19| belki her şey, belki hiçbir şey

10.3K 798 2.1K
                                    

Medyadaki şarkı yoonkook ulusal şarkısı olsun mu? N'olur?

Jeremy Zucker - comethru

Tüm bedenim uyuşmuştu. Yirmi bir yıllık hayatımda yaşadığımı hiç bu kadar hissetmemiştim ama her nasılsa, ölmüş gibiydim. Anın gerçekliğini sorguluyor, sürekli birazdan uyanacağımı söylüyordum fakat hayır. Gerçekti.

Belimi okşayan eli gerçekti. Boynumu okşayan avucu, arada sırada saçlarıma karışan parmak uçları ve yanağımın altında atan kalbi gerçekti. Öpüşmüştük. Beni hayata döndürür gibi öpmüştü ve öpüşmüştük işte. Tanrım... cidden beni öpmüştü.

Göğsünden hızlıca doğrulup hemen yan tarafına, dizlerimin üzerinde oturdum. "Beni öptün?"

Hızlı hareket etmem onu şaşırtmış olmalı ki, gözlerini kırpıştırıp "neden kalktın ki şimdi?" dedi. "Yatarken de sorabilirdin."

Kalbim çok hızlı bir şekilde atarken "yani," dedim. "Beni öptün?"

Derin bir nefes alıp "Jungkook," diye mırıldandı. "Evet, seni öptüm. Sen de oradaydın, hatırladın mı?"

Kıkırdamamak için dudaklarımı içeri bükerken, elimi de üzerine kapattım. "Tanrım, cidden beni öptün."

Bir anda ayaklanıp camın önündeki boşlukta volta atmaya başladım. Delirmiş gibiydim fakat vücudumdaki bu enerji fazlalığını başka türlü nasıl atarım bilemiyordum. Saat gecenin üçüydü, buna rağmen dünyanın en hareketli parçasını açıp dans etmek istiyordum. Göğsüm büyük bir mutlulukla doluydu.

"Ne yapıyorsun? Gel buraya Jungkook."

"Bir dakika," deyip işaret parmağımı ona kaldırdım. Kahkaha atmak ve hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Öyle mutluydum ki, içim içime sığmıyordu.

"Uyumalısın, dün de uyumadın. Gel buraya."

"Tanrım, Min Yoongi. Beni mi düşünüyorsun sen?"

Yattığı yerde hafifçe yan dönüp yastığa sarıldı. Karnım kasılıyordu çünkü nasıl oldu da bu hale gelmiştik? Beni öpmüş, benimle uyumuş, onun için çok büyük olan şeyler itiraf etmişti. Şimdi ise, kalktığım için yanına çağırıyor, uykusuzluğumu düşünüyordu. Kafayı yiyecektim.

"Uyuman gerektiğini söylüyorum sadece. Artık gelir misin?"

"Nasıl uyuyabileceğimi düşünüyorsun? İçimde bir şeyler kıpır kıpır. Beni öptün."

Gözlerini kapatıp hafifçe gülümsedi. Melek gibi görünüyordu şu an, dayanma gücümün sınırındaydım. Elini kalbinin üzerine koyup "ne sakinleştirir seni?" dedi. "Ne yapmamı istiyorsun?"

Gözlerimi kırpıştırarak kafamı yana eğdim. "Senden bir şey yapmanı istediğimi nereden çıkardın? Hem, istesem de yapmazsın ki."

Gözlerini açıp hafifçe doğruldu. Sırtı yatak başlığına değdiğinde kaşlarını çatmıştı. "Neden yapmayayım? Sonuçta seni öpen bendim. Sorumluluk almam gerekiyor."

"Yoongi," diye mırıldandım afallamışlıkla. "Sen gerçekten..." devamını getiremiyordum. Dilimin ucundaydı fakat bunu söylemek öyle zordu ki, bir şeyler engel oluyordu.

"Ne, Jungkook? Ben gerçekten ne?"

Elimi enseme atıp yatağa yaklaştım. Alt dudağımı ısırırken gözlerim odanın en saçma yerlerinde bile merakla dolaşıyordu. Sanki suçumu itiraf etmeye hazırlanıyordum da, o yüzden bakamıyordum gözlerine.

"Sen bana bir şeyler mi hissediyorsun?"

Göğsüm hızlıca inip kalkarken alt dudağıma işkence ediyordum. Odada büyük bir sessizlik olması ise beni daha çok geriyordu. Dalga seslerini duymasam, eminim son nefesimi çoktan vermiş olurdum. Tutunabildiğim tek şey denizdi.

Bite the Bullet | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin