"Günaydın gençler, biliyorum beni çok özlediniz."
Tarık sınıftan içeri girip yanımıza geldiğinde söylediklerine göz devirdim. "Tatilde de buluştuk, ne diye özleyelim seni be?"
"Aşk olsun kankacım ben özlenmeyecek insan mıyım?"
Omuz silktim. "Evet."
Bana, "Hayırsız," deyip burun kıvırdıktan sonra Buket'e döndü. "Mercimeğim sen özledin mi beni?"
Buket sıranın üstüne parmaklarını vururken, "Dün gecenin ikisinde kapıma dayandın Tarık," diye söylendi. "Özlemeye fırsat vermiyorsun ki. Dua et babam evde değildi."
Tarık salak salak güldü. "Biliyordum ki."
"Nasıl biliyordun?" diye soran Buket'i ben yanıtladım. "Ben söyledim. Gece gece aradı uyandırdı beni, babanı sordu. Çok önemliymiş, yarına kadar bekleyemezmiş. Ben de Bahri amcanın İzmir'e gittiğini bildiğim için söyledim. Sahi neydi o kadar acil olan şey?"
"Rüya görmüş..."
"Kabus," diye düzeltti onu Tarık. "Kabus gördüm."
Merakla sordum. "Ne gördün?"
"Yumurcak TV'nin kapandığını."
Aldığım cevapla göz devirdim. Tarık'ı ciddiye alıp soran da hata. "O kanal kapanalı 2 sene oldu zaten."
"Ne? Nayır! Nolamaz! Ah benim cağnım çizgi film kanalım ah! Ben nerlere gidem? Nerelerde çizgi film izleyem?"
Ağır depresyona giren Tarık'ı derse gelen biyoloji hocası susturmuştu. Yerine -önümüze- geçip oturdu. Hoca yoklama alırken Buket'e dönüp sessizce konuşmaya başladım. "Bahri amca ne zaman dönecek? O dönene kadar bizde kalsana. Hem tek başına ne yapacaksın evde? Sıkılırsın."
"Boş ver," dedi omuz silkerken. "Alışkınım ben. Hem babam yarın akşam gelecek."
"Peki."
Israr etmemiştim çünkü hep böyle diyaloglara giriyorduk ve Buket hep aynı cevabı veriyordu. Annesi Kader teyzeyle, babası Bahri amca boşanalı çok olmuştu. Hatta ben annesini tanıştığımız 3 sene boyunca resimler dışında görmemiştim bile. Buket babasıyla kalıyordu çünkü annesi yurt dışında yaşıyordu. Babası işi dolayısıyla sürekli bir yerlere gidip duruyordu, bu yüzden Buket yalnız yaşamaya alışmış rahat bir kızdı.
Bazen ona özenmiyor değildim.
Ama ailemin kıymetini bildiğim için bu özentiliğim çabucak geçip gidiyordu.
"Bilgilerinizi tazelemek adına bir quiz yapalım."
Kübra hocanın sesini duymamla şaşkınlıkla başımı sıradan kaldırdım. "Yok daha ayran kutularım. İlk günden ne guizi hocam?"
Benimle birlikte isyan sesleri yükselirken hoca keskin bir tavırla bizi susturdu. "Boşuna itiraz etmeyin, yapacağım. Tatilde ben nasıl çalıştıysam siz de verdiğim konulara çalışmış olmalıydınız. Şimdi çıkarın bakayım kağıtları."
"Siz beleşe çalışmıyorsunuz ama hocam, maaş alıyorsunuz."
Arka sıralardan söylenen çocuğun ne kadar haklı olduğunu düşünürken ben, Kübra hoca sinirle çocuğa baktı. "Mehmet sen kağıt çıkarma çocuğum çünkü alacağın not belli. Sıfır!"
Çocuğun yüz ifadesine gülüp önüme döndüm. Ders hepimizin düşük notlar aldığı quizin ardından sonlanmıştı. Özgür'ü görmek için sınıftan çıktım. Onların sınıfına gireceğim sırada dışarı çıkan Laçin'le karşılaştık. Beni kolumdan tutup köşeye çekti. "Ben de senin yanına gelecektim."
Kötü görünüyordu. Anında kaşlarım çatıldı. "Noldu?"
"Tunç..." deyip duraksadı, ardından sıkıntılı bir yüz ifadesiyle devam etti. "Annesiyle babası boşanmış. Tunç deliye döndü. Babasının Angela'yı götürmesinden korkuyor. Yanında olmak istiyorum ama biliyorsun hâlâ ayrıyız. Işıl ne yapacağım ben?"
<>
Ups...
Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAR | Texting ✔
UmorismoAyrılan iki kişi tekrar bir araya gelir mi? Yoksa ex'ten next olmaz mı? *Wattpad'de yayımlanan Polar isimli ilk hikayedir. *Mizah #1 (06.02.2020) *Kısa Hikaye #1 (15.02.2020)