Episode Twenty Seven

6.1K 270 336
                                    

Lalisa

"Siz mal mısınız evladım?"

"Hyung sanane?"

"Ne demek banane? Banane ne demek? Demek ne banane?"

"Sen önce git şu mint yeşili saçlarını değiştir?"

"Amma uzattınız, alt tarafı şurada saç boyayacağız."

Jungkook, ben ve Suga birlikteydik. Yanlışlıkla saç boyayacağımı Suga'ya söylemiş ve hemen, anında evime damlamasını sağlamıştım. 

"Saçlarıma laf edeni döverim. Kıskanıyorsun değil mi lan beni?"

Jungkook ağzını açacağı zaman elimle ağzını kapatıp konuşmasına engel oldum. 

"Tamam sen bakma buna. Hadi boyayalım önce saçlarını."

Derin bir nefes aldı ve elini ensesine atarak tişörtü çekti, çıkardı. 

"Tanrım sen bunların yanında namusumu koru."

Elimde boya kabı ve fırçası ile Suga'ya şaşkın bir şekilde döndüm.

"Niye, ne oldu ki?"

Eliyle Jungkook'un vücudunu gösterdi.

"Lisaşkım ne mi oldu? Bu çocuğun vücuduna ne oldu asıl? Kendi kendine yapmadı herhalde. Hiç güvende değilim."

Gözlerim büyürken Jungkook'un vücuduna baktım. O malum geceden sonra hala biraz kendini belli ediyordu. 

Yanaklarım yanmaya başlarken Jungkook'a biraz daha yaklaştım. Pis pis sırıtıyor bir de. İki yana açtığı bacaklarının arasına girdim ve elimdekileri bırakıp saçlarını taramaya başladım. Jungkook oturduğu için göğsüm onun kafasının hizasında idi. Ellerini bana sarıp kafasını yan çevirip sarıldı.

"Bak hele. İti an çomağı hazırla. Daha bir dakika oldu söyleyeli."

Jungkook kafasını Suga'ya doğru çevirdi.

"Hyung senin işin gücün yok mu gitsene."

"İşim gücüm sizsiniz işte."

Jungkook'un saçlarını iki yana ayırdım ve boyamaya başladım.

"Siz önce benim sorularıma cevap verin. Siz 1 hafta önce neredeydiniz de, bana eve gidiyorum deyip evde değildiniz. Eve bir geldim banyonun suyu açıktı. Ne boklar yediniz?"

Yutkundum ve Jungkook ile göz göze geldim. Gülmemek için kendini sıkıyordu. Ben burada utançtan öleceğim bu dalga geçiyor.

"Ne-nerede olacağız Suga ev-evdeydik."

"Evdelermişmiş. Susun köpekler."

Jungkook devreye girince ben susma kararı aldım.

"Markete gitmiştim hyung. Lisa da arabada kaldı."

Şerefsiz madem bunu söyleyeceksin, neden beni konuşturdun? 

"Çantaları, montları evde mi bıraktınız yani?"

Jungkook'un saçından kafamı kaldırdım ve elimdeki boya fırçası ile Suga'ya döndüm.

"Biz eve girdik çantaları ve montları çıkardık, baktık evde çikolata bitmiş Üzerimizde de ceket vardı hemen arabaya atladık gittik. Olay bu."

Burun kıvırıp kafasını sağa çevirdi. 

"Hadi inanmış gibi yapayım."

Jungkook'a döndüğümde saçını ortadan ayırıp dipleri boyamaya başladım. Ben saçlarını boyarken beni dikkat ile izliyordu. Sağdan ayırıp dipleri boyamaya devam ederken sol eli ile belimi kavradı ve beni kucağına oturttu. 

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin