Neşe Karaböcek, İntizar.
-5-
Sevgisi Kanamış Akşam Bulutları.
Bir evimiz olsun isterim. Ahşap duvarlarını fotoğraflarımızla süslediğim, kokularımızın girift olduğu küçük bir ev. Her yanınını anılarımız süslesin, eşyalar dillenip sevgimizi anlatsın. Sonra gezmek isterim seninle, kollarının beni sarmalayabileceği bir dünyayı. Attığım her adım, adımlarına eşlik etsin; aldığım her nefes kalbinde can bulsun isterim.
Ve kalbinin odacıklarında can bulmayı arzu ederim.
Söylesene cânım yâr, senin uğruna adadığım canı kabul etmez misin gönlüne?
İzin ver de aşkınla bir yuva inşa edeyim yeryüzüne...
Kıyamet kopsa duyamayacağım bir sessizlik uğulduyordu beynimde. Normalde karşısında iki cümle bile kuramadığım Âsaf, karşımda dikilmiş duruyordu. Tüm bunları yapmasına, önceleri şiddetli, şimdi hafiflemiş yağmurun altında ıslanmasına sebep olan bendim. Arabanın altında sıkışmış kediyi kurtarmış, kucağına almıştı. Can havliyle hızlı hızlı nefes alan yavru kedi, karamel rengi tüylerinin kabarmasına neden oluyordu. Pür dikkat yavruya diktiğim boş bakışlarımı yavaşça Âsaf'a kaldırdım. Kara gözleri, yine beklendiğin aksine kedinin üzerindeydi.
Bana ne zaman bakmıştı ki zaten?
İrislerimin üzerinde olduğunu fark edip başını kaldırdığında gözlerimiz çakıştı. İçimde çakan şimşeklerden bir haber gözleri, bana değdikten hemen sonra yeniden yavruya kaydı. İmâyla kediyi ne yapmamız gerektiğini soruyordu sanırım.
"Ben, teşekkür ederim. Tek başıma ne yapacağımı bilemedim." Varlığıyla nasıl mutlu olduğum sesimden anlaşılıyor muydu acaba?
"Rica ederim, kim olsa yapardı," dedi mütevazılığıyla kalbimdeki kelebeklere müebbet vererek ve devam etti. "Ne olacak şimdi bu ufaklık?"
Âsaf'a bakmaktan kedinin tatlılığını göz ardı ettiğimi sezdim. Sarımtırak tüyleri, yağmur suyundan hafifçe nasibini almış, onu rahatsız etmeye yetmişti. Gözlerinin koyuluğu bende Âsaf'ın gözlerine bakıyormuş etkisi yaratırken başımı kaldırmadan gözlerimi ona diktim.
Âsaf'ın gözlerinin rengine benzerliği aklıma delice bir fikir getirmişti. Kediyi eve götürsem, annemler ne derlerdi ki? Fikrimi dile dökmeye gerek duymadım. Zira, onu anımsattığı için aldığımı söyleyemeyeceksem, ne diye aralayacaktım bu dudakları?
"Ben onu alabilir miyim? Tekrar sağ ol yardımın için."
Zihnimdeki söyleyemediğim sözler kabri, toprak atıyordu ruhumun gül bahçesine. Kucağındaki sakinleşen yavruyu bana doğru uzattı. Canını yakmamaya daha bir özen göstererek kollarımın arasına aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN ACI FERYÂDI
Genç Kız EdebiyatıGöğün feryât ettiği hüzünlü bir şarkıyım, sevgilim. Sevdânın yasıyla çağlayan bir nehirim. Ben artık, kokun kokuma iliklensin isterim. 🌓 Ellerimi bırakıp sarıldığında geniş kollarının omzumdaki duruşu ruhumu titretti. Kirli sakalları kulağıma sür...