elli üç

34.3K 2.4K 485
                                    

"Özgür bir durur musun? Özgür bekle!"

Çıkışa ilerleyen Özgür'ün peşinden koşuyordum ama yetişemiyordum. Bir saat önce Tunç'la konuşamamışlardı. Hoca gelince Tunç sınıftan çıkmak zorunda kalmış. Zaten son derse girmiştik. Ders boyunca batırdığım durumu toparlamaya çalışmıştım ama Özgür mesajlarıma cevap vermemişti. Cevabı bırak görmemişti bile. Çıkışta son sürat Tunç'un yanına gideceğini biliyordum, o yüzden peşine takılmıştım. Tunç'u sınıfında bulamayınca çıkışa yönelmişti, bende peşinden.

Düşme pahasına da olsa ikişer üçer merdivenleri indim ve bahçeye çıktığımızda nihayet önüne geçebildim. Ellerimi göğsüne koydum. "Özgür beni bir dinle! Yemin ederim düşündüğün gibi değil. Öyle bir şey yok, ben panikle yanlış yaz..."

"Ece çekil!"

Beni önünde itip okuldan çıkmak üzere olan ona seslendi. "Tunç!" Adını duymasıyla durup arkasını döndüğünde yanına varan Özgür'ün yumruğuyla tanışmıştı. Etrafımızdakiler şaşırma nidaları atarken ben yüzümü buruşturmakla yetindim. Sendeleyen Tunç'u yakalarından tuttu. "Ben sana ne dedim?! Ondan uzak duracaksın demedim mi?! Sen bırak uzak durmayı bir de gittin aşık mı oldun lan?!"

"E bi yuh ama!"

İstem dışı çıkmıştı bu tepki ağzımdan. Tamam ben yanlış söylemiştim ama Özgür ultra yanlış söylemişti.

"Ne diyo..."

Tunç'un konuşmasına fırsat vermeden kafa attığında hızla önüne geçtim. Mesaj yazan parmaklarımı kırmak istiyordum şu an. Sinirli yüzünü avuçlarımın içinde tutmaya çalıştım. "Özgür bana bak! Sakinleş. Hiçbir şey düşündüğün gibi değil. Sana her şeyi anlatacağım. Hadi gel gidelim, ha?"

"Ece çekil yoksa kötü olacak!"

Beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştığında zorla ellerimi boynuna doladım, ona sıkıca sarıldım. Onu sakinleştirmenin tek yolu buydu. Okuldakiler etrafımıza toplanmış, sinema izler gibi bizi izliyordu. İçlerinde göz ucuyla seçebildiğim kadarıyla bizimkiler de vardı.

Özgür beni kendinden ayırmaya çalışırken izin vermedim, daha sıkı sarılırdım.

"Yalvarırım sakinleş," dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Gerçekten birazdan şuraya oturup ağlayabilirdim. Sonunda bana karşı koymayı bırakıp ellerini belime yerleştirdi. "Her şeyi en başından düzgünce anlatacaksın!"

"Anlataca..." derken araya Tunç girdi. "Diyelim ki aşık oldum. Ne olacak?" Yüzünü görmüyordum ama sesinde çokça alay vardı. "İki yumruk atıp olayı çözecek misin? Bu mu senin Romeo'luğun? Ah Romeo ne komik çocuksun sen."

"E ama senin ağzının yayına çomak sokayım!" diye söylendim. Özgür yeniden alevlenmişti. Her an Tunç'un üstüne atlayıp ağzını burnunu kırabilirdi. Onu şu anlık tutan tek şey bendim. Onun kuvvetine ne kadar dayanabilirdim orası tartışılırdı.

"Ne dedin Romeo? Duyamadım?"

Tunç o aptal çenesini tutmazken Özgür sinirle beni kendinden uzaklaştırdı. Bir iki adım geriledim. Oysa öfkeyle Tunç'a ilerledi. "Aynen öyle yapacağım!"

Yumruğunu kaldırdı. Ben tam o yumruk Tunç'un yüzünde yeni bir yol çizecek derken elini, başka bir el tuttu. "Yapma..."

Yorgun çıkan sesiyle konuşan Laçin'di.

"Bu yumruk onun yüzüne değil benim kalbime inecek. Lütfen yapma..." Durdu ve ekledi. "...Kardeşim."

Laçin kardeş olmalarını kabullenmişti evet ama Özgür'e hiçbir zaman 'kardeşim' diye hitap etmemişti.

Ta ki şu ana kadar.

İkisinin eli de yavaşça aşağı indi. Bir adım öne çıktığımda Laçin'in yüzünü daha net seçer hale gelmiştim. Sol gözünden bir damla yaş düşerken tebessüm etti. Kısık sesiyle, "Teşekkür ederim," demişti ama bunu o ikisi dışında birinin duyduğunu sanmıyordum. Ben dudaklarını okumuştum sadece.

Hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp okuldan çıktı.

Tunç ağzındaki pis kanı yere tükürüp sinirle Özgür'e baktı. Az önceki alaycı tavrı yoktu yüzünde. "Ben tek bir kişiye aşık oldum. O da az önce kalbini kırdığımız kız. Bunu sen de," dedikten sonra bana baktı. "Sevgilin de aklına iyice kazısın. Kalbimde de aklımda da ondan başkası yok!"

O da arkasını dönüp okuldan çıktı.

Özgür dahil tüm bakışlar bana döndüğünde kaşlarımı çattım.

Ne?!

<>

E noldu şimdi?

Tunç veledi madem Laçin'i seviyordun geçen bölümdeki davranışların neydi o zaman diye sormazlar mı adama? Sorarlar, e neydi?

Sinir var çocuklarımda, sinir. Öfkelenince ne yapacaklarını şaşırıyorlar. E tabii şimdi 17 yaşındalar. Kanları hızlı kaynıyor. Yoksa hepimiz biliyoruz şiddetin çözüm olmadığını!

Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.

POLAR | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin