu çoktan.
"E anlat bakalım Ebruli. Sendeyiz."
"Son zamanlarda sürekli kavga ediyorduk. İşte saçma sapan sebepler. Ben sanırım... onu fazla kıskanmaya başladım. Ama elimde değil ki. Kaybetmekten çok korktum. Ama sonumuzu bu kaybetme korkusu getirdi işte."
"Hiçbir şey anlamadım ben. Umut gayet düzgün bir çocuk. Kıskanmanı gerektirecek bir şey yapmaz ki."
Omuzlarını silkti Ebru. "Son zamanlarda bir kız yazıyordu Umut'a. Defalarca o tersledi, ben devreye girdim. Numarasını engelledik, açtığı bütün sahte hesapları engelledik ama bir türlü yılmadı kız." Tekrardan dolan gözlerini kırpıştırıp yaşları geri göndermeye çalıştı. "Eski sevgilisiymiş kız. Benden önce sadece bir tane sevgilisi olmuş zaten."
"Nil mi?" Efe'nin sorusuna karşı başını olumlu anlamda salladı Ebru. "Tanıyor musun?"
"Evet, iyi kızdır." Gözleri yeniden doldu Ebru'nun. "Biliyorum, çok iyi ve çok güzel."
"Anlamadım ben, Umut hala onu mu seviyormuş yani?"
"Yoo?"
"Ee, siz niye ayrıldınız ki?" Gözyaşları tekrar akmaya başlayınca yerimden kalkıp sandalyesinin önünde çöktüm. "Ona güvenmediğimi düşünüyor." Efe de yanıma çöküp Ebru'nun bir elini avuçları arasına aldı. "Ona öyle hissettirmişsin güzelim."
"Ama Efe, ben ona değil... kendime güvenmiyorum." Efe başını sallayıp kafasını Ebru'nun dizlerine dayadı. Acısı gözlerinden okunuyordu. Onu bu kadar üzdüğü için İnci'yi pataklamak geldi içimden.
"Aşk bize pek yaramadı, ha?"
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf | Texting
غير روائيTavsiyem okumayın, çünkü cringe. Bilinmeyen Numara: Bende bir fotoğrafın var, Bilinmeyen Numara: Bebeğim bundan daha fazlasına ihtiyacım var.