35| sen yanımdasın

7.4K 529 938
                                    

Merhaba bebeklerim.

Bu sıralar Twilight serisini film ve kitaplarıyla başa sardım. Şu an son kitapta olduğum için bu istemsizce şarkı seçimimi de etkiledi lol

#teamedwardcullen

İyi okumalar 🍃

Christina Perri - A Thousand Years

Günler artık çabuk geçiyordu.

Kalbi darlayan birçok problemi aştıktan sonra gece ve gündüzü takip etmek benim için çok zor olmaya başlamıştı çünkü gecenin bir vakti Yoongi gülümseyerek bir şeyler anlattığında ya da minik bir kedi gibi kollarımın arasına girmek istediğinde, benim için olağan gündüzden daha da aydınlık oluyordu.

Topluca yaptığımız o kahvaltıdan yalnızca iki gün sonra ailem geldiği için bir süredir Yoongi'nin yatağı bizim yuvamız olduğundan, gözlerimi açar açmaz gördüğüm gökyüzü içimi huzurla doldurdu. Üzerimdeki ağırlık ise başka bir huzurdu. Hatta ona huzur bile diyemiyordum çünkü bu hissin, adı konmuş bir şey olmadığına emindim. Aslında ben genel olarak Yoongi ve benim aramdaki bu şeyin adı konmuş bir şey olmadığından emindim.

Ona aşıktım ve o da bana aşık olduğunu söylüyordu fakat yalnızca bununla sınırlı değildi işte. Onun için bir tek sevgili değildim. En yakın arkadaşı, ruh ikizi, çocukluğu, yaşama nedeni ve tutunduğu her şeydim. Her şeyiydim. Öyle söylemişti.

Onun ruhunun büyük hasarlarla dolu olduğunu biliyordum ama bu hasarların onu böylesine etkilediğinden bihaberdim.

Gözlerimin içine sanki çok değil, biraz sonra onu sevmeyi bırakacakmışım gibi bakmasından, artık bensiz uyuyamamasından, ellerinin gerçek olduğumdan emin olmak ister gibi sık sık yüzümde dolaşmasından ve cildimin sıcaklığına ihtiyaç duyduğu için üstümüze bir şey giymeden uyumak istemesinden onu korkutan şeylerin neredeyse somut olduğunu anlamamak imkansızdı. Ve belki de tam da bu yüzden, ona ne kadar sevgi gösterirsem göstereyim bana yeterli gelmiyordu.

Çıplak göğsümde huzurla uzanırken tek kolumla bedenini daha sıkı sarıp, saçlarını okşadım. Dudakları uyurken öne doğru uzandığı için şu an uyumadığından oldukça emin olsam da, bu küçük oyununa ayak uydurup biraz da ensesi ve omuzlarını okşamaktan son derece memnundum. Belli etmeden ilgi istemesi gördüğüm en tatlı şeydi.

Yumuşak cildine dokunmak öyle güzeldi ki, omuzlarında gidip gelen elim şimdi yorganın içine girmiş, tüm sırtını hafifçe sevmeye başlamıştı.

"Benden yararlanıyorsun."

Uzun bir zamandır uyuyor numarası yaptığını bilsem de, sesi hâlâ üç dakika önce uyanmış gibi çıkmıştı. Her şeyine çok aşıktım.

"Ne yaparak? Bu mu?" Sırtını boylu boyunca yavaş bir şekilde okşadığımda hafifçe titreyip göğsümü öptü.

"Evet. Bilinçsizliğimden yararlanıp beni okşuyorsun."

Bilincinin açık olduğunu ikimiz de biliyorduk ama bunu ona söylemeden hafifçe kıkırdadım. "Sanki bilincin açıkken seni okşayamayacakmışım gibi konuşuyorsun gün ışığı."

O da kıkırdadı. Yüzünü göğsümün tam ortasına gömüp üzerimde hafifçe kımıldadığında kollarımı bedenine sıkıca sarmış, yatakta dönüp altımda kalmasını sağladığımda bu sefer göğsüne gömülen ben olmuştum. Şimdi saçlarımı, omuzlarımı ve sırtımı sevme sırası ondaydı.

Kalbinin ve beni taşıdığı dövmesinin üzerine bir sürü öpücük kondurduktan sonra göğsüne, köprücük kemiklerine ve ardından da boynuna bir sürü bir sürü daha öpücükler kondurdum. Asla doymuyordum. Pamuk gibi cildi vardı ve çok ama çok güzel kokuyordu. Onun bedenine gömülmek istiyordum.

Bite the Bullet | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin