Bölümün biraz geç geldiğinin farkındayım, bu yüzden lütfen kusura bakmayın.Keyifli okumalar :)
EVA;
Harry'nin yanından ayrılıp şirkette gelmiştim, Harry ise bugün şirkete gelmeyeceğini ve biraz dinleneceğini söylemişti. Taksiye ücretini verip indiğimde şirkete girmiştim. Odama doğru ilerliyorken bir kaç çalışan selam verirken gülümseyip karşılık veriyordum, fakat o sırada karşımda Steve'in bedenini görmemle yüzümdeki gülümseme sönmüştü. Yüzündeki ifade o kadar sertti ki bu yutkunmaya sebep olduğunda o bana doğru yürümüş ve elimi sıkıca tutarak yürümeye başlamıştı.
Elimi o kadar fazla sıkıyordu ki dişlerimi birbirine bastırmıştım. En sonunda kimsenin olmadığı bir koridorda durduğunda bana dönmüş ve yüzümü incelikten sonra konuşmuştu. " Hangi cehennemdeydin sen? " Sesi sakin çıkıyordu ama biliyordum ki benim asıl bu sakinlikten korkmam gerekiyordu. Elini çeneme koyduğunda yüzümü biraz daha kaldırdı ona doğru ve ardından baş parmağı ile dudağımın kenarındaki beni okşadı.
Cevap vermediğimde sinirle solumuştu. Ben o an anlamıştım ki, Harry'le son zamanlarda çok dikkatsiz davranıyorduk. Her boşluğumda onun yanına gidiyor ve tehlikeye sokuyorduk birbirimizi. Böyle olmaması gerekiyordu, daha dikkatli olmalıydık yoksa çok kötü şeyler yaşanacaktı.Yüzüme doğru eğildiğinde gözlerimin içerisine bakmaya başlamıştı. " Sana hangi cehennemdeydin dedim? " dediğinde kuruyan dudaklarımı yaladım ve, " Sadece kendime bir şeyler almak için çıkmıştım, beğendiğim bir kaç kıyafet vardı da. " demiştim.
O hala sakinlikle gözlerimin içersine bakarken,
" Hani, aldıkların nerede? " demişti. İşte şimdi bittin Eva dediğimde içimden, aklıma gelen şeyle,
" Kartımı burada unutmuşum, bu yüzden alamadım. " demiştim. Yüzünden ne düşündüğünü anladığımda, " Yanımda alacak kadar da nakit yoktu. " dediğimde yavaşça başını sallayarak elini çenemden çekip bir kaç adım gerileyip mesafe bırakmıştı aramızda.O sırada arkasını dönmüş ve elleriyle saçlarını geriye doğru yatırmıştı, fakat aniden bana döndüğünde sıçramama engel olamamıştım. " Eva. " dedi bana, sesi hala sakin çıkıyordu ve bu beni daha da fazla korkutuyordu. " E-efendim? " dediğimde kekelememle birlikte bakışları dudaklarıma kaymış, ardından yeniden yüzüme bakmıştı. Uzun bir sessizliğin ardından konuşmaya devam etmişti.
" Son zamanlarda ki bu rahat tavırlarını fark etmiyorum sanıyorsan yanılıyorsun, sessizliğimin tek nedeni kendine çeki düzen vermeni bekliyor olmam." Demişti, bana yeniden yaklaşıp bu sefer parmaklarını çeneme sıkıca sarıp başımı kaldırdığında yüzümü sertçe yüzüne yaklaştırmıştı." Fakat eğer kendine çeki düzen vermezsen, ben bunu çok iyi yaparım bilirsin. " diye fısıldadığında kafamı hızla itmiş ve başım duvara çarptığında dudaklarım arasından ufak bir inleme kaçmıştı.
Bana kısa bir bakış attığında, " Lanet olsun, iyi misin? " diye konuşmuştu. kollarımı tutmuştu ki kollarımı sinirle elleri arasından çekip yürümeye başlamıştım. Arkamdan sinirle küfürler savurduğunu duysam da dönüp bakmadım ve odama ilerlemeye başladım. İşte o böyleydi. Bir insan pişman olacağı şeyi yapar mıydı? O yapıyordu.
Önce bana zarar veriyor, sonraysa nasıl olduğumu soruyordu.Başımı iki yana sallayıp odama doğru ilerliyorken dolan gözlerimi elimin tersiyle sildikten sonra odama girdim ve çantam ile ceketimi bıraktıktan sonra sandalyeme oturdum. O esnada odamın kapısının açılmasıyla ve gelenin Steve olduğunu görmemle başımı iki yana sallamıştım. Yalnız kalmama bile izin vermiyor ve beni her zaman yaptığı gibi boğuyordu. Ama o sakince gelip masanın önünde ki sandalyelerden birine oturduğunda ona kaşlarım çatık bir şekilde bakmıştım. " Aslında, söylemek istediğim bir şey vardı. Sanırım unuttun. " dediğinde kaşlarımı çatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva || harrystyles.
Fiksi Penggemar" Ve yeri gelmişken telefonum bile seni aramayı özledi. "