Ellerimle masanın üstünde ritim tutuyordum çünkü şu an bulunduğumuz ortamın gerilim imdb'si 9.2 idi. Tüm olaylar açıklığa kavuşmuştu. Herkes, her şeyi biliyordu. Gerek benden, gerekse Tunç'tan olanı biteni dinlemişlerdi. Şu an hepsi sessiz duruyordu. Umarım bu kopacak bir fırtınaya işaret değildir.
"Geçmiş gitmiş mesele, bunun üstüne bir lahmacun iyi gider bence, sizce?"
Alperen'in ortaya attığı saçma fikirle ilk konuşan o olmuştu. Onların kafesindeydik ve burada lahmacun olduğunu sanmıyordum.
"İkizim olayı biraz sulandırmış olsa da haklı. Geçmiş gitmiş mesele. Konuyu kapatıp hayatınıza kaldığınız yerden devam etmelisin bence babuşlar."
Akın'ın cümlelerinin üstüne alayla güldü Laçin. "Sizin için söylemesi bu kadar kolay değil mi?"
"Evet," diye araya girdi Zeynep. "Ne o canından kanından biri mi öldü? Yasta mısın? Bildiğim kadarıyla hayır. Birkaç söz, birkaç yanlış anlaşılma sadece. Pekâlâ hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Şımarık kız çocuğu gibi davranmayı bırak Laçin."
"Lan Zeynep!" diye Laçin'e fırsat tanımadan araya girdi Buket. "Senin ağzın iyi laf yapıyormuş he. Bana karşı da aynı performansı bekliyorum."
Ah şunların bitmek bilmeyen atışmaları...
"Bunu sorgulamak sana düşmez Zeynep," diye sakince sözü devraldı Özgür. "Tamamen haksızsınız diyemem. Saçma bir konuydu, bitti gitti. Herkes içindekileri döktü, bundan sonra yolunuza nasıl devam edeceğiniz zerre umurumda değil." Elimi tuttu. "Bizim yolumuza çıkmayın yeter."
"Kimsenin sizin yolunuza çıktığı yoktu," diye söylendi Tunç. Ardından Laçin konuşmaya başladı. "Senin tek sorunun ne biliyor musun?" diye sordu Tunç'a. "İçinden geçenleri söylememek. Hep birileri seni anlasın diye bekliyorsun, hep birileri üstüne titresin istiyorsun ama yanlış yapıyorsun Tunç. Sen konuşmadıkça kimse senin içini göremez. Seni canı pahasına seven ben bile."
Herkes sustu.
Susuşumuz Laçin'in haklılığı karşısında şapka çıkartamadığımız içindi.
"Hatırla, ayrılma sebebimiz de buydu. Senin rahatsız olduğun, sevmediğin şeyleri bana söylememen yüzünden ayrıldık biz."
"Haklısın," derken başını ağır ağır sallıyordu. "Haklısın Laçin ne diyebilirim? Ben böyleyim. Bir şeyleri içimde yaşamaya o kadar çok alıştım ki dillendiremiyorum."
"Bana bile mi?" Laçin'in sorusu üzerine başını kaldırıp ona baktı. "Aşık olduğunu söylediğin kıza bile mi dillendiremiyorsun?"
Bulunduğumuz masada onlar karşılıklı oturuyordu. Aralarında geçen sözsüz gerilim neredeyse elle tutulur cinstendi. Her an birbirine kenetli olan gözlerinden kıvılcım çıkabilirdi. O derece haşin bakıyorlardı.
Ve bu bakışma Tarık'ın sesiyle dağıldı.
"Aysu teyze çekirdek getir, en heyecanlı yerindeyiz!"
Akın, Tarık'ı ciddiye alan annesine açıklama yaparak çekirdek getirmesini engellemişti.
"Annem sen garsona söyle bize on kişilik servis açsın, bir bardakta soğuk su getirsin."
Akın'ı, "Tamam oğlum," diyerek onayladıktan sonra annesi Aysu teyze yanımızdan ayrıldı. Ona dönerek sordum. "Soğuk su kimin için?"
"Tunç için," dedikten sonra genişçe gülümsedi. "Dostum kusura bakma ama o lafların üstüne bir soğuk su iyi gider."
Biz onun dediğine gülerken Tunç homurdanarak ayağa kalktı. "Özelimizi öğrenmeyen kimse kalmadığına göre ben gidiyorum."
Yaren, "Hayır!" diye bağırarak durdurdu onu. "Akın hepimize servis açtırdı. Tatlı yiyeceğiz."
"Havamda değilim," deyip kafenin çıkışına yöneldi. Yaren elindeki çatalı sinirle masaya vurup ayaklandı. "Tatlı yemenin havası olmaz! Yiyilecek diyorsam yiyilecek!" Biz şaşkınlıkla ona bakarken o eski haline bürünüp şirince gülümsedi. "Otursana Tunç arkadaşım."
"Sadece biriniz normal olsaydı ne olurdu?"
Tunç söylene söylene kalktığı yerine oturdu. Ondan sonra gelen garsona Yaren'in isteğiyle tatlı siparişleri vermiştik. Bir çılgınlık yapıp herkes farklı tatlı söylemişti ve şu an masada on çeşit tatlı vardı. Midem bulanmıştı ama yine de herkesin tatlısına çatal banmadan bırakmamıştım.
Gözlerimle masada bir yoklama yaptım. Tatlısına sulanmadığım Laçin ve Tunç kalmıştı. Tunç'u es geçip Laçin'e yöneldim. Yanımdaki Buket'in yanında oturuyordu.
"Kız görümce," diye seslenip bana dönmesini sağladıktan sonra tabağını işaret ettim. "Uzat bakayım tatlını, alayım bir çatal."
Tabağını bana doğru uzattığında bir dilim çatalıma aldım, ağzıma götüreceğim sırada Alperen'in sorusuyla duraksamıştım.
"Sen niye Laçin'e görümce diyorsun Işıl?"
<>
Heh söyle bakalım Işıl nideeen?
Finale karar verdim ama hangi bölüm olacağı belli değil şimdilik. Bölümler boyunca aklınızda kalan, anlamadığınız bir kısım oldu mu? Olduysa neler?
Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAR | Texting ✔
MizahAyrılan iki kişi tekrar bir araya gelir mi? Yoksa ex'ten next olmaz mı? *Wattpad'de yayımlanan Polar isimli ilk hikayedir. *Mizah #1 (06.02.2020) *Kısa Hikaye #1 (15.02.2020)