Chapter: 19

1.1K 64 60
                                    




EVA;

Steve kahvaltısını bitirdiğinde kenarda duran peçetesini alıp dudaklarını sildi. Bana bakıp gülümsedi ve ayağı kalktı. " Bebeğim biliyorsun şirkete gitmem gerek, eğer işler yoğun olmasaydı seninle kalacaktım ama maalesef. Dikkat et tamam mı? Dinlen. Ben seni arayacağım, seni seviyorum. " Konuştu ve bana yaklaşıp dudaklarını alnıma bastırdı. Ona başımı salladım ve, " Görüşürüz. " dedim, bana gülümseyip mutfaktan çıktığında bende ayağı kalktım ve mutfak kapısından bakarak onun evden çıktığına emin oldum.

Evden çıktığında masanın üzerinde duran telefonumu elime aldım ve Harry'e mesaj attım.


" Steve şirkete geliyor, bugün işlerin yoğun olduğunu söyledi. Nasıl buluşacağız? "

-Eva

Telefonu bırakıp masayı toplamaya başlamıştım, hala daha canım acıyordu ama o an hissetiklerim kadar acı değildi asla. Ama sanırım artık daha fazla dayanmam gerekiyordu, hem kardeşim ve Harry'i nasıl bırakacaktım ki? Onlar için yaşamalıydım. Ben bunları düşünürken telefonuma gelen mesaj sesiyle hızla telefonu alıp açtım.

" Bir bahane uydurup çıkacağım güzelim, sen dert etme. Sadece hazırlan, bir saate evin üst sokağına gelirim. "

-Harry

Mesajı okuduktan sonra hızla yukarı çıkmaya başladım, duş alsam iyi olacaktı. Dün hastaneden geldikten sonra yorgun olduğum için hiçbir şey yapamamıştım. Bana yapacağı süprizi aklımdan çıkmazken ne olabileceğini düşünüp duruyordum, daha önce böyle meraklı bir insan değildim. Ama diyordum ya, Harry daha önce hissetmediğim bir çok duyguyu hissettiriyordu bana. Duşa girip çıktıktan sonra hazırlanmıştım, evden çıktığıma dair Harry'e yeniden mesaj attığımda bana beş dakikaya orada olacağına dair geri mesaj atmıştı.

Onu çok fazla özlemiştim, daha önce hiçbir hissi bu kadar yoğun hissetmiyordum. Harry'le tanışmadan önce biri bana gelip aşık olacağın bir adam çıkacak deselerdi karşına inanmazdım, çünkü hayatım o kadar farklıydı ki diğer hayatlardan ben tüm bu duyuları tatmadan bu dünyadan gideceğimi inandırmıştım kendime. Ama öyle olmamıştı, Tanrı karşıma onu çıkartmıştı. Tanrı onu kaderime yazmış mıydı yada kaderimden onu alacak mıydı bilmiyordum fakat ne onun benden gitmesini ne de ben ondan gitmek istiyordum. Çok fazla düşünmek istemiyordum, sadece yaşamak istiyordum onunla. Bu hayatta ne kadar daha yaşayıp nefes alacaksam hepsini onunla yapmak istiyordum. Her şeyi onunla..

Ben bunları düşünürken çoktan geldiğimi fark etmiştim, hatta Harry arabasına yaslanmış bana gülümseyerek bakıyordu. Gülümseyen yüzünü gördüğümde ben de gülümsedim. Ağır adımlarla bana doğru gelip ellerimi tuttu, dudaklarını sargılı bileklerime hafifçe bastırdığında onun bana olan sevgisi ve merhameti gözlerimi doldurdu. Onu hak edecek ne yapmıştım bilmiyordum ama, şanslıydım. Evet şanslıydım, çünkü o benimleydi. " Sevgilim. "
Diye fısıldadı bana, dudaklarından duyduğum bu kelime ile gözlerimi kırpıştırdım, Steve'den duyduğum hiçbir sevgi sözcüğü bana bir şey hissettirmezken onun dudaklarından çıkan herhangi bana karşı olan güzel bir kelime kalbimin hızla atmasını sağlıyor ve yanaklarım kızarıyordu.

" Seni çok fazla özledim. " dedim o an fısıltıyla, gözlerine bakıyordum. O sevdiğim yeşil gözlerinde kaybolmak istiyordum. Sadece onunla olmak, onunla yaşamak, onunla yaşlanmak istiyordum. Bedeni bedenimle olsun, ruhu ruhumun yanında dinlensin ve öldüğümüzde bile yan yana olalım istiyordum. Ben fena bir şekilde tutulmuştum ona, ve bunun adı aşktı...Kaçamazdım artık ondan. Gözlerine gördüğüm yoğun hisler yutkunmamı sağlamıştı. " Dayanamayacağım. " dediğinde elimi sıkıca tutup beni arabaya götürmeye başladı.
" Bir an önce gidelim. " dediğinde, " Gidelim. " dedim ona, onunla gitmek en iyi gidiş olurdu çünkü.


Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin