Episode Sixteen

7K 344 364
                                    

''Hadi am- ''

''Sussana be! Her şey senin yüzünden. ''

''Lisa ama be- ''

''Hayır yani tam güzel bir şey yaptın kendini belli ediyorsun yine. ''

''Ayıp oluyor ama. ''

Hışımla ona döndüm. Neredeyse sinirden alev çıkacaktı gözlerimden.

''Ne ayıp oluyor acaba? Şu ortamın güzelliğine bak ve biz burada korku filmi mi izleyeceğiz. Ah tanrım! ''

Tamam romantik film falan izleyeceğimizi pek sanmıyordum. Zaten izlemek de istemezdim. Ama neden korku? Korku filmi mantığı zaten başlı başına bir saçmalıktı benim için. Korkacağım şeye neden üstüne para verirdi ki?

Başka film seçeneği yokmuş gibi neden korku izliyorduk ki? Bilim kurgu, macera filmleri dururken.

Marketten çıktıktan sonra Jungkook bana bir sürprizi olduğunu söyleyerek beni Namjoon'nun evine getirmişti. Sürpriz ise şuydu; Evinde bildiğiniz sinema salonu vardı. Kocaman bir ekran, dev ses sistemleri, kırmızı koltuklar. Yani bildiğiniz sinema salonundaydık. Ve bu da yetmezmiş gibi tavan aynı gökyüzü gibi ışıklandırmalar ile süslüydü.

Buraya kadar her şey çok güzeldi. Ta ki Jungkook Korku Seansı 2'yi izleyeceğimizi söyleyene kadar. Azıcık korkuyor olabilirdim. Bir kere korku filmi mantığı çok saçmaydı.

Jungkook kumandayı eline alıp filmi başlattığında omzuna bir yumruk attım.

''Eğer bana bir şey olursa yakanı bırakmam bilesin. ''

Gülüp elimi tutup dudaklarına götürdü.

''Sana bir şey olursa zaten ben yakanı bırakmam. Peşinden bende gelirim. Asıl ben seni bırakmam. ''

Normalde olsa çok hoşuma gidecek bu cümle şuan film aklıma geldikçe daha çok sinir olmama sebep oluyordu. Neden illaki her sevgili bir kere korku filmi izlemek zorundaydı. Dünyanın klişesi.

Aklımdan tüm düşünceleri çıkardım ve filme odaklandım. Ama daha sonra eğilip aşağı baktım. Hafif bir ürpermeyle ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı kendime çektim. Arkamı ve sağımı da kontrol ettikten sonra önüme döndüm.

Yandan hafif hafif kıkırtı sesleri geldiğinde Jungkook'a döndüm. Elleriyle gözlerini kapatmış gülüyordu. Homurdanıp konuşmaya başladım.

''Çok mu komik baya eğleniyorsun. ''

Ortadaki siyah kolu kaldırıp beni kendine çekip kafamı göğsüne koydu.

''Eğer sana korkudan bir şey olacaksa bana da kesin gülmekten bir şeyler olacak. ''

Yamuk bir şekilde sırıtıp kafamı kaldırıp pürüzsüz yüzüne baktım.

''Kötülere bir şey olduğu bu zamana kadar nerede görülmüş. ''

Suratına tatlı bir şekle sokup burnumdan makas aldı.

''Çok biliyorsun sen. ''

Önümüze dönüp filme izlemeye başladık sonunda.

Aslında konusu gayet ilgi çekiciydi. Bir ailenin ortanca çocuğuna dadanan yaşlı bir ruhtu. Bu ruh evin önceki sahibiydi ve eve ailesine bakmaya gelmişti. Ailesini burada bulamayınca ise burada kalmıştı büyük ihtimal. Olaylar akılmaz bir hal almaya başlayınca da ünlü paranormal olaylar ile ilgilenen çift Edd ve Loren çiftinden yardım istemişlerdi.

Şuan ise küçük çocuğun treni aldığı sahnedeydik. Bir şeyler olacağını anlayıp Jungkook'un eli ile gözümü kapattım. Elini arasından hafif bir boşluk bırakıp oradan filmi izlemeye devam ettim. En sonunda bir çığlık sesi geldiğinde dayanamayıp bende çığlık attım.

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin