yirmi bir

71.2K 4.1K 488
                                    

Medyada old but gold bir şarkı var. Dinlemek istersiniz diye bırakıyorum. Çevirisine bakarsanız da eccük bizimkilere uyuyor :)

<>

"Salak ama çok güzel be."

Öğlen arasında olduğumuz için yemeklerimizi yemiş, Buket'le beraber bahçeye çıkmış, bankta oturuyorduk. Karşımızdaki bankta ise Özgür ve Akın oturuyordu. Bugün de eski sevgilimi keserken bulmuştum kendimi. Beni sinirlendirmediği zamanlarda gözüme çok tatlı geliyordu.

"Sen de salaksın ama çok güzelsin kanka. Bu güzel insanların ortak problemi galiba."

Buket'in sözleriyle dönüp ona tip tip baktım. "O zaman sen de salaksın."

Gülerek saçını savurdu. "Güzel olduğumu biliyordum canım, teşekkürler."

"Yok ben o anlamda demiyorum," diyerek bozdum havasını. "Sen cidden salaksın. Dibinde senden hoşlanan ultra karizmatik bir çocuk var ve sen onu görmüyorsun."

Bahsettiğim kişi Tarık'tı. Onunla belki de Buket'le olduğumuzdan daha yakındık. Ne zaman bir sıkıntım olsa ilk ona anlatır, şebeklikleriyle beni gülümsettiği gibi verdiği öğütleri de güzelce dinlerdim. Aynı şey onun için de geçerliydi. Buket'e karşı olan duygularını bana söylemişti, kimseye söylememem şartıyla. Ben de söylememiştim ama bazen -şuan da olduğu gibi- kendimi tutamıyordum. Buket'te ondan hoşlanmalıydı ve evli mutlu çocuklu olmalılardı. Shipper kalbim bunu istiyordu ve istediği şey olana kadar durmayacaktı.

"Kimmiş o? Söyle ben de bileyim." Bana kaşlarını çatarak sorduğu soruyla kendime gelmiş, konuyu geçiştirmiştim. "Hiç kimse. Sen onu boş ver de Zeynep bugün neden gelmedi okula?"

Zeynep ile Buket komşuydu. Aynı apartmanda oturuyorlardı ama bizim turuncunun, o sarı kızla iyi anlaştığı söylenemezdi. Bunu bildiğimden konuyu böyle çevirmiştim. Sinirlenirse ne konuştuğumuzu unuturdu.

Ki dediğim gibi de oldu. "Aman bana ne be o çiyandan?" Bahçeye şöyle bir göz gezdirdi. Bakarken parmaklarıyla banka vuruyordu. Aha gıybet geliyor. Bana döndü ve hızlıca kulağıma fısıldadı. "Dün onu eve Akın bıraktı, kapının önünde tartıştıklarını duydum, ağlayarak eve girdi. Galiba depresyonda o yüzden gelmedi okula." Geri çekilip sesini yükseltti. "Amaan bana ne Zeynep'ten? Gelmiş, gelmemiş umurumda değil, hiç."

Bu kız da ayrı bir alem.

Ona gülüp eski baktığım yere -Özgür'e- döndüm. Dönmemle gülümsememin yüzümden silinmesi bir oldu. Yanlarına Laçin gelmişti. Akın telefonuyla uğraşırken Özgür'le Laçin konuşuyordu. Bunlar bu kadar çok konuşacak konuyu nereden buluyor arkadaş?

Özgür'ü tanıyordum. Beni kıskandırmak ya da bu gibi saçma düşünceler için birini kullanmazdı. Laçin'le konuşuyorsa ya arkadaşıydı ya da ondan hoşlanıyordu.

Hoşlanma düşüncesi beni sinirlendiriyordu. Yaptığım kıskançlıklar bundandı. Bunları yapma sebebimse sevmemdi. Ondan gerçekten ayrılmak istemediğim aşikardı. Tekrar barışmak için adım atmamama sebebimse oydu. İtiraz etmemesine hem kırılmış, hem de sinirlenmiştim. Şimdi bana mesajlarda söylediği sözler kafamı karıştırıyordu. Seviyor gibi konuşuyordu. Madem öyleydi neden ayrılmamıza itiraz etmemişti? Biz neden bu haldeydik?

(şey dermişim benim yüzümden)

Yerimden kalkıp koşarak okula girdim. Saçma bir şekilde bunları düşünmek beni duygulandırmıştı. Regl dönemimdeydim, belki de bundandı. İlk kattaki lavaboların olduğu kısma ilerledim, ilerlerken gözlerim dolmuştu. Akmadan önce kendimi tuvalete atmak adına hareketlendim ve kızlar tuvaletinin kapısını hızla açtım.

"Hop hop hop! Dikkat etsene birad..." Kapıyı açar açmaz söylenmeye başlayan kişi gözlerini yüzüne gelen kapıdan ayırıp bana baktığında cümlesini değiştirdi. "Sakar?"

Tunç'a kaşlarımı çatarak baktım. "Senin burada ne işin var?"

"Sanırım bunu benim sormam gerekiyor." Eliyle kapının üstündeki işareti gösterdi. "Çünkü şuan erkekler tuvaletine giriyorsun." Sinsi sırıtışını takındı. "Ha durum farklıysa söyle bilelim."

Onunla laf dalaşına girecek modda değildim. Bu yüzden göz devirip arkamı döndüm ve bu kez doğru yere -kızlar tuvaletine- girdim. Kapıyı sertçe kapattım.

Gözümü yumduğumda biriken yaşlardan bir damla düştü.

Kabinlerden birine geçmek için ileri doğru bir adım attığımda ayağım bir şeye çarpmıştı. Kaşlarımı çatarak yerdeki selpak paketine baktım. Kapının altından gelmiş olmalıydı ki duyduğum sözler de bunu kanıtlar nitelikteydi.

"İhtiyacın olur diye düşündüm."

<>

Shipleyecek çok karakter var yauv.
Ne olacak bu işin sonu?

Seviliyorsunuz ♥
Instagram: bbhikayeleri.

POLAR | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin