Yirmi Beş - Gözlerin Kıyıysa, Dudakların Uçurum

2K 105 31
                                    

HiraiZerdüş, Papatya.

Bu bölüm, güzel gözlü Yosun'umuza ithaftır. Huzurla uyu bebeğimiz. ♥

Herkese selamlar.

Gecikmeden dolayı özür dileyerek her şeye rağmen yazıyor olmaktan kıvanç duyuyoruz. Bizimle olduğunuzu belli ederseniz çok seviniriz.

İyi okumalar diliyoruz.

-25-

Gözlerin Kıyıysa Dudakların Uçurum.


Maleler tutuşmuş zemheride, gök yanmaya hazırlanmış. Uçurtmanın ipi, o gece yalancı güneşin boynuna dolanmış.

Ruhuma kesilen idam, gece vakti verilmiş ölümsüz aşkına düştüğümden. Gün gözlerinden doğarken ipin ucunda kalbim asılı kalmış.

Aşk, dudaklardan taşmış.

Aşk, yeryüzünde denizler taşırmış.

Boynuna doladığım kollarımı gevşetmeden aksine biraz daha sıktım. Belimdeki kolları bir sarmaşığın yuvasına sarılışı gibi belimi sıkarken ayaklarımın ucunda yükseldim. "Âsaf,"

Kulağımın üzerini örten dudaklarını oynattı. "Hece'm," Göğsümün altında uçarken birbirine çarpan kelebekler, boğazımdan yükselerek nefesimi kesmeye çalıştılar. Kafamı kafasına yasladım. Kalbimin atışı, kafesinden hissediliyor muydu, bilmiyordum. Fakat kendi göğüs parmaklıklarım kırılacak gibiydi.

Kapıldığım yeisten kollarının arasında arınıp huzura kavuştum.

Huzur, benim için beş değil de dört harften ibaretti. Benim huzurum Âsaf'tı.

Ensesine doladığım kollarım, teninden yayılan sıcaklıkla ısınırken mayışmamak için zor tuttum kendimi. Belimdeki parmakları sırtımdan saçlarıma bir yol çizdi kendine. Gülümseyerek dudaklarımı açtım. "Hâlâ birazcık kırgınım sana,"

Burnundan bir gülüş çıkar gibi oldu. "Sıkıca sarılsam peki,"

Zaten sarılıyor olmasına aldırmadım. Omzumu silktim nazlıca. "Bilemem artık,"

Dudaklarını saçlarımda dolaştırdı bir müddet. "Peki, daha sıkı sarsam?" Sıcak göğsüne sokuluverdim. Kollarımın çıplak kısımlarının, tişörtünden geçen sıcaklıkla ısınan yerleri kıvrandı.

Avuçlarımı sırtına bastırırken bir tanesini ensesine kaydırıp kısa saçlarının ayamı huylandırmasına müsaade tanıdım."Sen hep sarıl bana,"

İnce belimdeki kollarının şiddetini arttırdı. "Hep sarılırım," Saçıma bir busesini bağışladı. "Öldüğümde bile sana sırılsıklam kalırım."

Ayaklarımın tabanlarını yere basıp kafamı sinesine yanaştırdım. Bir şey demeden başımı sol yanına yaslayıp öylece sardım kollarımı sırtına. Elleri, belimde bir aşağı yukarı hareket ederken ürperen tenimi ısıtmaya çalışır gibi bir hali vardı.

Seni özlediğimde gökten bir ses gelir ruhumun kıyısına.
Kıvrılıverir yamacıma, usulca.
Bir masal veyahut bir ninniden daha masumiyet taşır notalarında.
Zira içinde adın saklı.

Kalbinden yükselen sesleri, avucuma alıp kalbimin üzerine katasım geliyordu. Hızlıca atarak göğsüne darbeler indiren yüreği, ben kolları arasındayken mi böyleydi? Zihnim, aşkının etrafında döndü dolaştı, başka bir amaç bulamadı.

GÖĞÜN ACI FERYÂDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin