"Ben biliyordum zaten hala bana aşık olduğunu," diye mutlu mutlu konuşurken Buket kaşlarını kaldırdı. "Nereden anladın bunu Bayan Einstein?"
"Ee hesabımı takip etmek için açtığı fake hesaptan."
"Fake hesap açtığı kesin değil ki," dedi omuz silkerken. "Bence sen o kadar emin olma. Baksana." Başıyla koridorun sonunu işaret ettiğinde yan tarafa dönüp gösterdiği yere baktım. Özgür, Laçin denen kızla konuşuyordu. Yanlarında başkaları da vardı ama beni ilgilendiren sadece o ikisiydi.
Benim adım Işıl, ben bu oyunu bozarım ulen!
Sinirle oturduğumuz kaloriferden kalktım. "Yürü gidiyoruz." Buket, "Nereye?" diyerek peşime takıldı. Sınıfımızın önünden geçerken kapı ağzında arkadaşıyla konuşan Tarık'ın koluna girip benimle gelmeye zorladım. "Sen de geliyorsun."
Ne olduğundan bir haber önüne döndü. "Nereye kız?"
"Fazla uzağa değil." Koridorun sonuna, onların yanına geldiğimizde Tarık'ın kolundayken mutluymuş gibi gülümsedim. "Naber?!"
Hepsi bana bakarken içlerinden kumral bir çocuk, "İyi," dedi ve ekledi. "Tanışıyor muyuz?"
"Tanışırız." Boşta kalan elimi uzattım. "Ece ben."
Özgür öksürmeye başladığında içimden zafer çığlıkları attım. Ona inat sevmediğim ismimle tanınmıştım ama olsun. Bir ara düzeltirdim şu isim mevzusunu.
Çocuk elimi sıkarken, "Emre bende," dedi ve sırayla yanındakilerin ismini söyledi. "Akın, Zeynep, Özgür ve Laçin."
Bizimkilerde isimlerini söylediğinde tanışmıştık. Emre hariç diğerlerini tanıyordum zaten ki onlarda beni tanıyordu. Akın ve Zeynep, Özgür'ün en yakın arkadaşlarıydı. Emre, okula yeni gelmiş, bu yüzden yeni tanışmıştık.
"Özgür, siz Işıl'la ayrılmıştınız dimi?" Laçin'in bana bakarak sorduğu soru üzerine Özgür, "Evet," demişti. Yüzündeki şeytan gülümsemeyle konuşmasına devam etti. "Ne güzel ayrıldıktan sonra arkadaş kalmışsınız."
"Aa," dedim gerçekten şaşırmışcasına. "Siz Tunç'la öyle değil misiniz yoksa? Kötü ayrıldıysanız tabii arkadaş kalamazsınız. Biz Özgür'le küçüklüğümüzden beri arkadaş olduğumuz için sorun etmiyoruz böyle şeyleri."
Morali bozuldu ama çaktırmamaya çalıştı. "Hayır, iyiyiz. Aramızda bir sorun yok."
"Tabii," dedim gülerken. "Ee Tunç nerede? Hazır toplanmışız, söyle o da gelsin. Madem arkadaş kaldınız söyleyebilirsin değil mi? Yoksa bende mesaj atabilirim?"
Yalanını seveyim Işıl. Çocuğun bende numarası bile yoktu.
Özgür yaslandığı duvar kenarından ayrıldı. "Gerek yok biz de sınıfa gidecektik zaten!"
Arkadaşlarına bir baş hareketinde bulundu. Akın ve Zeynep sessiz kalıp yanına ilerlediğinde Emre gülümseyerek hepimizle vedalaşmıştı. En son, "Görüşürüz Ece," dediğinde Özgür ensesinden tutup yanına çekti. "Hadi kardeşim."
Laçin de onlarla beraber gitmişti.
Hepsi yanımızdan ayrıldığında somurtarak başımı, hala kolunda olduğum Tarık'ın omzuna yasladım. "Off."
"Işıl? Ayak üstü kaç yalan salladın kanka sen öyle?"
Buket'in sorduğu soruyla zorla güldüm. "Ne bileyim ya? Sinirle saçmaladım işte bir şeyler. Neyse hadi gidelim sınıfa."
Tarık'ın diğer koluna da Buket girdiğinde muhteşem üçlü kenetlenmişti. "Charlie ve mel..." derken Tarık duraksadı ve ikimize baktı. "Yok, sizde hiç melek tipi yok."
İkimiz de aynı anda koluna vurduğumuzda güldü.
"Charlie ve şeytanları! İleri, marş marş!"
<>
Team Işıl Ece?
Team Laçin?
Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLAR | Texting ✔
HumorAyrılan iki kişi tekrar bir araya gelir mi? Yoksa ex'ten next olmaz mı? *Wattpad'de yayımlanan Polar isimli ilk hikayedir. *Mizah #1 (06.02.2020) *Kısa Hikaye #1 (15.02.2020)