Chapter: 6

2K 114 116
                                        




EVA;

Denizin en derinliklerine acımasızca atılmış bedenim boğulmak üzereydi, daha fazla çırpınamıyordum.
Yorulmuştum ve yüzeye çıkamıyordum. Kurtulmak için attığım her adım hüsrana uğruyor onun tarafından ayak bileğime atılan ipten kurtulamıyor ve yere çakılmaya devam ediyordum.

Nasıl kurtulacaktım? Tanrı'nın yardımına ihtiyacım vardı, bir çıkış yolu bulmalıydım.
Şimdiye kadar gittiğim tüm yolların sonunda siyah bir ışık vardı, sonu hep karanlıktı.
Güneş ışığına ihtiyacım vardı, kurtulmak istiyordum.

Omuzlarımda hissettiğim yumuşak baskıyla kaşlarım çatılı bir şekilde gözlerimi aralamıştım, görüş alanıma Steve'in yüzü girdiğinde dudaklarının omuzlarımı öptüğünü gördüm. O an onu omuzlarından tutup hızla üzerimden ittiğimde boşluğuna gelmiş olacak ki yatakta geriye doğru savruldu.

Nasıl olur da hiçbir şey olmamış gibi davranabilirdi?

" Kendine gel. " Dişlerinin arasından konuştuğunda ve doğrulup üzerime yeniden eğildiğinde bileğimi yakalayıp sıkıca tutmuştu.
Canım yanarken yüzümü buruşturdum ama o bileğimi daha fazla sıkarak üzerime daha fazla eğildi.
" Kendine gel, yoksa daha fazla dayanamayacağım. "

Dudaklarım arasından canımın yandığına dair iniltiler dökülüyorken bileğimi kendime doğru hızla çektim ve elinden kurtardım. " Benim kendime gelmemi istiyorsan eğer önce bana verdiğin sözleri tut Steve. " Konuşmamla beraber gözlerini yumdu ve sinirlendiğinden dolayı sık nefesler alıp vermeye başladı. Gözlerini bir kaç saniye sonra açtığında gözlerimiz buluştu ve o an benim yaşlarla dolmuş gözlerime tanık oldu. Yüz ifadesi anında yumuşarken bir eliyle ensemi tutup yüzümü yüzüne yaklaştırdı ve alnını alnıma koyup derin bir nefes aldı.

" Eva.. " Diye fısıldadı güçsüz çıkan sesiyle, kirpiklerimi kırpışırdım. Onu güçsüz gördüğüm anlar çok nadirdi ve ben bu anlarda ne yapacağımı bilemiyordum.
" Lütfen, sana yalvarıyorum ağlama. " Yeniden fısıldadığında iki eli yanaklarımı tuttu, " Lütfen. "
Arka arkaya lütfen diye fısıldadığında hıçkırığımı tutamadım, yanaklarımda ki elleri sıkılaşırken bu kez şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım.
" Sadece kardeşimi görmeme izin ver. " dedim ve gözlerimi yumdum.

Bana söz vermişti, kardeşimi istediğim her an görmeme izin vereceğini söylemişti fakat dün ondan bunu istediğimde beni geri çevirmişti.
Yanaklarımdaki elleri önce yanaklarımı okşadı ardından ellerini çekerek hafifçe geriye doğru çekildi. Gözlerime bakarak başını salladığında derin bir nefes aldım, izin vermişti.

" Pekala, onları ara ve haftasonu burada olsunlar. "
Konuştuğunda başımı hızla salladım o ise bana yeniden yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırıp uzunca öptü ve geri çekildi, yataktan kalktığında giyinme odasına doğru ilerledi bense annemleri aramak için elime telefonumu aldım.

STEVE;

Giyinme odasına geçtiğimde kapıyı kapatmadım ve onu izlemeye başladım, onu izliyorken aynı zamanda üzerimdekileri çıkartıyordum. O konuşmaya başladığında ve yataktan kalkıp odadan çıktığında derin iç çekişim odada yankılandı.
Mahvoluyordum, fakat bunu kimse göremiyordu.
Fakat benim canımı acıtan onun görmemesiydi, diğer hiç kimse zerre umrumda değildi.
O olsa sadece yeterdi bana.

Üzerimi giydiğimde başıma giren ağrıyla elimi alnıma götürüp avuşturmuştum, ağrı kesici almalıydım. O sırada alnımı gardırobunun kapısına yasladım ve gözlerimi yumdum.
Onu üzmek için değil aksine üzülmemesi için izin vermemiştim fakat yine ona dayanamamış ona yenik düşerek kabul etmiştim.

Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin