Yankı: Sevgilim?
Yakut: Efendim?
Yankı: Aşağıdayım
Yakut: Geldimmmm
Telefonun ekranını kilitleyip odamdan çıktığımda resmen seke seke aşağı indim. (Ben de yazmayı özlemişim...)
"Dışarı mı çıkıyorsun?" Gözlerimi anneme çevirdiğimde yüzümdeki gülümseme de soldu. "Yankı'yla buluşacağız."
Tek kaşını kaldırıp anlamış gibi başını salladı. "Bizimle ne zaman tanıştıracaksın?" Kaşlarımı çatıp ciddi mi der gibi yüzüne baktım. "Henüz böyle bir şey için erken. Varlığından haberiniz olması için söylemiştim size."
Annem ve babamla aramız daha tam olarak düzelmemişken bir de Yankı'yı bu karmaşanın içine mi atacaktım? Kalsın.
"Peki. Bizim de bugün kontrolümüz var zaten, akşama görüşürüz." Gülümsememe engel olamadan kafamı salladım ve evden çıktım.
"Ağaç oldum kızım ya." Kapıyı kapatır kapatmaz arkamı bile dönmeden duyduğum sesle hızla arkamı döndüm ve koşarak Yankı'nın üstüne atlayıp kollarımı boynuna doladım.
"Seni çok özledim oğlum!" İçten kahkahasıyla ben de gülüp kollarımı boynundan çekmeden ondan biraz ayrıldım. "Ben de seni çok özledim kızım."
Saçlarını karıştırıp yeniden sarıldım ve boynundan öptüm. "Hadi gidelim kurt gibi açım!"
***
"Nasıl acıkmışım var ya." Önümdeki omletten bir parça alıp ağzıma attım.
"Ee, evde durumlar nasıl?" Yankı'nın sorduğu soruyla çayımdan bir yudum alıp ağzımdaki lokmayı yuttum. "Düzeltmeye çalışıyorlar ama bilmiyorum." Aralık vermeden yemek yememe gülüp bir parça ekmek ısırdı. "Düzelecek."
"Bir anda olmuyor işte." Bir anda modumun düşmesiyle ağzımdaki lokmayı zorlukla bitirdim. "Bugüne kadar beni mahkum ettikleri yalnızlığa öyle alışmışım ki evde oldukları dahi aklıma gelmiyor bazen." Gözlerini kısıp kafasını salladığında elindeki bal kaymaklı ekmek parçasını bana uzattı. Memnuniyetle aldıktan sonra ona bakmayı sürdürdüm.
"Bugün kötü şeylerden bahsetmesek olur mu? Kaç gündür başbaşa kalamıyoruz. Efe, Çağla... o, bu, şu... Ben biraz sadece ikimiz kalalım istiyorum." Biraz duraksayıp bir yudum çay içtim. "Efe ve İnci'ye öyle üzülüyorum ki... İnci affedemiyor, Efe vazgeçemiyor." Yankı da hüzünle başını salladı. "İkisi de öz kardeşim gibi Yakut. Onlar için hiçbir şey yapamamak beni öyle üzüyor ki."
Canım oğlum... baban da sana kıyamıyor bak.
Birkaç dakika süren sessizliğin ardından Yankı boğazını temizledi. "Yakut..." Önümdeki patatesten kafamı kaldırıp Yankı'ya baktığımda yüzünün gölgelendiğini gördüm. "Ulaş kim?" Kaşlarımı çatıp birden bu sorunun nereden çıktığını sorguladım.
"Bu nereden çıktı durup dururken?"
"Seni bir fotoğrafta etiketlemiş. Yeni değil ama... ben yeni gördüm." Kafamı sallayıp onayladım. "3 yazdır Ebru'yla birlikte Bodrum'a gidiyoruz tatil için. Oradan bir arkadaşımız." Sıkıntılı bir şekilde kafasını salladı. "Anladım."
Masanın üstündeki eline uzanıp sıktım. "Sevgilim sorun ne?"
"Hayatında bilmediğim bir erkeğin olması beni rahatsız etti sanırım." Kaşlarımı çatıp ne demek istediğini anlamaya çalıştım. "Sadece arkadaşın yani değil mi? Sevgilisi falan var mı?" Bu haliyle eğlenirken kaşlarımı kaldırdım.
"Aslında senden saklamam doğru olmaz." Kaşlarını çatıp tüm dikkatini bana verdiğinde içimden kahkaha atmakla meşguldüm. "İlk tanıştığımız yaz bana açılmıştı." Yalan da değildi ki! "Ama sonrasında arkadaş kalmamızın daha mantıklı olduğuna onu ikna ettim." Elimdeki elini gergince geri çektiğinde kaşlarımı çattım.
"Şaka mı bu?"
"Sordun söyledim Yankı! Muhtemelen bu yaz da Bodrum'a gideceğiz ve yine onunla karşılaşacağız. İçinin rahat olmasını istediğimden..." Alayla güldü. Sinirlerim iyice bozuluyordu ama artık!
"İçim nasıl rahatladı anlatamam."
"Anlatmamamı mı tercih ederdin?"
"Seni seven biriyle arkadaş kalmamış olmanı tercih ederdim." Sinirle bir nefes verip gözlerimi kapadım. "Şu an beni sevmiyor zaten! Uzun süredir ilişkisi var." Kafasını iki yana salladı. "Empati kurmak bu kadar zor mu? Dilara sevgilisi olsun ya da olmasın, etrafımda olsa ne hissederdin?"
"Aynı şey mi!"
"Değil mi!" Gözlerimi devirip ofladım. Gün güzel başlamamıştı ki güzel geçsin. "Bak bizim çok muhabbetimiz yok zaten. Sadece karşılaşıyoruz. Sevgilisi biraz kasıntı bir tip, bizimle takılmasına izin vermiyor." Yüzümü buruşturdum. "Bizim de öyle bir ilişkimiz mi olsun? Birbirimizi kısıtlayalım, izin alalım falan?" Sorarken bile midem bulanmıştı.
"Öyle bir insan olmadığımı biliyorsun."
"Biliyorum ama... senden bana güvenmeni bekliyorum sadece." Kafasını sallayıp masadan uzandı ve yanağımı okşadı. "Haklısın," diye mırıldandı. "Bundan sonra daha dikkatli olacağım." Birden neşelendi. "Hem bu yaz Bodrum'a bensiz gitmeyi düşünme bile! Birlikte harika bir tatil planlıyorum." Kocaman gülümsememle ona bakıp kafamı salladım.
"Hadi kahvaltımızı yapalım şimdi. Uzun bir gün olacak."
Tamam...
***
Bu hikayeyi yazmayı ne kadar çok özlemişim... biraz da hamlamışım ama halledicem. Bundan sonra tekrar aralık verirsem bir daha başlamam muhtemelen o yüzden size sonsuz izin! Bir hafta bölüm atmazsam beni sınırsız taciz edin...
Zaten 10 bölüm kadar sonra final olacak bu kitap. İkili Delilik ve Ben Senden İbaretim'e yoğunlaşacağım.
İkisine de profilimden ulaşabilirsiniz. Okulum ve sınavlarım bittiğinde belli bir düzene oturtup belli aralıklarla bölüm atacağım zaten. Örneğin her hafta perşembe Fotoğraf gelecek vs. (Sadece örnek veriyorum slcjpwjdpwodpm)
Bu arada pamuk eller yıldıza!
Belki böylelikle eski formumuzu yakalarız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf | Texting
Non-FictionTavsiyem okumayın, çünkü cringe. Bilinmeyen Numara: Bende bir fotoğrafın var, Bilinmeyen Numara: Bebeğim bundan daha fazlasına ihtiyacım var.