Episode Four

8.5K 462 391
                                    

Jeon Jungkook anlatımından;

Işıkları ne ara kapatıp,piste doğru ilerleyip ve Lisa'nın dudaklarına nasıl ve neden yapıştığımı hala anlayamıyordum? Ben neden böyle bir şey yapmıştım ki. Asıl mesele o kız neden bu kadar güzeldi. Onu daha önce nasıl fark edememiştim? Tüm bu düşünceler beynimi yerken parti bitmiş etrafı temizleyen görevlilerle evde sadece ben vardım. Hyungların nereye gittiği hakkında bi fikrim yoktu açıkçası.

Elimde viski bardağı ve kafamda düşünceler... Daha önce hiç bir kıza böyle bir şey yapmamıştım. Yapmayı bırak aklımın ucundan geçmezdi. Ben birine bakar onu kafesime alırdım. Bu kadar. İşim bitince de bırakırdım. Ben buydum.

Ben düşüncelere dalmış giderken bir ses beni çekip aldı.

''Bay Jeon?'' 

Mark bana seslendiğinde ona baktım ve kafamı ne oldu anlamında salladım.

''Efendim Kang Daniel geri döndü. Bıraktığı işlere tekrar başladı. 20 dakika önce onu depodan yani cehennemden çıkarken gördük. Yakalamaya çalıştık ama başaramadık. Kişi sayıları bizden çok fazlaydı. Sanırım bu sefer intikam için baya güçlü bir şekilde dönmüş''

İt herif. Oyun istiyorsan oyunun en güzelini oynardım. Mark'a döndüm.

''1 saat içinde herkes cehennemde olsun. Hyungları ara bir an önce orada toplanalım. Çok uzadı bu iş. Bir an önce bitirelim.''

Önümde eğildi ve gitti. Ve ben de kirli düşüncelerimle yalnız kaldım.

Lalisa 

Bugün dersim yoktu. Zaten dersim olsaydı da pek gitmeye hevesim yoktu açıkçası. Dün partide yaşanan olaydan sonra kızlar beni kaldırdığı gibi direk eve getirdiler. Beni kim öpmek ister ya da beni kim sever ki?

Daha fazla bunları düşünmek istemediğim için bilgisayarımı açtım ve bir film seçip izlemeye başladım. İzlemeye başlayalı daha yarım saat bile olmadan sıkıldım ve kapattım. Mutfağa gidip kendime bir kahve yapmaya karar verdim.

Kahveyi yaptıktan sonra oturma odasına girdiğimde telefon çaldı. Arayan Chaeyoung'du.

''Efendim Chaeng?''

''Lisa, iyisin değil mi? Bir şeyin yok?''

Kaşlarımı çatıp sorusunu cevapladım.

''Evet iyiyim niye ki?''

''Ya şey Lis- Lisa benim Jisoo. Yanımıza az önce Jungkook geldi, seni sordu. Bizde bugün dersi olmadığını söyledik. Evini sorduğunda da onu biraz azarladık ne yapacaksın diye. Sonra da ben bulurum dedi çekti gitti. Kapın çalarsa eğer kesinlikle açma duydun mu sakın!''

Ve tam o sırada kapı çalması peki. Tanrım nasıl bir oyunun içindeyim. Jisoo unnie de kapının sesini duymuş olmalı ki,

''Lisa sakın açmıyorsun, sakın açma!''

''Bekle kapının deliğinden bakacağım sadece.''

Delikten baktığımda Yeri'yi gördüm. Jungkook gelse daha az gerilirdim.

''Gelen Yeri unnie. Akşam konuşuruz. Görüşürüz.''

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin