Episode Twenty Eight

5.4K 256 422
                                    

Lalisa

"Bu kızın ne işi var lan burada? Ölmemiş miydi bu?"

"Öldüğünü bilmiyorduk ki hyung. Kayıp biliyorduk."

Kaşlarımı çatarak Suga'ya baktığımda, hepsi çatık kaşlarla Cho Hee denen kıza bakıyordu. Bu kız kimdi ki bunları bu kadar şok edecek?

Rose ve Jisoo unnie de neler olduğunu sorgularken Jennie unnie hiç bir şey yapmadan yere bakıyordu. Normalde onun şuan burada neler oluyor deyip yaygarayı koparması gerekiyordu.

Ona baktığımı hissetmiş gibi yerden bakışlarını kaldırıp bana baktı. Tek kaşımı kalkık ona bakarken, sert bir şekilde yutkundu ve omuzunu kaldırıp indirdi.

"Jungkook."

Cho Hee bir adım atıp daha da yaklaştığında Jungkook da bir adım geriledi. Beni de beraberinde çekti.

Jungkook'un elleri belimi daha da sararken elinden kurtuldum ve iki adım öne çıtım.

"Biri burada neler olduğunu anlatabilir mi artık? Bu kız kim?"

Jisoo unnie de beni onaylayan kelimeler söylediğinde Daniel'in titreyen sesini arkamızdan duydum.

"Cho Hee?"

Arkama döndüğümde Daniel dolu gözleri ile kıza bakıyordu. Kıza döndüğümde o da yüzünde buruk bir gülümseme ile bakıyordu. Jimin bir hah sesi çıkardı ve konuşmaya başladı.

"Şimdi de masum ayaklarına mı yatıyorsun Cho Hee? Her şeyi bok eden sensin. Şimdi sil o yalancı yüzünden buruk tebessümü."

Daniel buaraya doğru gelecek iken onu elimle durdurdum. Çatık kaşları ile bana bakmaya başladı.

"Daniel? Bizi yalnız bırakır mısın lütfen? Söz işim bitince kızı sana kendi ellerim ile getireceğim."

Daniel hipnoz olmuş bir şekilde kafasını sallayıp Cho Hee'ye baka baka dışarı çıktı. Mekana göz gezdirdiğimde hiç kimse bizi umursamıyordu. Herkes kendi halindeydi.

"Ne işin var burada?"

Jungkook ilk defa konuşmuştu. Sesini ilk defa böylesine sert duyuyordum. Tiksinir gibiydi. Kollarımı göğsümün altında bağladım ve olanları izlemeye karar verdim. Jisoo unnie soluma, Rose sağıma geçip koluma girmişlerdi. Jennie unnie'ye baktığımda ise hiç bir şey yapmadan sadece olanları izliyordu. Taehyung onu yanına çekti ve kafasına bir öpücük kondurup göğsüne yasladı.

Cho Hee elleri ile oynarken konuşmaya başladı.

"Bak Jungkook b-ben... Ben değiştim. Ben o ben değilim."

Jungkook yumruklarını daha da sıkmaya başladı. Bembeyaz olmuştu. Ruhu çekilmişti sanki. Namjoon ve Jin yanına gittiler. Hoseok da benim arkama geçip kolunu omzuma atıp pat pat vurdu. Ona dönüp baktığımda gülümseyip yok bir şey dedi.

"NE DEĞİŞTİN LAN! NE DEĞİŞTİN! BOK ETTİN LAN HAYATIMI! HALA SÜRTÜK RUHLU BİR İNSANSIN CHO HEE NEYDEN BAHSEDİYORSUN!"

Sesi mekanı inletmişti adeta. İlk defa onu bu kadar sinirli görüyordum. Kızlar da kormuş olmalı ki bir adım geriledik.

"Korkmayın kızlar bir şey yok."

Hoseok bizi telkin edici sözler söylerken Jin bize baktı ve sonra tekrardan Jungkook'a döndü.

"Jungkook bak kızlar korkuyor. Burada olmaz yapma."

Jungkook bana dönüp baktığında yumuşamış gibi gözükse de hala gözlerinden alev çıkacak gibiydi. Ağzını oynatarak sorun yok bebeğim deyip tebessüm etti. Tekrardan kız konuştuğunda.

Burning Passion / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin