Bol bol satır arası yorum istiyorum güzellerim ^_^Kendinize dikkat edin, sağlıcakla kalın. Sizi seviyorum. 💚
İyi okumalar :)
HARRY:
Steve Eva'yı hızla kucağına aldığında hiç vakit kaybetmeden şirketten çıkmış ve arabasını hastaneye sürmüştü. Bense onları takip etmiştim. Eva'yı öylece bırakamayacağımı biliyordum ve bu yüzden Steve'i umursamadan peşlerinden gitmiştim.
Sonra, hastaneye geldiğimizde Eva'yı bir odaya aldılar ve biz yalnızca oturup beklemeye başladık.
Steve çok fazla endişeli ve korku dolu olduğu için gözü beni görmüyordu ve burada olmama bu yüzden hiçbir şey söylemiyordu. Biliyordum, şuan tek düşündüğü Eva'ydı. Tıpkı, benim de şuan tek düşündüğüm Eva olduğu gibi. Ardından sıkıntılı bir nefes verdim ve ellerimle yüzümü sıvazladım kendime gelmek adına. İşler daha fazla nasıl kötüye gidebilir diye düşünürken her şey biraz daha, biraz daha kötü olmaya devam ediyordu. Kötülük durmuyordu, iyilik ise bizi bulmuyordu. Hiçbir şey yoluna girmiyor, aksine her şey yoldan çıkıyordu.Arkama yaslandım, kafamı duvara hafifçe vurmaya başladığımda karşımdaki odanın kapısını izlemeye başladım. Eva'nın içerisinde olduğu odanın kapısına. Yutkundum, ağlamamak adına öyle büyük bir savaş veriyordum ki eğer şuan Steve yanı başımda oturuyor olmasaydı çoktan göz yaşlarım kendini ele verirdi. Sonra odanın kapısı açıldı ve doktor çıktı. Steve hızla ayaklandı, bende ayağı kalktığımda sakin olmaya çalıştım. Elim kolum bağlıydı ve tek yapabildiğim olanları izlemekti. Steve telaş içerisinde doktora, " Karım nasıl? O iyi mi? Nesi var? " diyerek arka arkaya sorular sormaya başladığında doktorun yüzünde bir gülümseme belirdi. Bu gülümseme Steve'in, aynı anda da benim kaşlarımı çatmama sebep olduğunda doktor kulaklarımın uğuldamasını sağlayan o sözleri söyledi.
" Tebrik ederim bay Parker, karınız hamile. " O an, elektrik akımına kapılmış gibi geriye doğru adım attığımda, gözlerim kocaman olmuştu. Söylenenleri hazmedemezken güçlükle yutkundum ve dolan gözlerimi görmesinler diye başımı eğdim. Sonra bir kaç damla yere damlayıp ayakkabılarımı ıslattı.
" Ne? Doktor, ne diyorsun sen? Ciddi misin?! " Steve'in şaşkın, aynı zamanda da mutlu ve neredeyse ağlayacak gibi olduğu sesini duyduğumda dişlerimi son gücüme kadar sıktım. Sanki, sanki o an dünyam başıma yıkılmıştı ve milyonlarca parçaya ayrılmıştı. Ve ben başımı kaldırıp yaşlı gözlerimle Steve'e baktığımda onun gözlerinde öyle bir bakış vardı ki, sanki Tanrı ona dünyaları getirip eline vermişti. Sanki o, yeniden hayata tutunmuştu. Ve ben daha fazla dayanamadım ondaki bu mutluluğu görmeye.
Arkamı döndüm ve koşarak terk ettim hastane koridorlarını.Kendimi hastanenin dışına attığımda eğilip nefes nefese ellerimi dizlerime koydum ve soluklanmaya başladım. Sanki, sanki ben şuan ben değildim.
Harry gitmiş ve yerine ruhsuz bir adam gelmişti.
Ruhum az önce, duyduğu şeyle kendini ölüme teslim etmişti. Bir kaç damla yaş daha damladı yere, gözlerim karardı ve başım döndü. Son gücümle doğrulup arabama doğru ilerlemeye başladığım sırada birinin bedenine sertçe çarptım ama umursamadan ilerlemeye devam ettiğim sırada çarptığım bedenin sesi, " Dikkat etsene! " diye bağırdı bana. Ve ben öfkemi kontrol edemedim, tepkilerim kontrolün dışındaydı ve ben dönüp çarptığım adamın yüzüne yumruğumu indirdim.
Acı dolu bir inlemeyle bedeni yere serildi ve ben arkamı dönüp çekip gittim.Arabama bindiğimde çalıştırdım ve gaza bastım.
Hızlı bir süratle gidiyorken önümü dolu gözlerim yüzünden bulanık görüyordum.Umursamadım. Aklıma hala daha hazmedemediğim, kulaklarımın duyduğu ve inanamadığım o sözler geldiğinde bağırdım. Acıyla bağırdım ve benden başka hiç kimse duymadı bu bağırışlarımı. Tanrı duymuştu belki ama, bana yardım etmiyordu. Ne bana, ne de Eva'ya. Direksiyona arka arkaya vurdum, ta ki elim acıdı ama ben yine umursamadım. Sanki tüm hissettiklerim uyuşmuştu, ben hissiz bir adama dönmüştüm sadece dakikalar önce. Kalbimde hissettiğim büyük acı yüzünden bir an da hıçkırarak ağlamaya başladığımda arabayı aniden kenara çekmiş ve ellerimi yüzüme kapatarak daha önce hiç ağlamadığım kadar yüksek bir sesle ve sarsılmayla ağlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva || harrystyles.
Fanfiction" Ve yeri gelmişken telefonum bile seni aramayı özledi. "