Episode Twenty One

7.9K 304 381
                                    

Lalisa

Göz kapaklarımın üstünde öyle bir ağırlık vardı ki açılmamak için adeta savaş veriyorlardı. Bir kaç kırpıştırma sonucunda en sonunda açılmıştı. Öyle yorgundum ki 1 hafta boyunca bu yatakta yatsam sesim soluğum çıkmazdı.

Göğsümün üstündeki kafayı fark edince yüzüme bir gülümseme kapladı. Elimi kaldırıp yumuşak saçlarından geçirdim. Dün gece aklıma geldiğinde yüzümde her ne kadar bir sırıtış belirse de, utanma da vardı haliyle. Üstümde olan iç çamaşırlarımın nasıl bir şekilde olduğu hakkında ise hiç bir fikrim yoktu. Onun bana bunları giydirmesi ise utanmayı geçip, alev aldırmaya doğru yol aldırıyordu.

Kafasını nazikçe göğsümün üzerinden kaldırıp yanımdaki yastığa koymayı başardığımda kendimi tebrik ettim. Normalde uyanıp beni altına çekmesi gerekmiyor muydu?

Omuz silkip ayaklarımı yataktan indirdim ve gerindim. Kafamı sağa ve sola yatırıp her uyanan insan gibi ilk 5 dakika mal mal tam karşıma baktım. Arkamdan bir huh sesi gelince kaşımı çatıp omzumun üzerinden yanımdaki şahsiyete baktım. Avuç içini kafasına yaslamış, yatakta yan dönmüş ve tüm vücudunu gözler önüne sermiş bir Jeon Jungkook görmeyi beklemiyordum şahsen.

"Manzaram güzeldi böyle. Neden kafanı bana döndürdün ki şimdi? "

Gözlerimi devirdikten sonra hala suratına bakmaya devam ediyordum. Pislik her yerde aynıydı. Ne yaparsınız yapın aynıydı.

"Pis sapık. "

Yamuk bir şekilde gülüp yatakta doğrulup oturur pozisyona geldi.

"Sapık ben miyim? Bence asıl sapık kendini dün belli etti. Karın kaslarımın üstü tırnak izleri ile dolu, sırtımı hiç sorma zaten. Deşilmiş durumda. Boynuma da bak bakalım bir kim sapıkmış. "

Böyle açık sözlü olmasına uyuz oluyordum. Utançla kafamı önüme çevirip ellerimi göğsümün altında bağladım. Arkadan bir kahkaha sesi geldiğinde ise utanmam daha da artmıştı. Belimin üstünde eller hissetmem ile, onun bağdaş kurduğu bacakları arasına çekilmem 1 saniye içinde olmuştu.

Sırtım onun göğsüne dayalı iken ellerim hala göğsümün altında bağlıydı. Onun kafası ise sol omzumun üstündeydi.

"Ama şöyle bir şey var ki senin halin benimkinden daha beter. Sen boynundaki, göğüslerinin üzerindeki ve göbeğinin üstündeki morlukları görmedin tabii."

Gözlerim anında kocaman açılırken bir hışımla ona dönüp ne diye bağırdım. O da tek kaşını kaldırıp sırıttı. Hemen kucağından kalkıp odadaki boy aynasının önüne fırladım. Aynanın önüne gelmem ile gözlerim yuvalarından fırlayacaktı adeta.

Boynumun üzerindeki irili, ufaklı baya baya mor olan izlerden söz etmememe gerek yoktu. Köprücük kemiğime kadar çok hafif morluklar ve kızarıklar vardı. Sütyenimin üzerinden taşan göğüslerimin ise durumu boynum gibi değildi. Morluklar vardı ama durumları çok vahim değildi. Göbeğim de aynı şekildeydi. Hala yatakta olan Jungkook'a bakmadan bağırmaya başladım.

"Yuh Jk! Vakum mu yaptın ne yaptın? Vücudumun bu hali ne ya? "

"Ne? Bence gayet güzel duruyorlar. "

Gözlerimi kısıp ona döndüğümde ayağa kalkmış yanıma geliyordu. Vücuduna baktığımda ise onun da durumu mordu. Hem de baya mor. Dün ne olmuştu bize bu kadar ya. Vallahi bu kadar delirdiğimizi tahmin etmemiştim.

"Sen Suga'nın boynumdaki bu izleri görünce ne yapacağını tahmin ediyor musun? "

Yanıma gelip ilk bir kaşlarını çatıp durduğunda da sonra kahkahasını saklayamadı bildiğin anırmaya başladı.

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin