"Nabersiniz kızlar?"
"Aynı," diye yanıtladım Tarık'ı. Devam ettirdi Buket. "Sıkıcı."
"Oo içiniz geçmiş sizin, biraz enerjik olun yahu ne bu böyle yaşlı nineler gibi?" Buket'in omzunu dürttü. "Turuncu bir nine."
Buket, Tarık'ın omzuna vurarak kendinden uzaklaştırdı. "Sen de rampa saçlı bir dede."
"Vallahi," dedi yakalarını düzeltirken. "Sizin aksinize ben gayet dinç bir yakışıklıyım." Sıranın üstünden atlayarak aşağı indi. "Hadi bahçeye, ders beden."
Hep beraber aşağı indik. Bahçede iki sınıftık. Bizim bedenci Ayşegül Hoca ve 11/D sınıfının beden hocası Cahit Hoca yanyana duruyordu. Bizde karşılarına dizildik. Yerime geçmeden önce yan sınıfa bir göz attım. Çünkü Özgür o sınıftaydı. Sırada dün adının Laçin olduğunu öğrendiğim kızla beraber duruyorlardı ve gülerek konuşuyorlardı. Çocuk resmen kızlarla takılmak için ayrılmamızı beklemiş!
Yumruklarımı sıktım. "Ben sana gösteririm Özgür efendi." Yanağımın içini ısırıp derimi kopartıktan sonra tükürdüm.
"Evet çocuklar," diye söze girdi Ayşegül Hoca. "Biliyorsunuz her sene spor dallarında yarışmalara katılıyoruz. Bu sene bir değişiklik yaptık. Her sene 12.sınıflar katılıyordu, bu sene onları sınava daha verimli çalışmaları için yarışmalara sokmayacağız. Onların yerine sizler yarışacaksınız."
Sözü Cahit Hoca devraldı. "Bugün takımları belirlemek adına maçlar yapacağız. Kızlar voleybol, erkekler futbol oynayacak. Katılım zorunlu. Eğer içinizde bir cevher varsa bunu keşfedip geliştirmek bizim işimiz." Ellerini iki kere vurup tüm dikkati üstüne çekti. "İlk olarak kızlar. Liste sırasına göre C sınıfından 6 kız, D sınıfından 6 kız sahaya geçsin."
Şansıma tüküreyim ki listede ilk altıdaydım. Bu sabahları da sorun oluyordu. Ne zaman 5 dakika geç kalsam yok yazılmış oluyordum.
Buket'e üzgün bir bakış atıp yerime geçtim. Onunla aynı takımda olamamıştık. Voleybolda servis atışlarında ve arkayı tutmakta iyiydim. Ayşegül Hoca da bunu bildiği için maçı benim atışımla başlatmak istemişti.
Topu alıp yerime geçtiğimde karşımdaki kızlara göz attım. Aralarında Laçin de vardı. Şimdi keyiflenmiştim işte. Topu havaya kaldırıp sertçe vurduğumda hesapladığım gibi gitmiş, orta oyuncu konumunda duran Laçin'in kafasına isabet etmişti. Armut gibi topa bakmasaydı, en azından eğilerek kurtulabilirdi. Karşılaması imkansızdı. O kadar sert gelen bir topu karşılasaydı, bileğine bir zarar gelebilirdi. Karşılamayacağını bildiğimden atmıştım zaten ama en azından eğilmesini bekliyordum, o bunu da akıl edememişti.
Laçin yere düşünce hocalar ve kızlar başına toplandı.
Beş dakika sonra açıldıklarında kızın hiçbir şeyi olmamasına rağmen revire götürmüşlerdi, hoca da beni uyarmıştı. "Daha yumuşak atmalısın Işıl. Gerçek maçta değiliz."
"En iyisini yapmaya çalışıyorum," diyerek geliştirdim. Topa her vurduğumda biri ağlayacaksa bana geçmiş olsundu.
Su içmek için Buket'in yanına gittiğimde arka tarafta oturan Özgür'ü gördüm. Bana başını iki yana sallayarak bakıyordu. Yoksa yeni aşkına sert davrandığım için kızmış mıydı beyimiz?
Hah çok da umurumdaydı ya!
Ona orta parmağımı gösterdikten sonra sinirle arkamı dönüp sahaya ilerledim.
<>
Bu bölümü yazarken aklıma lisede voleybol yarışmasına katılışımız ve her provada yenmemize rağmen maçta yenemeyip 3. oluşumuz geldi shakdhjahs
Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAR | Texting ✔
HumorAyrılan iki kişi tekrar bir araya gelir mi? Yoksa ex'ten next olmaz mı? *Wattpad'de yayımlanan Polar isimli ilk hikayedir. *Mizah #1 (06.02.2020) *Kısa Hikaye #1 (15.02.2020)