Episode Thirty Two

4.7K 249 332
                                    

Lalisa

"Bir saniye bir saniye. Şimdi siz Wendy ile birlikte eve geldiniz. Ama sen onu odanı getirdikten sonra namusum deyip geri çekildin öyle mi Suga?"

Hepimiz Namjoon'un evinde toplanmış, Suga ve Wendy'i konuşuyorduk. Herkes gülmekten ölüyordu adeta. Suga ise bacak bacak üstüne atmış kafasını sallayarak beni onaylıyordu. 

"Aynen öyle Lisaşkım."

Yanındaki Namjoon gülmesini bastırdı ve Suga'nın ensesine bir şaplak geçirdi. 

"Nasıl bir psikopatsın sen ya?"

Suga elini kaldırdı ve bağırmaya başladı.

"Ne psikopatlığı kral. Namus çok önemli. O benim helalim olabilir tamam ama ilk zamanlarda hemen kimin yattığı görülmüş."

Jungkook güldüğünde tüm gözler ona çevrildi. Aptal. Her şeyi belli etmeye bayılıyor.

"Siz üstünüze alınmayın haramgiller. Size her şey serbest."

Ellerimi belime koydum ve ayaklarımla ritim tutmaya başladım. Bir hapşırık sesi geldiğinde gözümün tekini açtım ve baktım. Ses Jungkook'tandı. Yanına gittim ve alnındaki saçları geriye ittirdim. Dudaklarımı alnına hafifi bastırdığımda ise gelen sıcaklık kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Hafif ateşin var senin."

Kucağındaki yastığa daha çok sarıldı ve gözlerini kapattı.

"Bir şey olmaz. Biraz dinlenirsem geçer."

"Lan bura ne kadar sessiz ya. Kedi kız yok, Jisoo Kim yok. Biri hastalıktan geberiyor, diğeri bir yere gitmiş. Şşt! Atlı karınca çocuğu? Sevgilin yatak döşek yatıyor, sen burada ne bok yiyiyorsun?"

"Hyung bıraksan gideceğim ama izin vermiyorsun ki."

"Aaa doğru. Hadi git! Sıkıldım senden de."

Taehyung yanındaki ilaç poşetini kaptığı gibi bize el salladı ve koşa koşa kapıya gitti.

"Ay çok çabuk gitti. Bu kadar kolay gideceğini bilmiyordum. En sevdiğim yengem, Lisaşkım kaldı bir tek. Rose de buradaydı değil mi. Aman seni de seviyorum kız. En sevdiğim ikinci yenge sensin."

Rose gülümsediğinde Suga oturduğu yerde daha da yayıldı.

"Artık sizinde bir yengeniz var."

Hoseok gülmeye başlamıştı.

"Ne gülüyorsun lan? Komik mi?"

"Hyung tanrı aşkına senin bu namus takıntın ne böyle? Bir kaç ay öncesine kadar hiç böyle bir şey yoktu."

"Oğlum namus ne demek lan sen biliyor musun? Hayatımdaki en en öneli şey. Namussuz bir Min Suga düşünülemez. Kati suretle olmaz!"

"Bunu sen mi diyorsun Suga? Geçen seneki geceleri anlatayım mı?"

Ne olmuştu ki geçen seneki gecelerde? 

Jungkook gözleri kapalı bir şekilde gülmeye başlamıştı. Jimin de gülmemek için kendini sıkıyordu. Rose ve ben konuya yabancı kaldığımız için öylece bakıyorduk.

"Bunu sen mi diyorsun hyung? Sizin ben Jisoo ile yaptıklarınızı da biliyorum hiç konuşma sen."

Gözlerim açılmıştı. Sen Jisoo unnie'ye bak. Bir de bana kızıyor. Ne diyorum ben böyle ya?

"Hyung sen bunları nereden duyuyorsun?"

Jimin'in söylediği şey ile onu bende onayladım.

"Ben bilirim. Ben duyarım. Ben görürüm. Çünkü ben Min Suga'yım okey?"

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin