Elimdeki kemer yere düştüğünde salonda tok bir ses yankılandı. Bu sese eşlik eden başka bir ses daha vardı, Eva'nın hıçkırık sesi. Kesik kesik hıçkırıkları dudaklarından çıkıp benim kalbime ulaşıyordu ve bana bir kez daha ne kadar pislik bir adam olduğumu hatırlatıyordu. Yerde boylu boyunca uzanan bedenine kaydı gözlerim, teninin açık yerlerindeki kemer izleri ve daha önce teninden geçmeyen diğer izler... Hepsi benim eserimdi. Hepsi.
Tavana bakan yaşlı gözlerine ve titreyen bedenine daha fazla dayanamayarak dizlerim üzerine çöktüm ve gözlerimden akan yaşları hızla elimin tersiyle sildim. Ona doğru yaklaşıp yere onun yanına uzandığımda bende onun gibi tavanı izlemeye başladım, ama o andan sonra tutamadım göz yaşlarımı ve ben ilk defa ağladım onun yanında. Konuşmaya gücüm yoktu fakat dudaklarımı araladım, ellerimi onun elleri arasından geçirirken konuşmaya başladım.
" İkimizin yaşadığı bu hayat siyah, yeryüzü beyaz olsa ne olur sevgili? " Gülümsedim, onun bana asla göstermeyeceğini bildiğim için ben kendime gülümsedim. Çünkü o benden saklamıştı gülüşünü, benden almıştı tüm güzelliklerini. Başımı ona çevirdim, dudaklarımı yanağına bastırdım, " Sen beni sevsende sevmesende, aşk benim kalbimde. " Burnumu boyun girintisine dayayıp kokladım onu uzunca. " Beni mutlu etsende etmesende, gülüşlerim daima benimle. "
O gece düşündüğüm tek bir şey vardı... Ben nasıl bir adamdım ki, hiç sevilmemiştim.
***
HARRY;
Sehpanın üzerinde duran telefonumdan gözlerimi ayırmazken sıkıntılı bir nefes verdim, Eva arayacağını söylemişti ama halen daha aramamıştı. Bir şey mi oldu korkusu içimi yiyip bitirirken Jessica'nın çenemi tutup yüzümü ona çevirmesiyle düşünceli halimden sıyrılmaya çalıştım ve elimi yanağına götürüp yanağını okşadım. Çatık kaşları gergin hissetmemi sağlarken, " Neler oluyor sana? " Diye konuştu.
Gülümsedim ve yanağını sıkıp burnunu öptüm, " Neler oluyormuş bana? " dedim dalgaya vurarak, bu hareketlerim onu gülümsetti fakat konuyu değiştirmeden konuşmaya devam etti. " Sürekli dalgınsın, sürekli bir şeyler düşünüyorsun ve benimle hiç ilgilenmiyorsun Harry. Gerçekten, seni bu kadar meşgul eden şey ne bilmek istiyorum. " Dediğinde yutkundum, bir elimi saçlarına götürüp okşadığımda derin iç çekişimin ardından, " Babam ve annem yüzünden böyleyim, biliyorsun. " dedim, aslında tam olarak yalan değildi fakat böyle olmamın büyük nedeni Eva'ydı.
Anında yüzüne yayılan üzüntü ile birlikte dudaklarımı birbirine bastırdım, uzandı ve beni öptü uzunca. " Ben her zaman yanındayım, biliyorsun değil mi Harry? " diye fısıldadığında alnını alnıma yasladı. Gözlerimi kapatıp onu onaylayan mırıltılar çıkarttım, saçlarını okşamaya devam ettim. " Seni seviyorum. " dedi bana, gözlerimi açtığımda gözlerime bakıyordu. Benden beklediği şeyi biliyordum, uzunca bir sessizliğin ardından. " Seni seviyorum. " dedim bende ama gözlerine bakamadım bu sefer, çünkü gözlerine bakarak yalan söyleyemezdim.
Eva bana bu söylediğimde beraber kıkırdadı ve burnunu burnuma sürtüp, " O zaman bir çay daha içelim mi? " diye fısıldadı dudaklarımın üzerine. Tanrım, o böyle hareketler sergilendiğinde çıldırmamak mümkün müydü? Değildi.
Onu bir haftanın ardından zar zor görüyordum, sadece telefonla kaçamakça konuşmalarımız dışında hiçbir iletişimimiz olamamıştı, iş yerinde bile sadece camdan izliyordum onu saatlerce. Steve onu bir saniye bile yalnız bırakmazken sonunda onunla birlikteydim, Steve'in bir işi çıkmış ve Eva gelmişti yanıma. Bu yaptığımız çok fazla tehlikeliydi ama Eva eve gittiğinde olacak tüm tehlikeyi göze almıştı.
" İçelim. " diye onayladım onu ve o dudaklarıma ıslak bir öpücük kondurup arkasını döndü ve bardaklarımıza çay doldurmaya başladı. Her şeyi ayarlayıp onunla piknik yapmaya gelmiştik, tüm gözlerden uzak kimselerin olmadığı bir yere getirmiştim onu. Böylece onunla birlikteyken kafamız yakalanma korkusunda olmayacaktı. O çayın yanına piknik sepetinin içinden ikimiz için yaptığı ıslak kekleri çıkartırken bana bakıp gülümsedi, bende onu süzmeye başladım.
Bu kadının güzelliği benim tüm dünyadan kopmamı ve sadece ona odaklanmamı sağlıyordu, onu seviyordum. Onu çok fazla seviyordum. Bana dönüp bardağımı uzattığında elinden aldım ama ondan çekilmeden önce elini öptüm ve gülümsedim.
" Bu benim için yaptığın ilk şey, " dedim kekten yemeye başladığımda, tadının güzelliğiyle ağzımdan mırıltılar dökülürken, " Çok güzel. " dedim. Gülümseyip bana doğru yaklaşırken, " Umarım daha bir çok şey yapabilirim. " dedi, elimdeki çay bardağını ve tabağı kenara bırakıp onu kendime çekip sarmalarken, " Yapacaksın Eva, seninle bir sürü anılarımız olacak. " dedim ve dudaklarını öptüm.
" Eva.. " diye fısıldadığımda gözlerine bakıp ellerim tulumunun üst düğmelerine gitti, onları yavaşça açıp gözlerine baktığımda kirpiklerini kırpıştırdığını gördüm. " Çok güzelsin. " Eğilip dudaklarımı boynuna bastırdım uzunca, onu koklarken gözlerimi yumdum... Gözlerimi kapattığım her an ben onunla farklı güzellikleri keşfediyordum. Dudaklarımı aşağılara doğru götürdüm ve düğmesinin açık bıraktığı yerleri öptüm uzunca. " Harry. " diye fısıldadığında ve nefesi kesildiğinde gülümsedim, ikimizde birbirimizin zayıf noktasıydık.
" Haydi. " dedim o an, " Kalk ve bu anı ölümsüzleştirmeme izin ver, bu güzelliğe eve gidincede uzunca bakmak istiyorum. " dedim ve kahküllerini geriye itip alnını öptüm. " Haydi. " dedim yeniden, bu kez alnındaki kahkülleri karıştırıp gülerken. Elime hafifçe vurarak oda güldü seslice ve ayağa kalkmadan önce dudaklarımı hızlıca öptü. Ardından çiçeklerin arasına doğru ilerledi, bende onunla beraber gidip önünde durduğumda yere eğildim ve telefonumun kamerasını açtım. Onu çok güzel bir anında ansızın yakaladığımda çektiğim ona aptal bir yüz ifadesiyle baktım.
Çünkü onun güzelliği hiçbir şeyle karşılaştırılamazdı ve ben bu kadına geri dönemeyeceğim bir şekilde aşık olmuştum.
O hem aynı anda kalbimin huzuruyken hemde aynı anda karmaşasıydı... Ama ben onunla birlikte savaşacaktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese merhaba, umarım bölümü severek okumuşsunuzdur. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Görüşlerinize ihtiyacım var. Görüşmek üzere, sizi seviyorum. 💚
