Chapter: 26

811 50 30
                                    










Bol bol oy ve satır arası lütfen aşklarım, sizi seviyorum 💚

İyi okumalar :)













HARRY:

Direksiyonu tutan ellerimi daha fazla sıktım, eklemlerim beyazlaşmış ve avuç içlerim acıyorken bunu umursamıyordum çünkü içimdeki öfke her şeyin üzerini örtüyor ve sinirim galip geliyordu.
Şirketten apar topar çıkmıştım, hatta Eva bu telaşımı farketmiş ama odasından çıkıp yanıma gelememişti.
Sanki, ikimizinde birbirimizden uzaklaştığımızı düşünüyordum. Bunu ben istememiştim, o da istememişti ama Tanrı'nın bize yazdığı kadar böyle istiyordu. Buğulanan gözlerimle yolu zar zor görmeye başladığımda bir elimi direksiyondan çektim ve gözlerimdeki yaşları elimin tersiyle sildim.
Babamın evine yaklaşırken tüm sinir beynime daha fazla sıçrıyor ve ben biliyordum ki bir şeyleri kırıp dökmeden kendime gelemeyecektim. Tanrı aşkına, nasıl olurda babam bu kadar aşağılık biri olabilirdi?


Ona artık baba bile demek istemiyordum, hiçbir zaman oğlunun mutlu olmasını istemeyen bir adama nasıl baba diyebilirdim ki? Ben daha küçük bir çocukken bile benim mükemmel olmamı istemiş, onun söylediği şeyleri yapmadığımda, bana koyduğu kuralları her çiğnediğimde bana zarar vermişti.
Ama şimdi işlet değişmişti, ben büyümüştüm ve bana bedensel olarak asla zarar veremezdi.
Ama ruhsal olarak çok iyi zararlar verebiliyordu, küçüklüğümden beri yaptığı gibi mutluluğumu yok sayıyor ve ellerimdeki her şeyi almaya çalışıyordu.
Tıpkı, Eva'yı benden almak istediği gibi.
Kısa bir süre sonra arabayı evin önüne park ettiğimde hızlı adımlarla arabadan inmiş ve eve resmen koşarak ulaşmıştım.



Kapının önünde durduğumda hiç vakit kaybetmeden zili çalmış ve açılmasını beklemeye başlamıştım.
Saniyeler sonra annem kapıyı açtığında ve beni gördüğünde yüzüne yerleşen gülümsemeyle bana bakmış ama ben hızla içeri geçerek salona ilerlemeye başlamıştım. Arkamdan annemin şaşkın sesiyle
" Harry? " demesini duymuş ama umursamamıştım. Ardından kapıyı kapattı ve o da beni takip ederek benimle birlikte salona girdi. Salona girdiğimde babamın her zaman ki koltuğunda oturduğunu gördüm. Bacak bacak üzerine atmış, elindeki kahvesini yudumluyorken aynı zamanda da her zaman ki gibi bu saatlerde yaptığı gibi kitap okuyordu. Benim geldiğimi fark etmesiyle beni kısaca süzdü, ardından elindeki kahve ve kitabı ortadaki sehpaya bırakarak ayaklandı.




Daha fazla beklemek istemiyordum, daha fazla bu evde onun yanında durmak ve onun soluduğu bu evde daha fazla nefes almak istemiyordum. Üstelik, üstelik anneminde ondan bir farkı yoktu. Annem hiçbir zaman beni babama karşı korumamıştı, beni savunmamış, gelip bir kez bile saçlarımı okşamamıştı. Küçükken bile, okulumdaki tüm çocukları kıskanırdım. Çünkü onların anneleri çocuklarının saçlarını okşuyorlardı, babaları çocuklarının çocukluğunu yaşamalarına izin veriyordu. Ama ben asla bunlara sahip olamamıştım, evet zengin ve durumu çok iyi bir ailem vardı fakat eğer mutluluk ve huzur yoksa para neye yarardı ki?




Babamın yüzüme bakıyorken her şeyi öğrendiğimi bakışlarından anlamıştım, yüzümü buruşturdum ve sessizliğimi bozdum. " Sen iğrenç bir adamsın, artık bu yaptıkların ne kadar fazla ileri gidebilir diyorum ki, bugün öğrendiğim şeyle çok fazla ileri gidebileceğini anladım. " dedim. Babamın yüzünde tek bir mimik bile oynamazken bana doğru yürümeye başladı ve tam önümde durdu. Ellerini kumaş pantolonunun cebine koydu ve tek kaşını kaldırdı. " Bundan sadece bir kaç ay önce öğrendim ki, oğlum karısını aldatıyormuş. Hem de, ortaklarının karısıyla. " dediğinde babam güldüm, başımı iki yana sallayarak, " Hiçbir şey bildiğin yok. " dedim. O an da, yanımızdaki annemin şaşkın nidalarla elini ağzına kapattığına şahit olmuştum.
Ve ben anladım ki, annemin haberi yoktu. Babam ona hiçbir şey söylememişti. Annem inanamıyormuş gibi, " B-bu nasıl olabilir, s-sen nasıl öğrendin? " dediğinde annem babama, annemin bunların birer yalan olmasını istediğini biliyordum.





Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin