Burning Passion / Liskook

Episode Theree

Sabah konuştuğum çocuktu! Ve karşımda 6 kişi daha vardı. Olayları birbirine bağlamak zor olmasa gerek.

"Taehyung nasılsın?"

Jisoo unniem konuşunca hala şaşkınlıkla olan bitene bakıyordum. Lütfen. Tahmin. Ettiğim. Şey. Olmasın.

"İyiyim bende. Kızlar sizde hoş geldiniz bu arada"

Rose ve Jennie unniem hoş geldiniz beş gittiniz gibi şeyler muhabbetler dönerken ben ise donup kalmıştım. Taehyung konuşmaya başladı.

"Ah! Ben sizi tanıştırayım. Ben V ama gerçek adım Taehyung. Jin hyung en büyüğümüz, Yoongi hyung, J Hope hyung gerçek adı Hoseok, RM hyung, onun gerçek adı da Namjoon. Kendi aramızda lakaplar taktık. Jimin, benle yaşıt kendisi. Ve en küçüğümüz Jungkook."

Jungkook mu? Adı güzelmiş. Sevdim. Jisoo unnie de bizi onlarla tanıştırdı.

"Ben Jisoo, Jennie, Rose ve bu da bizim en küçüğümüz Lisa."

Jungkook'la göz göze gelmemeye çalışıyordum. Ben böyle adamlardan nefret ederdim. O kız senin bu kız benim, her gece bir eğlence, aksiyon...

"Biz zaten tanışıyoruz. Değil mi Lisa?"

Kızlar bana şok içinde dönerken ben gözlerimi Jungkook'a dikmiş bakıyordum. Bana hınzır bir gülümseme yollarken iç sesim ve ben, 'Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk?!' diye bir kavgaya tutuşmuştuk. Tam ona cevap verecekken arkamdan anıran bir ses duydum.

''Lisa!''

Arkama döndüğümde koşa koşa bana doğru gelen ve bir anda kucağıma atlayan Momo'yu görmeyi beklemiyordum. Birlikte yere düştüğümüzde kızlar gelip bizi kaldırdı. Momo beni kendi etrafımda döndürdü.

''Lisa hanım çok güzelsiniz. Bu gece bana eşlik eder misiniz acaba?''

Jisoo unniem hemen atladı.

''Eder eder de önce onun görmesi gereken bir hesap var değil mi Lisa?''

Kafamı evet anlamında salladım. Jisoo unnie çocuklara sonra görüşürüz deyip yanlarından ayrılıp bahçeye çıktık. Beni karşılarına alıp hepsi aynı anda bağırdı.

''Hemen anlatıyorsun!''

''Ya anlatılacak bir şey yok ki. Bugün otoparka ilerlerken karşılaştık. Kendisinin kim olduğunu bile bilmiyordum! Daha sonra kulağıma eğildi ve akşam partide görüşürüz dedi olay bu. Yemin ederim başka bir şey yok.''

Jennie unnie bana kısık gözlerle baktı.

''Bu çocuğa dikkat et Lisa. Bunlar çok tehlikeli tipler. Ya seni kandırıp sana bir şey yaparsa. Yanına Jeon Jungkook geldiği an hemen bize geliyorsun. Sizde kızlar onlardan biri yanınıza geldiğinde hemen mesaj atıyorsunuz. Anlaşıldı mı?''

Hep bir ağızdan evet deyince içeri girdik. İçeri girdiğim an Jungkook'un gözleri beni buldu. Beni mi bekliyordu bu be? Gelir gelmez. Jennie unniem, Jungkook'un bana baktığını görünce hemen koluma girip ona ters ters bakmaya başladı. Zaten gözlerini de alabilmişti bir zahmet. Bir bar masasına gittik ve içmeye başladık. Daha sonra Taehyung Jisoo unnieye seslenince Jisoo unnie bir süreliğine ayrıldı ve onun yanına gitti.

''Kızlar benim lavaboya gitmem gerek biriniz gelse benle.''

Jennie unnie her ne kadar beni yalnız bırakmak istemese de Chaeyoung'la gitti.

''Bir telefon yeterli. Unutma.''

Ona öpücük atıp tamam anlamında kafamı salladım. Etrafı izlemeye başladım. Şuan canım acayip dans etmek istedi ama unnielerimi beklemeliydim. Eğer Jennie unnie beni burada göremezse vay halime. Ben bu düşüncelere dalmış giderken yanıma bir çocuk geldi.