Chapter: 27

864 63 46
                                    








Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
İyi okumalar. 💚














HARRY:

Dün sözleştiğimiz gibi evimize gelmiştim. Jessica'a uyanmadan sabah erkenden evden çıkmıştım, Eva'nın da Steve uyanmadan erkenden geleceğini tahmin edebiliyordum zaten. Kapının önünde duruyorken derin bir nefes aldım, ikimizde de anahtar vardı ve şuan içeride olabilirdi. Derin bir iç çekisin ardından çenemi sıvazladım, çok fazla gergindim. Konuşacağımızı söylemişti, yoksa aramızdaki her şeyi bitirecek miydi? Buna dayanmazdım, dayanacak gibi hissetmiyordum.
Zaten boktan bir hayata sahipken, eğer Eva'da benden giderse, hayatımdan çıkarsa her şeyimi kaybederdim. Zaten o, benim her şeyimdi.

Kaçmanın bir faydası yoktu, kaçamazdım da zaten.
Şuan eve girecek ve konuşacaktık onunla. Ardından anahtarı cebimden çıkarttım ve anahtarı deliğe sokarak kilidi çevirdim ve açtım kapıyı. Kapının sesini duymuş olacak ki, adım sesleri duydum ve Eva karşıma çıktı. Bir süre öylece birbirimize baktık.
Ama ne kadar istesekte, yapamadık. Koşarak birbirimizin boynuna atlayamadık, sarılamadık, nefesimiz kesilene kadar öpemedik birbirimizi.
Yalnızca, öylece izledik birbirimizin gözlerini.
İçeriye girerek kapıyı ardımdan kapattım. O da, tıpkı benim gibi gergindi. Parmakları ile oynuyorken,
" Hoşgeldin. " dedi bana, ama sesi bir fısıltıdan farksız çıkmıştı.

Başımı salladım belli belirsiz, ona doğru ilerlemeye başladım. Bana beklenti ile bakmaya başladı ama yapmadım, ona sarılmadım veya öpmedim. Çünkü eğer şuan bunu yaparsam duramazdım. Yutkundum ve yanından geçerek salona doğru ilerledim. Arkamdan geldiğinde ve yanıma oturduğumda ikimizde birbirimize döndük. " Kötü şeyler oldu. " dedi bana, aramızdaki uzun sessizliği bozarak. Parmaklarıyla kahküllerini düzeltti ve derin bir nefes aldı. " En son, yıldönümü davetinden sonra bana mesaj attığında az kalsın Steve görecekti. Sonra mesajı silmeyi o görmeden başardım ama bu seferde o telefonumu kırdı ve daha sonrada olanları tahmin edebiliyorsundur. " dedi başını eğerek.


Bakışlarımı ondan çektim, bende tıpkı onun gibi ellerime bakmaya başladım. " Bizi tehdit eden, babammış. " diye fısıldadığımda Eva, " Ne? " demişti bana. Ona baktım, büyümüş gözleriyle bana bakıyordu. Buna inanamadığını ve algılayamadığını biliyordum. Eğer onun babası öğrenseydi, Steve'e söyleneceğini ve Eva'nın ve benim şuan ne durumda olacağını tahmin edebiliyordum. Ancak benim babam, sorunsuzca bu olayı halletmek istiyordu. Kimse duymasın, Styles'ların soyadı lekelenmesin istiyordu. Güldüm, omuz silktim ve onun dolmuş olan gözlerine baktım. " Merak etme, eminim kimseye söyleyemeyecektir. Söyleyemez çünkü soyadına bir zarar gelsin istemez. " dediğimde Eva aniden ayağı kalkmış ve gözlerinden akan yaşların beraberinde yüzüme bakmaya devam etmişti.


" Nasıl bu kadar rahat olabilirsin? Aklım almıyor Harry! " diye bağırdığında sinirle soludum. Gerçekten rahat olduğumu mu düşünüyordu? Neler hissettiğimi nasıl anlayamazdı? Ne kadar kötü olduğumu? Neden sürekli kendisinin zarar almasından korkuyordu ki? Neden sadece kendini düşünerek bencilce davranıyordu. Gidelim, kaçalım diyordum ama o sadece korkmaya devam ediyordu. Oysa ben yanındayken neden korkuyordu? Gerekirse, canım pahasına korurdum onun canını.
Anlayamamış mıydı hala? Onu ne kadar sevdiğimi.
Ona deli olduğumu, ona kör kütük aşık olduğumu.
Çocuk oyuncağı gibi mi geliyordu ona bu aşk?
Daha ne kadar ciddi olmam gerekiyordu?


" Bencillik yapmaktan vazgeç! " diye bağırdım aniden. Bağırmamla birlikte irkildi ve geriye doğru bir kaç adım attı. Şaşkındı, daha önce beni bu kadar sinirli görmemişti ve şaşırması normaldi. Ama artık çileden çıkmıştım, her şey o kadar birikmişti ki ben artık patlıyordum. " Sadece sen zarar görüyormuş gibi, sadece senin duyguların hiçe sayılıyormuş gibi, sadece senin hayatın zormuş gibi, sadece sen istediklerine sahip olamamışsın gibi yapmaktan vazgeç! " diye yeniden bağırdığımda benimde onunda ağladığını görmüştüm.

Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin