HARRY;" Uzun zamandır yalnızdım ve seni o akşam kapıdan girerken gördüğümde sanki seni tanıyor hissine kapıldım. Aslında beni tanıdığını hissettim. "
O kollarımın arasındayken sahilde kumların üzerinde uzanıyorduk, hafifçe esen rüzgar onun bedenini titretiyordu fakat ben her seferinde onu daha sıkı tutuyordum. Tıpkı onu, sonsuza denk sımsıkı tutacağım gibi. Söylediğim şeyle birlikte yüzünü kaldırıp yüzüme bakarken düşünceli ifadesiyle karşılaştım, ne düşündüğünü kestirebiliyordum. Evli bir adamdım ve dışarıdan göründüğü kadar mükemmel bir aileye sahiptim, ama kesinlikle öyle değildi.
" İnan bana, ben yalnız bir adamdım. Ta ki, sen beni bulana kadar. " diye fısıldadım ve bir elimi çenesine götürerek okşadım, baş parmağım oradan dudağının kenarındaki ben'e gittiğinde parmağımı usulca orada gezdirdim. Her bir detayı beni delirtiyordu, üstelik bu muazzam güzellik şuan kollarım arasındaydı.
" Dönsek mi? " diye konuştu o sırada, sesine sinen korkuyu fark etmiştim. Steve'den korktuğunu biliyordum artık, hemde çok fazla. Ama artık ben vardım, korkmasına gerek yoktu. Ama iç sesim o an Eva'nın artık daha da fazla korktuğunu söyledi bana, yutkundum.
" Eğer Steve bizi öğrenirse, onun yapabileceklerini tahmin edemezsin. " diye fısıldadı yüzüme doğru, gözlerindeki korku görmek istemediğim bir şeydi. Elimi yanağına götürdüm ve tuttum, dudaklarımı alnına bastırıp geri çekildim ve ardından alnımı alnına yasladım.
" O sana zarar veriyor Eva, bunu biliyorum. Söyle bana, lütfen söyle. Söyle ki bana, seni ondan kurtarabileyim. " dedim, Eva hızla doğrulup gözlerini denize dikerken başını iki yana salladı.
" Beni ondan anca ölüm kurtarabilir. " dediğinde yüzümün ifadesinin değiştiğini biliyordum. Onsuz bir dünyada olmak mı? Hayır, buna dayanamazdım.Hızla ona yaklaşıp arkasından sarıldım ona ve ellerimi belinde sıkıca birleştirip çenemi omzuna yasladım. " Bana her şeyi anlatacağını biliyorum Eva ve ben sana zaman tanıyacağım ama lütfen anlat kendini bana. Kendini bana anlattı ki, bizi hiçbir şey koparamasın. " dedim, başımı boynuna gömüp kokladım cennet gibi kokan onu. Onun kokusuna cennet adını vermiştim, çünkü tüm güzellikleri barındırıyordu kokusu.
" Sana yemin ediyorum, tüm duymak istediğin sözcükleri söyleyeceğim sana, tüm yapmak istediğin ama yapamadığın şeyleri yapacaksın ve sana yemin ediyorum yaşayamadığın tüm şeyleri yaşayacaksın. " Konuşmamı bitirdiğimde başını çevirip bana baktı, titreyen elini kaldırıp yanağıma götürdüğünde yanağımı avuçları arasına aldı. Huzurlu bir nefes alıp gözlerimi yumduğumda aklımda kurduğum dünyada sadece o ve ben vardık.
" Babam, Steve ile beni zorla evlendirdi. " Neredeyse ağlayacakmış gibi çıkan sesiyle konuştuğunda kapattığım gözlerimi açtım ve gözlerine baktım. " Yapabileceğim hiçbir şey yoktu, kardeşimden başka kimsem yoktu Harry. O da bana yardım edemezdi ki, o küçücüktü. " Dayanamayıp hıçkırdığında onu kendime çekerek sıkıca sarıldım, o konuşmaya devam etti.
Flashback;
Odamın kapısı tıklandığında ve annemin, " İçeriye gelebilir miyim? " dediğini işittiğimde onu onaylan mırıltılar çıkarttım ve çalıştığım test kitabının kapağını kapatıp onu masanın üzerindeki diğer kitapların üzerine koydum. Annem içeriye girdiğinde ve bana baktığında kaşlarını çattığını gördüm. " Neden hala hazırlanmadın Eva? Babanın arkadaşı birazdan burada olur. " dediğinde yüz ifadem memnun olmayan bir ifadeye bürünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva || harrystyles.
Fiksi Penggemar" Ve yeri gelmişken telefonum bile seni aramayı özledi. "