Biz sizi, Âsaf da Hece' yi çok bekletti sanırız. ;)) Söylemeden edemeyeceğiz. Hoş geldin, çok çok hoş geldin Âsaf.
O halde, sizi onlarla başbaşa bırakalım. Keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-15-
Kara Sevdâya Doğdu Güneş.
Uçurumum sen, intiharım sen. İki dudağımın arasında sıkışmış öpemeyişlerim, ah bir bilsen.
Aşık olmak, sarhoş olmaktı. Birine delice hisler duymak tıpkı, zarar vereceğini bile bile içmekti kanını zehirleyen mereti.
Aşk bir kumardı. Önce severek atardınız o zarı, sonra sevilmeyi bekler ve hamlesini kollardınız sevdiğinizin.
Ve bir bekleyiş zindanında çürümekten korkarak yaşardınız. Aldığınız her nefeste onun kokusu olsun, yürüdüğünüz her yolun sonu ona varsın isterdiniz.Ama en çok da hissetmeyi arzu ederdiniz sevdiğini. Size karşı ne düşündüğünü bir bilseniz, gururunuza sırt çevirebileceksiniz aslında. Tek sorun, aklından ne geçtiğini bilmemekti.
Şu an karşımda duran Âsaf, kara gözlerini gözlerime ilmek ilmek işliyordu. Ellerimi tuttuğundan teninin sıcaklığı damarlarıma, oradan da kalbime varıyordu.Bense, bana bakan nemli irislerinden kendimi görmenin mutluluğuyla dans etmek istiyordum. Ne düşündüğünü, neden buraya geldiğimizi bilmiyordum. Lakin geceleri, yıkılmışlığın resmedilmiş hali gibiydi. Sol yanıma hançer saplamıştı bu resim. Ondan gelen her şeye razıydım lakin canının yanmasına değildim.
Başımın dönmesine mani olamazken kaburgalarımı döven kalbimin iflah olmaz sesi, köhne duvarları deşiyordu. Ansızın beni kendine çekti, heyecandan nefes alamaz bir halde gözlerimi kapadım.
Ellerimi bırakıp sarıldığında geniş kollarının omzumdaki duruşu ruhumu titretti. Kirli sakalları kulağıma sürterken saç tutamlarımı avucuna aldığını hissettim. Dudakları, kulak kepçeme değdi. Tenimin her noktasında kibritler tutuştu. Nahifçe öper gibi yaptıktan sonra araladığını sezince konuşacağını anladım. Yüreğim, buğulu sesinden duyduğu kelimelere kucak açtı zira onlar, en sevdiğimden bana ilk armağandı.
"Benden vaz mı geçtin?" Göğsünün hareketleri kaburgalarımın en içine ilikleniyordu. Kalbinin hızına, şok geçirmiş kalbim bile yetişemiyordu. Öyle ki aldığı hırslı demler enseme çarpıyor, ısısı kemiklerime ulaşıyordu.
