Episode Two

10.8K 529 319
                                    

''Herkesin dilinde olan çocukları merak etmeyen bir kadın. Dikkatimi çekti doğrusu.''

Arkamdan gelen sesi duymamla birazcık irkildim ve arkama döndüm. Döner dönmez de yutkunmam bir oldu. Bu çocuğu daha önce hiç görmediğime emindim. Kahverengi saçları , siyah pantolonu, boğazlı siyah kazağının üstüne giydiği beyaz gömlekle Tanrının bana gönderdiği bir lütuftu. Ya da benim abartmam da olabilirdi.

Hemen kendime gelip konuşmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hemen kendime gelip konuşmaya başladım.

''Pardon?''

Çocuk hafif bir tebessüm bana baktı ve derin bir nefes çekti.

''Konuştuklarını duydum. Ne yalan söyleyeyim dikkatimi çekti.''

Bunu demesi ile biraz şaşırdım.

''Ne dikkatini çekti ki?''

Yanıma gelip merdivenlerden inmeye başlayınca ilk başta biraz şaşırsam da silkelenip yanında yürümeye başladım.

''Yani kendilerini hiç görmemen ve merak dahi etmiyorsun. Kendi ağzınla dedin. Partiden bile şimdi haberin olmuş.''

Bunu demesiyle gözlerimi deviridim.

"İlgimi çekmiyor bu tarz şeyler."

Başını yana yatırıp bana tatlı bir gülümsemeyle güldü. Zaten o konuşmadan sonra otoparka gelmiştik.

Ah! Tanrım neden olmadık zamanlarda böyle birini karşıma çıkarırsın!

Daha sonra durup bana döndü. Kulağıma eğilip fısıldadı.

''Akşam partide görüşürüz.''

Kulağımın tam yanından geçen nefesi içimi gıdıkladı. Söylediği bu üç kelime bile vücuduma bir heyecan dalgası vermeye yetmişti. Sanki ruhuma çok eşsiz bir müzik vaat edilmiş gibi geldi sözleri.

Yanımdan geçerken göz kırptı ve gözden kayboldu. Zaten bir 30 saniye öyle kaldım. İçimde umut tohumları yeşermeye yer etti. Belki artık mutluluğu yakalamıştım. Ya da o beni buldu. Çok hızlı bu düşüncelere kapılmış olabilirim ama ondan etkilenmiştim. İçimdeki ses ile birlikte konuşmaya başladım.

''Her şey güzel olacak...''

Daha sonra bu düşüncelerin çok saçma olduğunu düşünüp kendime kızdım.

''Ah. Kendine gel Lisa. Ne diyorsun sen böyle!''

Arkamı döndüm ve arabama ilerlemeye başladım. Arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna oturdum ve telefonumu çıkarıp saate baktım. 13:20. Jennie unnie'ye 'Ben arabadayım.' diyerek mesaj attım. 

O da anında geri döndü. '5 dakikaya oradayız!' yazmıştı.

5 dakika sonra Jennie unnie ve Rose geldiler. Bindikleri gibi arabayı sürmeye başladım.

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin