Aytekin Ataş, Şahdamar. (Gerçekten şahane, şiddetle öneriyoruz.)Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!♥🌹
-19-
İncisini Sakınır Her Deniz.
Esiyordu, dur durak bilmeden dağıtmaya, yıkmaya devam ediyordu rüzgar. Fırtınalar kopuyordu herkes bir yana kaçışırken. Yegane amaçları kurtulmak olduğundan ezip geçiyorlardı birbirlerini. Kurtulan tek tüktü fakat işe yaramayacaktı bu zira kalanların hepsi kötülük şarabında bedenlerini, en önemlisi yüreklerini yıkamışlardı. Zihin, savaş yerine işte şimdi dönmüş, kasırga bile hafif kalmıştı yanlarında.
Düşünceler, dimağları ele geçirmişti. Kent sessizliğe bürünmüş ancak bu sedasızlık, büyük bir yıkıma ev sahipliği yapmaya hazırlanıyordu. İyi hisler, katranlı hislerin mağduru olmuştu ama daha hiçbir şey sona kavuşmamıştı.
Gözümden akan yaşı silmek için bir elimi kaldırıp yanağımın üzerinden sertçe gezdirdim, ağlamayacaktım. Yaman'ın attığı mesajları üst üste okumaya devam ederken ne yapmak istediğini idrak etmeye uğraşıyordum. Aslında amacı gayet ortadaydı fakat bu kadar da aşağılık düşüncelere kapılacağını tahmin edememiştim bir anlığına.
Bağrıma bastırdığım sevdiğimle olan, onun deyişiyle biz olan, fotoğrafımızı yatağımın üzerine bırakıp titreyen ellerimi klavyenin üzerinde gezdirdim.
Gönderilen: Yaman.
Saat: 22.30
Bu ne demek oluyor?Saçlarımı sinirle geriye çektim, ellerim titremeye devam ediyordu hâlen.
Gönderen: Yaman.
Saat:22.31
Ne demek olduğunu anladığını ikimizde biliyoruz. Eğer daha detaylı anlatmamı istersen yarın sabah sana gönderdiğim adrese gelirsin.Gözlerimi, utanmadan yazdığı mesajla yumup sakin kalmaya çalıştım. Nasıl bu denli yüzsüz olabiliyordu? Yüzüne karşı kaç defa belirtmiştim kendisini istemediğimi, olamayacağımızı.
Telefonu komodinimin üzerine fırlatırcasına bıraktım. Delirecektim, beni böyle tehdit ederek Âsaf'tan ayırabileceğini mi düşünüyordu? Komikti. Bozulan sinirimin etkisiyle başımı tavan kaldırıp gülmeye başladım. Kıkırdayışım gözlerimden şakaklarıma doğru birer damla akmasıyla son buldu. Yatakta biraz kayıp başımı yastığıma yasladığımda fotoğrafı yeniden ellerimin arasına sıkıştırarak çektim sineme.
Sevgilim, kavuştuk bir kez. Bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmez, ölümün dahi.
Gönüllerimizdeki düğümün ucu yok ki çözebilsinler, bizi birbirimize uzak etsinler.♣
Zifiri geceden kurtulan, güneşten değil sevgiden ısınan bir yürek saklardı, göğsünün altında.
Gözlerimi açmak, beynime yüklü miktarda ağrı sinyali verdi. İlk başta gözlerimi, aydınlığa alışması için kıssam da bir vakit sonra tamamen açıldılar. Gece uykudan birkaç kez sıçrayarak uyanmış, uykuya dalarken içine girmediğim yatağımın içine sokulmuştum. Fotoğrafımızı da gizlemiştim Âsaf'ın kitaplığından aldığım, artık benim olan kitabın arasına.
Yatağımda yan dönerek camdan gelen kuş seslerini dinlemeye durdum, sanki onlar da bugün matemli ötüşüyorlardı ya da bana öyle geliyordu.
Camdan çektiğim gözlerimi duvardaki saate yerleştirdim. Saat daha sabahın yedisiydi, duvardaki akrepli yelkovanın bana sunduğu gösteriden gördüğüm kadarıyla. Koynumda büyüttüğüm sevdâm aşkla göz kırptığında, fısıldadım kendi kendime. Fısıltımı herkeslere duyurmak isterce. "Seni yüreğimden kimse alamaz," Sevgimin tılsımı bedenimden uzaklaşmazken pikemi üzerimden atarak ayaklarımı serin parkeye değdirdim. Komodinin üzerinde duran telefonuma baktığımda ise herhangi bir hareketliliğe rastlamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜN ACI FERYÂDI
Literatura KobiecaGöğün feryât ettiği hüzünlü bir şarkıyım, sevgilim. Sevdânın yasıyla çağlayan bir nehirim. Ben artık, kokun kokuma iliklensin isterim. 🌓 Ellerimi bırakıp sarıldığında geniş kollarının omzumdaki duruşu ruhumu titretti. Kirli sakalları kulağıma sür...