kırk yedi

43.1K 2.7K 516
                                    

"Işıl'la ben oturacağım diyorum. Enişte dedik enişteliğini bil. O benim bff'm."

Tarık'ın kaşlarını çatarak sinirli bakmaya çalıştığı Özgür, gerçekten sinirlenmişti. "Lan oğlum mal mısın sen? Ece benimle oturacak, sen de git kendi sevgilinle otursana."

"Hayır," dedi Tarık çocuk gibi omuz silkerken. "Ben kankamla oturacağım, onunla film izlemek daha eğlenceli."

Özgür, Tarık'a doğru atıldığında önüne geçtim. "Gençler, benim için kavga etmenize gerek yok."

"Hadi artık film başlayacak," diyen Tunç sabahtan beri filmi umursamayan tek insandı. Şu an düşünüyormuş gibi konuşması bir hayli tuhaftı. Ama hak vermedim değil. "Sarı bebe haklı, hadi içeri girelim. Tarık sen de diğer yanıma oturursun yahu ne kastınız?"

Sorunu hallettiğimize göre hep beraber içeri girdik. Kadro olarak baya geniştik, sinemayı kapatmış sayılırdık yani. Sırasıyla Tunç, Laçin, Zeynep, Akın, Buket, Tarık, ben, Özgür, Alperen, Yaren şeklinde oturmuştuk. Orta sıralardan biri komple bize aitti.

Reklamlar bitip sonunda film başladığında Tarık'la aynı anda çığlık atmıştık. Film zevki konusunda aynıydık, o yüzden sinemaya hep beraber giderdik. Film bitene kadar heyecanla izleyen kişiler şüphesiz bizdik. Her sahneye bir yüz ifadesi bulmuş, her karaktere bir yorum yapmıştık. Kısaca diğerlerini bilmem ama biz eğlenmiştik.

Üç saat boyunca ilgilenemediğim Özgür'den birazcık trip yemiştim. Neyse alırdım ben onun gönlünü.

Film bittiğinde hep beraber dışarı çıktık. "O değil de film süper değil miydi?"

"Kesinlikle öyleydi," dedi Tarık beni onaylarken. Tunç atladı. "85 kişi 1 adamı nasıl yenebildiler? Wow, baya süperdi gerçekten."

"Cahil cahil konuşma be!" Favori film serimle dalga geçtiği için hemen çirkefleşmiştim. "O Thanos alsın seni!"

Laçin, Tunç'un elini tutarken, "Ne diyorsun sen be?" diye cırladı bana. "Asıl Özgür'ü alsın o mor şey. Çocuk senin gibi birinden kurtulmuş olur!"

"Ha!" diye bağırırken gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. "Nasıl biriymişim ben?"

"Uyuz, mızmız, ukala, zevksiz, sala..."

O saymaya devam edecekti, ben sinirle araya girmeseydim. "Senin ağzını yırtarım görümcek!"

İçimden çıkan mahalle ablasıyla birlikte Laçin'in saçlarına atılmak üzere ona doğru hareketlendim, aynı şekilde o da bana doğru hareketlenmişti ama biz iki kuduz köpek birleşemeden sevgililerimiz tarafından tutulduk. "Özgür bırak! Yolacağım ben bu kızı. Yoksa akıllanmayacak bu!"

"Tunç bırak şuna haddini bildireyim!"

Tunç belinden tuttuğu sevgilisine tuhaf bir bakış attı. "Laçin sen daha önce hiç kavga etmedin, ne bu mahalle abisi tavırları?"

Laçin, tekme atarak arkasındaki Tunç'un bacağına vurdu. "Sen beni tut yeter."

"Geri zekalı bu kız," deyip ileri atıldım ama Özgür engel oldu. "Saçmalama Ece."

"Hiç de bile saçmalamıyorum, söylediğim en mantıklı cümleydi," diye söylendikten sonra arkamda beni bir kıskaç gibi saran ona döndüm. "Sana söylediğim 'seni seviyorum' cümlesinden sonra tabii."

Özgür gülmeye başladığında elleri gevşemişti. Boşluğundan yararlanarak kollarının arasından çıktım. Koşarak yanına vardığım Laçin'in saçlarını tuttum. Anında çığlık atmıştı. Sinema salonundan çıkan herkesin dikkatini çekmiştik. Rezil olmak bizim ailede genetik herhalde.

"Çek o manikürsüz tırnaklarını saçımdan!"

Tunç tuttuğu Laçin'i arkasına alarak elimden kurtardı. "Sarı bebe çekil aradan!"

Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Olmaz."

Tam ona isyan edeceğim sırada biri benden önce davrandı.

"Yeter!" Bağıran Tarık'la birlikte hepimiz ona döndük. "Kesin çocuk gibi kavga etmeyi!"

"Moruk biz zaten çocuğuz. 18 yaşına kadar herkes çocuk kabul ediliyor."

Alperen'in kurduğu cümleyi ben dışında kimse sallamamıştı. Ben hak verdiğim için elimi uzatmıştım ve beşlik çakmıştık.

"İki dakika boş yapmayın da beni dinleyin." Tarık alışılmışın aksine gayet ciddi duruyordu. "Mercimeğim yok."

Son cümlesiyle ciddiyetini bozmuştu ama olsun.

"Bu çocuk yanında mercimek paketiyle mi dolaşıyor?" diye soran Akın olaydan tamamen bir haberdi. Tarık'ın cevabı gecikmedi. "Yanımda M416 ile dolaşıyorum, biraz daha konuşmaya devam edersen çıkarıp topuklarına sıkacağım."

Oysaki sabahtan beri konuşan bendim.

Neyse neyse.

Özgürcüğüm, bebeğim hemen kontrolü eline aldı. Yoksa bizden sonra yeni bir kavga daha çıkacaktı. "Buket mi yok? Nasıl?"

Tarık sinirle saçlarını karıştırdı. "Bilmiyorum içerde yanımdaydı. Kalabalıkla çıktık, o sırada kaybettim. Benden sonra çıkar diye deminden beri kapıda bekliyorum ama yok. İçeriden çıkmadı. Ya da çıktı biz görmedik. Bilmiyorum lan yok işte!"

"Sakin ol," dedi Özgür, Tarık'ın ona sesini yükseltmesini görmezden gelerek. Bana döndü. "Ece, Buket'i ara." Saçlarına asılan Tarık'ın omzunu sıktı dostça. "Bir dur oğlum, burada bir yerlerdedir, buluruz şimdi."

"Açmıyor," dedikten sonra bir kez daha aradım. "Tekrar arıyorum."

"Bak açmıyor işte, kesin başına bir şey geldi!"

Tarık sağa sola doğru yürümeye başladığında Zeynep ortamı yumuşatmak adına gülerek konuştu. "Merak etme o turuncu kafa bana laf atmadan duramaz, birazdan çıkar ortaya." Sevgilisine hak vererek devam etti Akın. "Aynen, hem Buket her türlü dikkat çeken bir kız. Şuradan 3-5 kişiye sorar öğreniriz."

"Akın doğru söylüyor. Dağılıp arayalım."

Özgür'ün konuşmasının ardından gitmeye hazırlanıyorduk ki boşalan sinema salonundan bir ses yükseldi.

Bir kız çığlığı...

<>

Dadadadadam!

Hikaye hiç iyi yerlere gitmiyor, napam bitirem en iyisi.

Bu tayfanın neler yapmasını istersiniz?

(bunu hep soruyom ama sonra yine kendi kafama göre yazıyom shshhshshhs yaratıcı fikirler pilis)

Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.

POLAR | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin