Coldplay - MagicNe yapacağımı bilmiyordum. Elim ayağıma dolaşmıştı ve soğuk soğuk terliyordum. Neden hala bana bakıyordu? Garip olansa neden ben de hala ona bakıyordum? Küçük, keskin ve buradan siyah gözüken gözlerinden onun kızgın olduğu anlaşılıyordu fakat durum benim açımdan hiç de öyle değildi. Sebebi ya da bana bakma amacı ne olursa olsun şu an onunla ikinci defa göz gözeydim ve delirecek gibi falan hissediyordum. Çok güzeldi.
"Neden Jungkook'a bakıyor?" diye sordu Taehyung. "Daha garibi ise Jungkook neden ona bakıyor?" diye devam ettirdi Jongin.
"Çeksene şu koca gözlerini adamın üstünden pudra şekerli kurabiye. Aksi takdirde birazdan seni kemirmeye falan başlayacak."
Dedikleri her şeyi kelimesi kelimesine duyuyordum fakat olmuyordu, tepki veremiyordum. 21 yaşıma gelmiştim fakat asla bu zamana kadar ilk görüşte aşk kavramının var olduğuna inanmamıştım. Gerçekçi bir karakterim vardı ve o 'ilk görüşte aşk' kavramı da tamamen hayal ürünü gibi geliyordu bana. Yani düşününce, bu nasıl mümkün olabilirdi?
Mümkünmüş.
"Beyler," dedim kabullenmişlikle. Gözlerim hala onun üstündeydi ve o da hala bana bakıyordu. "Aşık olduğumu söylesem ne tepki verirdiniz?"
Yoongi...Tanrım ismi bile çok güzeldi! Öyle bir bedene ve yüze yakışan yegâne isim Yoongi olurdu sanırım. Onu tanımak istiyordum. Onu çok fena tanımak, her ayrıntısını bilmek ve her şeyini paylaşacağı biri olmak istiyordum.
Ben böyle hayaller kurarken Yoongi, demin isminin Taesun olduğunu öğrendiğim çocuk tarafından çekiştirildi. Bu hareket dakikalardır bozmadığımız göz temasımızı bıçak gibi kesmişti fakat kanayan yalnızca bendim. O ise dudaklarının kenarında papatya kadar zarif gülücüğüyle arkadaşlarıyla muhabbet ediyor, her saniye beni biraz daha mest ediyordu. Çok geçti, ona sahiden düşmüştüm.
O an aklıma benim sahip olduğum arkadaşlarım geldi, cevap vermemişlerdi. Hatta şu an seslerini de duymuyordum. Derin bir kaş çatmayla duraksayarak yan tarafa döndüm.
Üçü de kollarını göğsünde birleştirmiş, oldukça ciddi bir ifadeyle yüzüme bakıyorlardı. Fazlasıyla gerilmiştim.
"Ne oluyor?"
"Bir kez soracağım Kook," dedi Taehyung. "Aşık olduğun kişi Yoongi mi?"
Kaşlarım hafifçe alnıma kalkarken kafamı yana eğdim. "Dalga geçmeyecek misiniz? Ya da sorgulamayacak mısınız?"
"Bakışlarını gördük Jungkook ve seni tanıyoruz. Böyle bir konuda dalga geçmezsin."
Jongin haklıydı. Şu zamana kadar dudaklarımın arasından aşkla ilgili bir şey çıkmamıştı benim, böyle şeylere inanmadığımı onlar da biliyordu. Kabullenmişlikle kafamı sallayıp suçlu bir çocuk gibi gözlerimi üzerlerinde gezdirdim. Neden bu kadar ciddi duruyorlardı?
"Peki ne düşünüyorsunuz?"
"Cevaplamadın," dedi Felix. "Sahiden ona mı aşıksın?"
Ağır ağır kafamı salladım. "Bir anda oldu. Otobüsteydim, ilk kez farklı bir koku duydum ve çok güzeldi. O kadar güzeldi ki, kaynağını aramadan duramadım. Kokulara nasıl hassas olduğumu biliyorsunuz." Derin bir nefes aldığımda omuzlarım düşmüştü, neden olumsuz bir şeyler söyleyeceklerini düşünüyordum? "Sonra da onu gördüm işte. İlk görüşte mi bilmiyorum, bana daha çok ilk göz göze gelişte gibi geliyor. Şey gibi-"
"Sihir."
Taehyung cümlemi tamamladıktan sonra üçü de aynı anda sıkıntılı bir nefes verdi. Bir şeyler söylemeleri için umutla yüzlerine bakıyordum. Kafam karışmıştı, durum bu kadar kötü müydü? Bir erkeğe aşık olmamla ilgili değildi bu sıkıntıları, başka bir şey vardı. Çünkü yönelimimden üçünün de haberi vardı, böyle bir şeyi onlardan saklamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bite the Bullet | yoonkook
FanficJungkook yalnızca olmaması gereken birine aşık olmuş, bu sayede fazlaca büyüyüp değişmişti. Belki de Osho'nun dediği doğruydu; Sen dünyasın; o yüzden sen değişirsen, dünya değişir.