Bölüm 39

15.5K 632 219
                                    

Efe: Hazır mısın lan?

Yakut: Hazırım geldiniz mi?

Efe: 5 dakikaya oradayız

Efe: Yankı'nın senden haberi yok haberin olsun

Yakut: Bilse gelmezdi diyorsun...

Efe: Seni bir görse yumuşar diyorum

Efe: Keyfi yok zaten, belli

Yakut: Tamam ben iniyorum hadi

Görüldü.(12.25)

***

"Selam gençler!" Neşeyle şakıyarak arabanın arka kapısını açıp bindim. Yankı'nın uzaylı görmüş gibi bana bakmasına gülerek yanağından öptüm. "Ne işin var senin burada?" Sorusunun moralimi bozmasına izin vermeden yeniden gülümsedim. "Seni özledim minnoşum." Homurdanarak kafasını cama çevirdi.

Kafamı kaldırdığımda dikiz aynasından bana bakan Efe'yi gördüm. "Selam Efeee! Selam İnci!"

"Selam."

"Selam." İnci'nin her zamanki mesafeli sesine gözlerimi devirdim. "Eee, plan ne şimdi?"

"İlk önce kahvaltı edelim ondan sonra düşünürüz bir şeyler." Kafamı sallayıp yanımda oturan Yankı'ya döndüm tekrar. Yankı ve ben arkada, İnci ve Efe önde oturuyordu. Muhtemelen bu düzeni Efe ayarlayıp İnci'yi ikna etmişti çünkü aralarının hala düzelmiş olmadığını biliyordum.

Ben Yankı'yı izlemeye devam ederken bir anda kafasını bana çevirip yaklaştı. "Niye öyle dedin?" Sadece benim duyabileceğim bir sesle konuştuğunda yakınlığının verdiği heyecanla afalladım. "Ha?"

"Niye özledim minnoşum dedin?"

"Diyemez miyim?"

"Kavgalıydık."

"Kavgalıyken özledim diyemez miyim, minnoşum diyemez miyim sana?"

"Diyebilirsin, ama niye dedin? Yumuşamak istemiyordum ben, kavga hevesim kaçtı." Sevimli konuşmalarına karşı kendimi tutamayıp yanaklarını sıkmaya başladığımda Efe'nin kahkaha attığını duydum.

Bazen, ansızın, sebebini benim bile anlamadığım bir şekilde Yankı bana öyle bir gülümsüyordu ki... sevmeyen bir adam böyle gülemez derdiniz. Ve sevildiğinizi de işte en çok o zaman anlardınız.

En azından benim, sevildiğimi ilk hissettiğim tarih ve Yankı'nın bana ilk gülümsediği tarih aynı güne denk geliyordu.

***

Buyrun bir replik daha;

Fotoğraf | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin