beş

83.8K 4.8K 1.4K
                                    

"Yine hangi sıkıcı derse giriyoruz?" dedi bıkmışcasına Tarık. Onunla hemfikirdim. Üzgünce yanıtladım. "Biyoloji maalesef."

Ellerimi dirseklerime koyup yüzümü avucuma yasladım. Masanın üstünde oturuyordum, ayaklarım oturduğumuz sıranın üstündeydi. Tarık bastığım sıranın yanında oturuyordu. Buket de arkamdaki sıradaydı. İkisi de 3 senedir arkadaşımdı. Liseyi benim için katlanabilir hale getiren yegane insanlardı.

"Of Kübra Hoca susmaz şimdi," dedi arkamdan Buket. "Son derse biyoloji koymak hangi caninin fikriydi acaba?"

"Müdüre sor istersen turunçgil."

Tarık'ın lafı üzerine Buket sinirle çıkıştı. "Kıt mısın yoksa rol mü yapıyorsun? Bin kere dedim sana, bana şöyle seslenme diye."

"Ama hoş," diye cevap verdi Tarık gülerek. Buket'ten cevap gecikmedi. "Değil!"

Günde 3 öğün tartışacak bir konu buluyorlardı ya pes. Tartışmalarını takip edemez hale gelmiştim artık.

Hocanın gelmesiyle atışmaya bir son verdiler ve sıkıcı dersimiz başladı.

Neyse ki sıkıntıdan ölmeden ders bitmişti. Bizimkilerin etüdü olduğu için okulda kalacaklardı ama ben etüde kalmıyordum. Sınava sınav haftası çalışırdım, asla bir sene öncesinden değil. Deyip üniversite sınavında çaktı. Her neyse.

Çantamı omzuma takıp çıktım sınıftan. Merdivenlere doğru ilerlerken birinin koşarak yanımdan geçmesi ve geçerken omzuma sertçe çarpmasıyla dengemi kaybettim. Sıfatım zemine çakılmadan önce biri kolumdan tutarak beni merdiven tarafından uzaklaştırdı.

Dengemi kurduğumda arkamı döndüm. "Teşekkür e... Sen miydin?" Gördüğüm yüzle cümlem değişmişti. "Neyse teşekküre gerek yok, tutmasaydın."

"Tutmasaydım da yere sümüklü böcek gibi yapışsaydın. Düşündüm de güzel olurmuş aslında."

Gülen sıfatına gözlerimi kısarak baktım. "Şimdi güzel bir laf dalaşına girerdim de... Zamanım değerli, seninle harcayamam." Merdivenlerden inmeye başlarken ona samimiyetten uzak bir şekilde el salladım. "Görüşmemek üzere."

Önüme döndüğümde ayağım kaymış yine dengem bozulmuştu ama bu sefer o sarı bebenin beni tutmasına gerek kalmadan kendim tırabzanlara tutunmuştum.

Arkamdan gülme sesi geldi. "Sen böyle sakar olursan biz daha çok görüşürüz."

Sinirle indiğim iki basamağı çıkarak karşısına dikildim. Elimi tehdit eder gibi sallarken, "Seni var ya," dedim ama devamını getiremeden sustum. Çünkü önümdeki sarışın çocuğun arkasından bize bakan Özgür'ü görmüştüm. Dümdüz bakıyordu, ne düşündüğünü anlayamamıştım. İstediğinde duygularını çok güzel gizleme yeteneğine sahipti. Sahi o ne zamandan beri oradaydı?

Karşımdaki çocuk ona doğru kaldırdığım elimi tutup sıktı. "Ben de Tunç, tanıştığımıza memnun oldum sakar."

<>

Team Özgür?

Team Tunç?

Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.

POLAR | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin