Yirmi - Geceye Muhtaç Ay

2.6K 119 23
                                    

Sertap Erener, Sevdâm Ağlıyor.

Merhaba nasılsınız? Umarız iyisinizdir. Satır aralarında görüşelim! İyi okumalar! ⭐

 Satır aralarında görüşelim! İyi okumalar! ⭐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-20-

Geceye Muhtaç Ay.

İnsanlar acımasızdı, sen acıma sızdın. O denli eşsiz sızdın ki çatlaklarımın arasında papatyalar beliriverdi.

Ve öğrettin bana; tüm acılar çirkinlik doğurmazmış, bazen güzel şeyler de acıtırmış.

Ruhumdan yaprak yaprak dökülen onlarca hüzünden bana kalan sadece sevdiğim adamdı. Uğruna akıttığım gözyaşlarına değecek tek insandı. Ağladığım günler boyu oluşturduğum okyanusun taşmasına bir damla kalmışken gelmiş ve beni sevdiğini haykırmıştı yere göğe. Bunun bana yaşattığı mutluluğu anlatmama kelimeler yetmiyor, lügatım dar gelip cümlelerin kaçışmasına neden oluyordu.

Öyle sevinçliydim ki ruhumun, kafesinden kaçan lakin kefene sarılı bir kuş oluverdiğinden emindim. Bembeyaz, kanatlarımın açılmasına izin vermeyen bu bez parçası, sevgilimle yüreklerimizin birleşmesinin önüne engeller yığamaz; onu benden, beni ondan ayıramazdı.

Her lahza düşünürdü hayattan bağımsız tarafım, neden Âsaf'ı bu kadar seviyordum? Nasıl yapardım bunu, yaradılışıma hakaret değil miydi? Yanmak için sorgusuz sualsiz ateşlere atlamak değil miydi?

Evet, diye cevaplardım sonra kendimi. İnsan sevince küle dönmeyi bile seviyor, kendi isteğiyle cehenneme yürüyor. Ve kimse, hiç kimse sevdiğine gitmesini önleyemiyordu. Şu an duyduklarım, mührümüzü çözmeyen çalışan kişinin emellerine ulaşamayacağına bir nevi işaretti.

Abimin söyledikleri, odaya is misali yayılıp duvarları karaya boyadı. Çıkıp gitmesini arzularken bedenlerimizi kuşattı, her yeri geceye çevirdi. Haddizatında, gecenin bile yıldızları vardı karanlığını ışıklandıracak. Ailem, onlara sahip değildi fakat ben sahiptim.

Benim yıldızım Âsaf'tı. Leyli gözlerinde taşırdı, binlerce yıldızdan daha güzel parlardı göz bebekleri.

Ben ay'dım, ağıtlarım sinerdi siyah bulutlara. O; hem gecemdi hem de sonsuz ışığını benden esirgemeyen güneşimdi. Şavkım, sevdâsı varsa vardı. Olmasaydı, kara gökyüzünde kaybolurdu görüntüm.

Durmaksızın akan zamanın içinde kayıpların değeri paha biçilmezdi. Biz, en önce zamanı kaybederdik sonra değer verdiklerimizi. Onları da sevgi takip ederdi. Annem, Yaman'la evlenmek istemiyorum diye bana bağırdığı dakikadan beri yutkunamıyordum, zorunlulukla yutkunduğumdaysa boğazımın duvarlarında kesikler bulunuyormuş gibi hissediyordum ve ağrıyla kıvranasım geliyordu.

GÖĞÜN ACI FERYÂDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin