11| yalnızca bir kez

9.8K 877 953
                                    

Başlamadan; bir önceki bölüme yaptığınız yorumlar beni çok mutlu etti. Her biri için çok teşekkür ederim, seviyorum sizi 🌷

Brandon Skeie - So Bad

Rüyada mıydım?

Öyle olmalıydım çünkü içimden ağlamaya başlamadan hemen önce, sevdiğim adamın çiçek dolu parmak uçları saçlarıma değmişti.

Fakat bir yandan da beynim, gerçek bunlar diyordu. Aç gözlerini bak, onun parmak uçlarından bulaşan çiçek kokusunu duyacaksın.

Gerçekten dokunmuş muydu saçlarıma? Ağladığımı görmemek için mi gözlerimi açmamamı söylemişti? Kalbim farkındalıkla hızlıca çarparken bir an şu an nerede olduğumu hesap etmeye çalıştım. En son Yoongi'nin arabasında beni evime bırakması için oturuyordum fakat buna rağmen şu an evimde değildim. Biliyordum çünkü uykum hiç bölünmemişti, hala sıcacık ve rahat koltuktaydım ve onun kokusunu rahatça soluyordum.

Kafam hala tamamen yerinde değildi fakat bir şeyler yavaşça anlam kazanmaya başlıyordu. Kısık sesle çalan Ed Sheeran'ın yanında onun da sesini duyuyordum.

"Ne demek evine götüremem?"

Kısık sesle konuşuyor olmasına rağmen kızgınlığını hissedebiliyordum. Neye bu kadar kızgındı ve neden kısık sesle konuşuyordu?

"Kafayı mı yediniz? Bunu yapamayacağımı biliyorsun Hoseok."

Uykum hafifçe dağılsa da gözlerimi açmadan kokusunu biraz daha soludum. Arkadaşlarıyla konuşmasını dinlemek istemiyordum aslında fakat kulaklarımı kapayamadığımdan ona sarıldığımı düşünüp tekrar uyumaya çalıştım.

"Arkadaşlarına ne oldu? Onlardan birine götürebilirim."

Benden bahsediyor olduğunu anladığımda kaşlarım çatıldı. Çok sürmemişti ki sinirli bir nefes verdiğini duydum.

"Hepsinin mi? Ve tesadüfen aynı anda?"

Tekrar sinirli bir nefes verdiğinde gözlerimi araladım. Huzursuzluğunu buradan bile hissediyordum. Kusursuz yan profili, henüz tam olarak ayılamamış olmama rağmen göğüs kafesimde çiçekler açtırmıştı. Gözleri kapalıydı ve çenesini sıktığı anlaşılıyordu.

"Bilerek yapıyorsunuz," dedi sonra. "Peki bu neyi değiştirecek? Size sebep ve oluşacak sonuçları dahi anlattım."

Kaşlarım çatıldı, neden bahsediyordu şu an? Gözlerini açıp karşı tarafı dinlediğinde daha da sinirlenmişti sanki. Naif kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini tekrar yumdu ve derin bir nefes aldı.

"Şu an bağıramıyor olduğum için Jungkook'a teşekkür edin, uyumuyor olsaydı başınıza gelecekleri biliyorsunuz."

Kaşlarım anında alnıma çıkmış, dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Sessiz konuşmasının sebebi benim uyuyor oluşum muydu yani? İnanması güçtü. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, nefeslerimi kontrol edemiyordum. Yerimde hafifçe doğrulup ona baktığımda, gözlerimiz buluştu.

"Kapatıyorum," dedi hızlıca. "Sonra görüşeceğiz."

Bir anda kendimi çok rahatsız hissettim. Bana ne zaman baksa yüzüne ifadesizlik maskesini taktığından nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum. Bu yüzden çözümü dışarı bakmakta buldum ve anında kaşlarım çatıldı.

"Evime gelmişiz," pürüzlü sesim canımı sıktı. "Neden uyandırmadın?"

Tekrar ona döndüğümde dikkatle yüzümü incelediğini gördüm. Ellerim titremeye başlamıştı bile, üzerimdeki etkisini sevmiyordum. Ya da seviyordum, içinde Yoongi olan her şeyi seviyordum.

Bite the Bullet | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin