Chapter: 31

960 72 71
                                    






Herkese merhaba, bol bol yorum yaparsanız çok mutlu olurum güzellerim. Kendinize dikkat edin ve sağlıcakla kalın.
Sizi seviyorum, iyi okumalar. 💚















EVA:

Bir kaç kıpırtı, ayak sesleri ve sessiz konuşmalar duyduğumda kıpırdanarak gözlerimi aralamıştım. Benimle birlikte Steve'de kaşlarını çatıp gözlerini araladığında bakışlarımı ondan çekmiştim. Karşıma baktığımda ise annem ile babamı görmememle kirpiklerimi kırpıştırmıştım. İkiside bana ve Steve'e şaşkın bakışları ile bakıyorken, ben elimi Steve'in yanağından çektim ve Steve'de karnımdaki başını kaldırarak doğrulmuş ve yüzünü sıvazlamıştı.
Derin bir soluk verdikten sonra kahküllerimi düzeltmiş ve saçlarımı bileğimdeki tokayla topladıktan sonra yeniden Steve'e bakmıştım. Çünkü, annem ve babamla yüz yüze dahi gelmek istemiyordum daha fazla. Steve ayaklandığında bana doğru eğilmiş ve dudaklarını kulağıma yaklaştırarak, " Ben haber verdim. " dediğinde, başımı iki yana sallamış, " Sorun değil. " demiştim.

Sonra annemin, " Eva? " demesiyle dudaklarımı sertçe birbirine bastırıp başımı eğdim. Konuşmak istemiyordum. Görmüyorlar mıydı? Onlar yüzünden bu haldeydim ben. O esnada Steve'in derin iç çekişiyle birlikte, " Colin'ni neden getirmediniz? " demesiyle gözlerimi büyüterek Steve'e bakmıştım.
En son kardeşimi bir daha göremeyeceğimi söylemişti. Ben şaşkın bakışlarla Steve'e bakıyorken annem, " Bu saatte okulda oluyor, zaten çıkmasına bir saat kaldı. Eva'yı biraz görüp gideceğiz. " dediğinde, kendime daha fazla engel olamamış ve,
" Gördünüz işte, gidebilirsiniz. " demiştim. Steve'in bakışlarının bana döndüğünü hissediyorken ben inatla yatağı izlemeye devam ediyordum. Sonra babam, " Zamanı gelmişti zaten, torunumuzu kucağımıza almak için sabırsızlanıyoruz. Tebrik ederim, kızım. " dediğinde yüzümü buruşturdum. Kızım mı? Bu kelime babamın ağzına yakışacak en son kelime bile değildi.

Yutkundum, ağlamamak için yumruklarımı sıkıyorken başımı kaldırarak Steve'e bakmış ve onunla göz göze gelmiştim. " Gidebilir miyiz? " dedim ona. Bana tebessüm etti ve başımı salladı.
" Çıkış işlemelerini halledip geliyorum hemen, bir de doktorla konuşayım bebeğim. " dediğinde bana, ona başımı sallamıştım. Sonra bana eğildi ve saçlarıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra annem ile babama baktı ve odadan çıktı. Onlarla odada yalnız kalırken onlara en ufak bir bakışta dahi bulunmuyordum. Ta ki annem bana, " Daha çok erkendi Eva, neden bir çocuk yapmayı düşündünüz? Steve'in nasıl biri olduğu ortada. " dediğinde kaşlarımı çatıp, derin bir soluk verdim ve onlara gözlerimi büyüterek baktım. " Gerçekten mi? " dedim şaşkınca. " Yıllar sonra mı Steve'in nasıl biri olduğu aklına geldi? " dediğimde annem bakışlarını kaçırmış, babamsa sesli bir şekilde boğazını temizlemişti.

Sinirle güldüm, nasıl bu kadar rahatça konuşabiliyorlardı? Nasıl sanki suçsuzlarmış gibi rahatlardı? Bu kadar rahat olmaları beni daha da fazla sinirlendirirken susmadım. " Hepsi sizin suçunuz. " dedim, sesim ağlamaklı çıkmıştı ama içimden ağlamayacağıma dair kendime  yeminler verirken babamın sert bakışları ile karşılaşmıştım.
" Kes sesini artık, olan oldu. Sizin bir çocuğunuz olacak. Steve artık alışsan iyi edersin. " dediğinde ayağı kalkmış ve onların karşısına geçmiştim.
İşaret parmağımı ikisine doğrulttum. " Siz ikiniz. " dedim. " Siz ikiniz benim hayatımı mahvettiniz! " diye bağırdığımda babam, " Eva, kendine gel. " demişti dişleri arasından. Güldüm yeniden, anneme baktım. Yine her zaman olduğu gibi susuyordu.
Ben küçükkende susmuştu, şimdide susuyordu.

" Bu halde olmamın tek suçlusu sizsiniz. " dedim, sesimde tıpkı onlara olan bakışlarım gibi sertti. Babama baktım, " Sen suçlusun çünkü beni bir para uğruna Steve'e verdin. " Anneme baktım, " Sen suçlusun çünkü hep sessiz kaldın, beni korumadın. Babama engel olmadın. " dedim ve ben ağlamaya başladım. İçimdeki felaketler göz yaşlarım olup akıyorlardı. İkiside tek kelime etmedi. Suçlu olduklarını kabul etmediler. Bana bunları yaşattıkları için özür bile dilemediler. En azından dedim içimden kendi kendime. En azından hatalarını kabul edip, pişman olduklarını söyleseler belki affedebilirdim onları. Ben onları yeniden annem ve babam olarak kabul etmeye hazırdım, ama onlar asla beni gerçek anlamda kızları olarak kabul etmeye hiçbir zaman hazır olmayacaklardı.

Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin