Episode Thirty Eight -2-

3.7K 218 301
                                    

Lalisa

"Hadi Suga hadi boş konuşma. Bizi buraya sen getirdin o zaman girme cesaretini de sen göstereceksin."

"Hyung şimdi sen benden büyüksün ya, bende büyüğe saygı vardır. O yüzden bence senin girmen daha makbule geçer."

"Üç buçuk atıyorum demiyor da."

Hobi'nin dediği şey ile hepimiz kıs kıs gülmeye başladı. Namjoon yanımdan ayrıldı ve Suga'nın yanına gitti. Jisoo unnie de yanımda hala elimi sıkı sıkı tutuyordu. Namjoon'un boşluğunu Jungkook doldurdu ve yanıma geldi.

Namjoon Suga'yı koltuk altına aldı ve saçlarını okşamaya başladı. Jin başını bize doğru eğdi ve fısıldayarak konuşmaya başladı.

"Bak şimdi Namjoon'a diyecek ki, sen kral olduğun için kralların yanında bizim boynumuz kıldan incedir."

"Oy oy bebek hyung'um benim. Korkuyor musun çen?"

Suga ellerini Namjoon'a doladı.

"Aman kralım benim. Sen kralsın senin önden gitmen icap eder."

Namjoon ellerini beline koyup Suga'ya üstten üstten bakmaya başladı.

Ben Suga'nın yanına ilerlemeye başladım. Peşimde de Jisoo unnie ile birlikte tabii.

"Hani sen Min Suga hazretleriydin. Kendine korkak mı dedirteceksin? Kendine gel!"

Omzumun üzerinden Jungkook'a döndüm ve göz kırptım. Kollarını göğsünde bağlamış bana sen ne fenasın bakışlarını atıyordu.

"Bence de hyung. Hazretlerimizin önden gitmesi icap eder."

Suga Hobi'ye döndü ve onu tişörtünün yakasından çekip yanına aldı.

"Tamam o zaman. Sen benim amelemsin. Aç kapıyı amele Hobi."

Hobi Suga'nın elinden kurtuldu koşarak Jisoo unnie ve benim arkama geldi.

"Yok ya. Anan güzel mi senin?"

Suga suratını buruşturarak ellerini beline koydu.

"Şansımı bir deneyim dedim."

Jisoo unnie ve ben birbirimize dönüp ofladık. İyice sıkmaya başlamıştı.

"Aman be iyice sıktınız. Biz unnie'm ile gidiyoruz."

Çelik kapının önüne geldik ve sağ tarafta bulunan kırmızı butona bastım.

"Kimin sevgilisi olduğunu her yerde belli eder. Ayıptır söylemesi iyi eğitiyorum."

Kaşlarımı çatarak Jungkook'a döndüm.

"Evcil hayvan mıyım da beni eğitiyorsun?"

"Tavşan sen harbiden malsın."

Kapı hafif bir gürültü ile açıldığında ben önüme döndüm. Jisoo unnie de bana biraz daha sırnaşmıştı. Haydi bakalım.

Karşımıza küçük bir koridor çıktı. Sol tarafta yine demirden bir kapı vardı. Onun dışında hiç bir şey yoktu. Yani en azından öyle gözüküyordu.

"Oy oy oy anam bu ne? İnli cinli. Kral elimi tut."

"Siktir git."

İçeri girdik ve ben etrafı incelemeye başladım. Jungkook'un arkamda olduğunu etrafa yayılan kokusundan anlamıştım.

"Anahtarı bulmamız gerek ama burada nerede anahtar bulucaz tanrı aşkına."

Jungkook'un söylediği şeyi dudaklarımı büzerek onayladım. Gözleri direk dudaklarıma kaymıştı. Sapık her yerde sapıktı. Kulağıma eğildi.

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin