EVA;Giydiğim sweatshirt'in şapkasını çekiştirdim, şuan karşımda duran Harry'nin de kafasında siyah bir şapka vardı çünkü onunla ikimiz bir kafede buluşmuş ve oturuyorduk, tanınmamak içinde böyle bir yol bulmuştuk. Çünkü ben ünlü bir iş adamının karısıydım ve Harry'de ünlü bir iş adamıydı.
Ne kadar önlem alsakta yinede gergindim ve ben kendimi etrafa bakmaktan alamadım, gergince etrafımı kısaca süzdükten sonra Harry'nin gülümsediğini gördüm. Steve ben evden çıkmadan önce hala uyuyordu ve dün gece eve çok fazla sarhoş geldiği için hala ayılacağını düşünmüyordum çünkü şimdiye kadar hep böyle olmuştu ve Tanrı'a şükür bugün haftasonuydu." Neden gülüyorsun? " dedim Harry'e bakmayı sürdürürken, bana doğru uzandı ve birden yanağımı sıkıp geri çekildi. " Telaşlı hallerin gözüme çok tatlı geldi. " dediğinde kaşlarımı çattım, her an her şey olabilirdi ve o bu halimle eğleniyor muydu?
" Harry, şuan içinde bulunduğumuz durum eğlenceli değil. " dedim kızgınlıkla, ve bakışlarımı ondan çekerek kahvemi içmeye geri döndüm." Neyin var senin? Sadece ortamın gerginliğini almak istemiştim. " dediğinde Harry yeniden ona döndüm, söylediği şey kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
" Demek sadece ortamın gerginliğini almak için öyle söyledin, yani beni tatlı bulmuyorsun. " dediğimde söylediğim şeyin aptallığı ile yerin dibine girmek istesemde yüzümdeki ifadeyi değiştirmedim. Lanet olsun, tıpkı liseli aşıklar gibi trip atıyordum.Harry ise şaşkınca dudaklarını aramış bana bakıyordu, kesin deli olduğumu düşünecekti. Aralık dudaklarını kapatmış ve sanki suçunun ne olduğunu düşünüyor gibiydi, yada sadece bana öyle geliyordu. Ama bir kaç dakika sonra yüzündeki ifade ciddileşti ve masada bana doğru eğildi. " Dün telefonu birden yüzüne kapattığım için özür dilerim Eva, ama o an Jessica birden odaya girince ne yapacağımı şaşırdım. Ama sana söz veriyorum bir daha bu asla gerçekleşmeyecek. Bana güven. "
Söylediği şeyler beni ne kadar tatmin etsede yelkenlerimi kolay kolay indirmek istemiyordum, bu bendim aslında gerçek ben...Tanrım, ben onu kıskanıyordum ve Jessica yüzünden yüzüme kapattığı telefonun acısını çıkartmak istiyordum.
Daha önce kıskançlığı hissetmiş miydim ki? Ah hayır, tüm bu duygular bana yabancıydı ve bu sergilediğim hareketlerde öyle. Ama bu gerçek bendim, onun yanında sadece kendim oluyordum." Tamam. " dediğimde, " Ne? Sadece tamam mı? Tamam, bir tamam. Öyle mi? " diye sinirle konuştuğunda ve sesini azda olsa yükselttiğinde etrafıma baktım, kafede olduğumuzu unutmuş gibiydi. Bende ona doğru eğildiğimde, " Bu bir bahane değil Harry, haklıymışsın gibi birde bana sinirleniyor musun? O an, ne bileyim yüzüme kapatmak yerine bir şekilde benim olduğumu belli etmeden telefonu kapatabilirdin ama sen bunun yerine telefonu yüzüme kapatmayı seçtin. " dedim bende aynı sinirle, bana bakan şaşkın bakışları yeniden sinirli haline geri döndü.
" Sana o an ne yapacağımı şaşırdım diyorum! " diye aniden bağırdığında ben korkuyla yerime sindim ve biliyordum ki bir herkesin bakışlarıda bize dönmüştü, o an aniden ayağı kalkıp sandalyemi geriye ittim ve çantamıda alıp hızlı adımlarla kafeden çıktım. İlerliyordum ki aniden kolumun sertçe tutulmasıyla durdum ve Harry beni kendine döndürdü, " Neden durduk yere bunu tartışıp zaten zar zor birbirimizi görebildiğimiz bu anları bununla harcıyoruz ki? " dedi, sakin kalmaya çalışsada hala sesindeki siniri hissedebiliyordum.
" Nasıl hissettiğimi biliyorsun değil mi? Bilmelisin Harry, sen beni Steve ile gördüğünde nasıl hissediyorsun? " dedim çaresiz çıkan sesimle, gözlerini yumdu ve nefeslerini çok fazla derin almaya başladı. Sinirini kontrol etmeye çalışıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva || harrystyles.
Fiksi Penggemar" Ve yeri gelmişken telefonum bile seni aramayı özledi. "