Sezen Aksu, El Gibi.
Seksendört, Ölürüm Hasretinle.

-7-
Gitarın Tellerinde Büyüyen Hasret.
Yaklaş ruhuma,
Seninle ısınsın, buz kesen uzuvlarım.
Gör sevdâmı,
Bedenim üşürken yanan yüreğim, sönsün.
Sev beni,
Büyüttüğüm hasretin, mezarım olmadan.
Kulağıma çalınan kelimeler, her zaman yıkıcıydı. Yıkıyordu, ayakta durmaya çabalayan şu bedeni. Birini sevmiştim ve bir yıkım olmaya mahkûm edilmiştim sanki.
Sessizce elmacık kemiğime doğru süzülen gözyaşlarımla beraber, donup kalmış halde kapının eşiğinde duruyorduk.
Ayaklarım, işlevini unutalı olmuştu iki dakika. Ellerim yokluğuyla titriyordu zaten, şimdiyse uyuşuktu. Bugün yaşadığım güzel anların tatlı sızısı yokladı hücrelerimi. Güneş batıyordu. Gün, kedere boğuluyordu birkaç cümleyle. Anlamalıydım belki de o saniyeler bana gülüşüyle.
Sesiyle ve sevecenliğiyle sarmaş dolaş olduğum günün sonunda; gidişiyle viran olmuştum.
Boğazım, bir alev topuna yuvaymışçasına yanıyordu. Acıyla yutkundum. Dünyam dönüyordu. Konuşsam sesim çıkar mıydı, şüpheliydim. Zira soyutlanmış, yok olmuş gibiydim. O cümleden sonrasını duymamıştı, onu da duymayı asla istemeyen kulaklarım.
İçerideki annem ve Yaren yengemin varlığını biliyordum lakin nasıl kendime geleceğimi bilmiyordum. Bitap düşmekten yorulmuşken Âsaf düşürmekten yorulmamıştı.
"Bilmiyor," diye geçirdim içimden. "Eğer sevdiğini söyleyebilseydin, yapmazdı."
Öyleydi. Dilim dolanırdı, söylemeye kalkışsam. Kelimeler, bunca acıya tanıklık etmiş kelimelerim, sevinirdi aslında çünkü ona yazılmıştı, zihnimin her köşesinde yer edinen cümlelerim.
Titremeyi kendine adet edinmiş dudaklarımı sevdâmın gücüyle sakinleştirmeye çalıştım. Onu son görüşüm değildi ya! Okulda görebilirdim nasılsa.
Uçuk sessizliğimin arasına su misali sızan annemin sesi, kendime gelmemi hızlandırmaya çalışıyordu.
Eğer beni böyle görürse, hiç iyi olmazdı. Soru sorarak canımdan bezdirir, ben de ona yine yalan atmak zorunda kalırdım. Hiç istemiyordum. Zira sadece sarıp saklamak, istiyordum sevgimi. Yalanlar yakışmıyordu onun güzelliğine.
Tüm vücuduma enerji vermesini istediğim derin bir nefes aldım. Gözlerim acışıyordu ağlama isteğiyle. Fakat bu istek, gerçekleşmek için akşamı beklemeliydi. Yere düşürdüğüm ayakkabımı alıp portmantonun ayakkabılık kısmına yerleştirdim.
Avucumu sol göğsümün üzerine koydum, kalbim üzüntümle kaburgalarımdan sızıp elime düşecekmişçesine atıyordu. Önceki senelerde geçirdiğim hastalıktan çıkardığım en büyük ders, kendimi üzmemem gerektiğiydi. Lakin öyle bir sevdâya düşmüştüm ki her zerresinde acı zerk ediyordu bedenime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN ACI FERYÂDI
Chick-LitGöğün feryât ettiği hüzünlü bir şarkıyım, sevgilim. Sevdânın yasıyla çağlayan bir nehirim. Ben artık, kokun kokuma iliklensin isterim. 🌓 Ellerimi bırakıp sarıldığında geniş kollarının omzumdaki duruşu ruhumu titretti. Kirli sakalları kulağıma sür...