Chapter: 10

1.6K 85 50
                                    




EVA;

Bir anlığına, sadece bir anlığına ilk defa unutmuştum omuzlarımda ki biriken tüm yükleri.
İlk defa bu kadar korkusuz ve güvende hissetmiştim.
Kollarımı sıkıca tutan elleri, dudaklarım üzerinde hareket eden dudakları beni kötü hissettirmemişti, aksine daha önce hiç böyle hissetmemiştim.

Her şey burada şuan masal gibiydi... Ya da emin değilim, onun dudakları benim bedenimi sarhoş etmişti ve ben iyi düşünemiyordum . Sanki onunla beraber başka bir diyara gitmiş ve bu korkunç dünyadan yok olmuş gibiydim.

Ama hissettiğim tüm bu güzel duygular uzun sürmedi, mutlu oluşum ve kötülüklerin yok oluşu sadece bir kaç dakika sürmüştü. Aklıma felaketim geldi ve ben onun cennet gibi hissettiren dudaklarından ayrıldım, nefes nefese yüzünü izlerken onun omuzları düştü ve bana gözlerindeki korkuyla baktı.

Neden korkuyla baktığını kestirebiliyordum, ne tepki vereceğimden bir haberi yoktu.

" Harry. " diye fısıldadım o an, ilk defa dudaklarıma değen ismi dudaklarımın karıncalaşmasına neden olmuştu ve onun ilk defa ismini benim dudaklarımdan duyması onun gözlerinin dolmasına neden olduğunu gördüğümde sertçe yutkundum.

Bu adam neden her şeyi daha da fazla zorlaştırıyordu?

Ondan bir kaç adım uzaklaştım ama o bu hareketimle birlikte bana bir kaç adımda yeniden yaklaştı, başımı iki yana sallayıp gözlerimi gözlerine diktim. Onu bir şekilde kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu, bu geceyi yalnızca o, ben ve bir de Tanrı bilecekti o kadar.

" Bana bunu yapma. " diye yalvardım gözlerine bakarak, gözlerindeki umudun çöküşü bir bir aktı kalbime ve sızlattı. O anda ona arkamı döndüm ilerlemeye başladım karanlık sokakta, karanlıkta kaybolmadan önce yeniden ona döndüm ve güçsüzlükte çökmüş bedenine ve ardından hayal kırıklığı ile bürünmüş yüzüne baktım ve konuştum.

" Kendine de bunu yapma. "

***


Ayak parmaklarımdan başlayıp tüm kanımda gezinen duygunun adı acıydı... O kadar acıyordu ki canım kimse benim yerimde olmak istemezdi.
Boğazıma sarılmış ip nefes almamı zorlaştırıyordu, oysa ayaklarımın altındaki sandalyeyi çekseler ve ölüme kavuşsam canım bu kadar yanmayacaktı.
Ama bu dünya ve insanlar o kadar iğrençti ki, ölmeme bile izin vermiyorlardı. Çünkü ölüm her zaman en basit yoldur, sadece bir defa canın acırdı. Ama yaşarsan her gün canın yanar.

Omuzlarıma değen soğuk dudaklarla birlikte gözlerimi sıkıca yumdum, avuç içlerimde topladığım çarşafı sıkıca tutmaya devam ediyordum.
" Şşşt Eva..." diye fısıldadı Steve, ellerini ellerimin üzerine koyup yumruklarımı açtı ve parmaklarını geçirip kollarımı başımın üzerine koyup orada sabitledi.

" Seni seviyorum. " Burnunu burnuma sürterek fısıldadı, gözlerimi açtım ve onun gözlerine baktım.
" Seni seviyorum. " dedi yeniden ve dudaklarını dudaklarıma kapattı.

Tepkisiz kaldım, öylece hareket etmeden durdum ve izin verdim ona. Seneler önce ilk zamanlar sürekli ona karşı çıkar ve sürekli canımın yanmasına sebep olurdum. Ama bir süre sonra kaderinizin bu olduğunu kabulleniyor ve direnmiyordunuz hiçbir şeye, sadece olacak şeyleri artık biliyor ve susuyordunuz. Tam da buydu yaptığım, çünkü karşı çıksam sadece canım yanacaktı, engel olamayacaktım.

" Seni seviyorum. " Yeniden aynı kelimeyi fısıldadığında gözlerimi kapattım. Gözlerimin karanlığının ardında bir adam çıktı karşıma, Harry...
Dün gece gözlerimin önüne yeniden firar ederken dudaklarıma onun dudakları değdi, bana bakarak seni seviyorum diye haykırdı.

Nefesim ikinci defa kesildi, tıpkı dün gece olduğu gibi. Yutkunduğumda bunun doğru olmadığını sürekli kendime hatırlatıp durdum o süre boyunca.
Ama olmadı, ben artık ondan kaçamayacak kadar tutulmuştum ona.

Bu andan sonra ve bundan sonra aklıma gelen tek kişi Harry'di.


***

HARRY;

" Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. " dedim kendisine kahve dolduran Eva'nın yanına geldiğimde. Sesimi duyduğunda irkilmesiyle elindeki bardaktaki kahve eline döküldü ve dudaklarından ufak bir inleme kaçtı. Hızla elinden tutup onu kendime çekerken peçetelikten aldığım peçete ile elinin üzerindeki kahveyi silmeye başladım.

" Nasıl davranman gerektiğini biliyorsun. " dedi yüzüme bakarak asi bir tavırla, güldüm ve elinin üzerine doğru üflemeye başladım. Eli kızarmıştı, yanık kremi gerekliydi.

" Beni hayal etmediğini söyle. " diye konuştum sessizce yüzüne bakarak, dediğim şeye gözlerini büyüterek tepki gösterdi. Şaşırmıştı ve bu hali benim pişkince yeniden gülmeme neden oldu. " A-anlamadım? " diye konuştu, başımı iki yana salladım. Kötü bir yalancıydı.

" O günden sonra seni öptüğümü hayal etmediğini söyle Eva, ama söylesen bile inanmayacağım. Çünkü kötü bir yalancısın, yanakların seni ele veriyor.  " dedim ve kızarmış yanaklarına kaydı gözlerim. O sırada Steve'in sesini duymamızla ikimizde başımızı ona çevirdik.

" Neler oluyor, burada? " Eva hızla elini ellerim arasından çekerken Steve'e gülümsedim. " Bayan Parker kahve ile elini yaktı bay Parker, yanık kremi gerekli. " dediğime Steve panikle Eva'ı kendine çekerek elini avuç içine alıp bakmaya başladı.

" Bebeğim, iyi misin? " diye telaşla konuşurken o yanımdan ayrılmışlardı, bense arkalarından sinirle soluyarak baktım onlara.





İlerleyen saatlerde ben fotokopi odasında bir kaç evrağın kopyasını çekerken içeriye Eva girmiş ve beni kolumdan tutarak kendine çevirmişti, bu hareketleri kaşlarımı çatmama neden olsada benimle temas ettiği her an benim dua etme sebebimdi.

" Ne yaptığının farkındasın değil mi, Harry? Steve bizi duyabilirdi. " dedi kızgınlıkla. Bense kolumdaki onun eline bakıyordum, fark etmiş olacak ki elini kolumdan çekti ve benden bir cevap beklemeden konuşmaya devam etti.

" İş hakkında olmadığı sürece benimle konuşma Harry, benden uzar dur. " dedi ve arkasını dönüp kapıya ilerlemeye başlamıştı ki ona hızla yetişerek onu kendime çevirdim ve iki kolundan sıkıca tutarak onu hızla kapıya ilerletip kapıya yasladım. Ardından Bir elimi kolundan indirerek kapıyı kilitledim ve o büyüttüğü gözleriyle gözlerimi izlemeye devam etti.

" O zaman durdur beni, hadi Eva durdur beni. Ama beni durdursan bile kendini nasıl durduracaksın? " dedim, nefeslerim hızlanırken gözlerim dudaklarına kaydı. Ondan yeterince alamamıştım ki ona doyabileyim.

Onun ruhunu, bedenini ve aşkını istiyordum. Ona ait olan her şey istiyordum.

" İzin ver kurtarayım seni Eva, izin ver. " O an dudaklarına yeniden kapandığında dudaklarım o onu kurtarmama izin verdi.

Dudaklarım üzerinde hareket eden dudakları, ellerinin enseme dolanması ve beni daha fazla kendine çekişi.

Biz o odada hem birbirimizi kurtardık hem de ilerleyen günlere bir felaket bıraktık.

Herkese merhaba, umarım bölümü severek okumuşsunuzdur.
Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
Görüşlerinize ihtiyacım var.
Görüşmek üzere, sizi seviyorum. 💚

Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin